İzmir Kadın Meclisi'nin ortak mücadele kampanyası
Yazar: Güncel Haberler
İzmir Büyükşehir Belediyesi çatısı altında kurulan İzmir Kadın Meclisi, kadın hakları ihlallerine dikkat çekmek ve çözüm ortaklığı oluşturmak amacıyla 3. “Ortak Mücadele Hep Birlikte” kampanyası başlattı. Kampanya kapsamında, kadınların cinsel ve bedensel haklarına yönelik uygulamaların insan hakları ihlali olarak varlığını sürdürdüğü kamuoyuna duyurulacak ve çözüm ortaklığının geliştirilmesi için açıklama ve eylemler düzenlenecek.
İzmir Kadın Meclisi, kampanya kapsamında yayınladığı basın açıklamasında, Türkiye’de günde en az üç kadının öldürüldüğüne, her evli kadından yüzde 39’unun fiziksel şiddete, yüzde 15’inin cinsel, yüzde 42’sinin fiziksel veya cinsel, yüzde 44’ünün duygusal şiddete maruz kaldığına dikkat çekildi. 2011 yılında da kadınların şiddetle yaşamayı sürdürdüğü belirtilen açıklamada, Türkiye’de 2010 yılında yüzlerce kadının anı sıra lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel ve travesti bireyin “namus” ve “ahlak” adı altında katledildiği vurgulandı.
Açıklamada, yani Türk Ceza Kanunu’nda 2004 yılında gerçekleştirilen geniş çaplı reforma ve kadınların yıllardır süren mücadelesine karşın, mahkemelerin kadınlara, transeksüel ya da eşcinsel bireylere karşı işlenen cinayetlerde, “haksız tahrik” adı altında indirim uygulayarak, bu cinayetleri teşvik etmeye ve katillere dokunulmazlık sağlamaya devam ettiği belirtildi. İzmir Kadın Meclisinin 3. “Ortak Mücadele Hep Birlikte” kampanyası kapsamında yayınladığı açıklamada, cinsel ve bedensel hakların ihlallerine karşı ortak konu başlıklarından bazıları ise şöyle sıralandı:
“Cinsel ve bedensel haklar; tüm insanların doğuştan sahip olduğu özgürlük, saygınlık ve eşitliğe dayalı evrensel haklardır. Cinsel ve bedensel haklar, kadının insan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayata geçirilmesi için esastır. Bu hakların geliştirilmesi demokrasinin geliştirilmesinde hayati önem taşır. Geçici evlilikler gibi tüm zararlı geleneksel veya töresel uygulamaların ortadan kaldırılması için kanun yapmak, uygulamak ve geliştirmek ve gerekli önlemleri almak tüm hükümetlerin görevi ve sorumluluğudur. Kadınların cinselliği ve bedenleri kendilerine aittir. Yasaların toplum düzeni ve genel ahlaktan önce esas olarak bireylerin hak ve özgürlüklerinin koruması gerektiği ilkesi tüm yasal reform süreçlerine yansıtılmalıdır. Tüm bireyler; ulaşılabilecek en yüksek standarttaki güvenli ve kaliteli cinsel ve doğurganlık sağlığı eğitimine ve hizmetlerine eşit ve kolay erişim hakkına sahiptir.” (Ege Ajans)