Bu günlerde aklı başında, vicdan sahibi yaşam hakkı savunucularını haklı olarak endişelendiren bir tasarı mevcut: Hayvanları Koruma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı; aktivistlerin deyimi ile 'Ölüm Yasası.'
Tasarı, sahipsiz sokak hayvanları için iyi işler yapmak adına hazırlanmış gibi görünse de, okuyunca insanı endişelendiren pek çok hükmü içermekte. Bunlardan en önemlisi sokak hayvanlarının iyiliği için, onları hayvan barınaklarına, barınaklar dolduğunda ise içeriği pek anlaşılamayan 'Doğal Yaşam Alanları'na gönderilecek olmaları. Yani özetle kanun çıkarsa yavaş yavaş sokaklar kedisiz ve köpeksiz kalacak.
Kısa ve öz yazacağım.
Sokakları kedilerden arındırırsanız sokaklar temiz olmaz! Aksine kediler azaldıkça fareler çoğalmaya başlar. Hem öyle minik, sevimli fındık fareleri değil. Kolun yarısı kadar olanlardan, kulak koparanlardan koca koca lağım fareleri. Bilirsiniz fare iğne deliğinden geçebilir. Üstelik kaçıncı katta yaşarsanız yaşayın bir gün klozetin kapağını kaldırdığınızda koca bir farenin kafası ile rahatlıkla karşılaşabilirsiniz. Sonra bir gece ansızın gelip sizi ısırabilir. Çocuğunuzun yatağına kadar girip kulaklarını kemirebilir. Fareler çoğaldıkça veba yayılır dört koldan. Bu zamanda veba olmaz demeyin, denemesi bedava! Üstelik fareleri temizlemek sokakları kedilerden arındırmaktan çok daha zordur.
Sokak köpekleri giderse olacağı herkes bilir. Hırsızlar evlerde gönül rahatlığı ile cirit atar. Çünkü herkes bilir ki, sokak köpekleri sokağın köpekleridir. Yaşadıkları, beslendikleri, sevildikleri sokak onların evidir. Siz uyurken sıkıysa biri arabanızın camını kırsın, balkonunuza tırmansın. En etkin alarmdan daha caydırıcı. Hırsızlar, polisten ziyade sokak köpeklerinden çekinir.
Af eyleyin ama sokakların, caddelerin, meydanların, şehrin sahibinin insanlar olduğu hükmünü kim verdi? Yaşam hakkı her canlı için eşittir. İnsan olmak, gezegenin diğer canlılarını yok etme hakkına sahip olmak demek değildir.
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/28092012abk01.jpg)
Yerel yöneticilerin beceriksizliği hayvanların yaşamlarına mal olmamalıdır. Karşıyaka'da yaşadığım için çok yakından takip ediyorum: Karşıyaka Belediyesi elinde bulunan kısıtlı imkanlarla muazzam işler yapıyor. Kısırlaştırma, aşılama, barınma, ameliyat, ambulans hizmetleri bir yana sokak hayvanlarına su ve mama servisi dahi sağlıyor.
Hayvanların yaşam alanı gezegenin her yeridir. Biz Anadolu insanıyız. Yüzyıllardır hayvanlarımızla yaşadık. Her birimiz kazancından, emeğinden, zamanından tasarruf ederek yaşatıyor o canları. Canımızı yakmayın! Günaha ortak olmayın, bir hesap günü olduğuna inanıyorsanız dilsizlerin o gün dile geleceğini unutmayın. Sokaklarımız kedilerimizle, köpeklerimizle güzel.
Kediler, köpekler rahatsızlık veriyor diyorsanız sorarım size kuşlar da tepemize pisliyor! Ne yapacaksınız gökyüzüne bir demir perde mi çekeceksiniz?