Amerika'daki Kürtler
Yazar: Neşe Önen
Önümüzde 12 Haziran seçimleri var. İmralıdaki elebaşının tehditleri altında gidilen bu seçim ülkenin kaderini değiştirecek bir dönüm noktasıdır. Hükümeti tek başına AKPnin kurması halinde yapılacak bir anayasa değişikliği gündemdedir. Ancak bu yeni anayasa paketi hala bir muammadır. Dolayısıyla spekülasyonlara açıktır.
İmralı ve Kandilden alınan mesajlara bakılırsa, en önemli beklentiler Kürt vatandaşların yoğun olarak yaşadığı bölgelere demokratik özerklik verilmesi, ana dilde eğitim, anayasadan Türk kelimesinin çıkartılması, elebaşının serbest bırakılması şeklinde özetlenebilir.
Bu ihtimallere bakılırsa zurnanın tam da zırt dediği yerdeyiz. Bu nedenle seçime gidecek olan tüm vatandaşlar kararlarını bir kez daha gözden geçirmek ve iyi analiz edip, doğru anlamak zorundadır.
***
Spekülasyonlara göre anayasada yapılması düşünülen değisikliklerden biri de Türk kelimesinin çıkartılmasıdır demiştim. Binlerce yıldan beri evvela yabancı devletler tarafından Anadolu ve Asyanın önemli bir coğrafyasında yaşayan halklara verilen ortak addır söz konusu olan.
...Türkiye ismi nereden geliyor; orduları Diyar-ı Rumu yani Roma İmparatorluğunun Anadolu topraklarını fetheden devlet ve toplum bir yüz yıl içinde İran yaylasından göçebeleri, şehirlileri, dervişleri, zanaatçıları ve askerleriyle Anadoluya aktı. Onlar kendilerine Romalı, Rumi diyorlardı. Gerçi Türkmen olduklarını bilirlerdi ama asıl 12. yüzyılda Anadoluda ticaret yapan Cenovalı ve Venedikli tüccarlar ve diplomatik raporlarını yazdıkları devletleri bu ülkeye Turchia veya Turcmenia demeye başladılar. Sadece Helenlerin değil; Kapodokyalı, Ermeni, Arami (veya Suryani), Kürt, Gürcü kavimlerin yaşadığı bu ülkede Türkler çok çabuk arabulucu ve yaygın ekseriyet durumuna yükselmişti ve dilleri 'lingua franca' yani ortak anlaşma dili haline geldi. Zaten iki buçuk asır sonra da Balkanlar'a yerleştiler.
Yukarıdaki paragraf Prof. Dr. İlber Ortaylının Türkiyenin Yakın Tarihi adlı eserinden bir alıntıdır (sy 64). Bu konuda başka araştırmacıların da benzer ve aynı ortak tezleri savunan pek çok yazısı mevcut. Şimdi bu alıntıyı da göz önüne alarak bir yorumda bulunmak istiyorum.
Azımsanmayacak bir zamandan beri Amerikada yaşıyorum. Hem Türk, hem Amerikan vatandaşıyım. Vatandaşlık yemin seromonisinde Amerikan anayasasına sadık kalacağıma dair yemin ettim. Yasalar önünde diğer etnik köken ve milliyetlerden gelen vatandaşlarla birlikte Amerikada doğan tüm vatandaşlarla aynı hak ve hürriyetlere sahibim (başkanlık adaylığı hariç).
Amerikada devletin tek resmi dili İngilizcedir. Eğitimde de İngilizce zorunludur. Bu ülkeye ilk geldiğimde İngilizceyi iyi konuşamıyordum. Amerikalılar'ın bana ilk öğrettiği, Eğer bu ülkede yaşayacaksan bir an önce İngilizceyi öğrenmeye bak düsturu olmuştur.
Doğrusu o zamanlar; anadilimde eğitim istemek ve devletin resmi dillerinden birinin de Türkçe olarak kabul edilmesi yönünde Amerikan Hükümetine itirazda bulunmak, hatta bu konuda diğer Türkler'le örgütlenmek ve bu itirazları bir isyana dönüştürerek terör ve şiddet eylemlerine başvurmak düşüncesi aklıma bile gelmemişti.
Şimdi ülkemde Kürt vatandaşları temsil ettiklerini iddia eden parti ve yöneticilerin Türk Anayasasından Türk kelimesinin çıkartılması, ana dilde Kürtçe eğitim yapılması gibi taleplerini duydukca çok hata ettiğimi anlıyorum!!!
Bir taraftan da Acaba Amerikada yaşayan Kürtler neden Amerikan hükümetinden de aynı taleplerde bulunmaz ve isyan etmezler? diye merak etmekten kendimi alıkoyamıyorum!..