Başkan Aziz Kocaoğlu'nu başkanlığının ilk yıllarında Basmane'ye davet etmiş, Basmane sokaklarını kalabalık bir gurupla adım adım dolaşmıştık. İşte o gezi sonrası Tarihi Kentler Birliği'nden ödül kazanan "Aya Vukla Kilisesi, Anafartalar Caddesi düzenlemesi, Dönertaş Sebili" onarımları gerçekleşti.

İkinci gezi önerisi bu kez Aziz Kocaoğlu'ndan geldi, kalabalık gurupla değil baş başa bir yeni bir gezi yapmayı önerdi. Basmane'de kentin bir numaralı yöneticisi Başkan Aziz Kocaoğlu ile dolaşmak eski şehir dokusunun korunması doğrultusunda ona bildiklerimi anlatmak benim için bulunmaz fırsattı.

Buluşma yeri olarak Mezarlıkbaşı'nda Katlı Otopark'ın önünü önerdim. Kent gözlemcisi arkadaşım Kemal Ustaoğlu ile birlikte Katlı Otopark'ın önünde başkanı beklerken, farkında olmadan tespih, çakmak cüzdan satan bir seyyar satıcının önünü kesmişiz. Adam haklı, ekmek tezgâhının önünü kestiğimiz için "Hadi" deyip bizi kovdu.

O sırada Başkan geldi. Makam otosundan inerken Başkan'ı bizden önce seyyar karşıladı ve eline sarılıp kendisinden iş istedi. İlk yarım saatte yaklaşık on genç adam Başkan'ın önünü kesip kendisinden iş istediler. Habersiz, baş başa yapılan gezi bu kez Başkan'ı görüp tanıyan ve bu fırsatı değerlendirmek isteyen işsizler yüzünden sekteye uğramaya başladı. Aziz Kocaoğlu herkesi dikkatle dinleyip notlar aldı.

Saray Sineması yıkılınca ortaya çıkan duvarlarda görünen "V" harflerini göstererek geziye başladık. Kocaoğlu'na, bir örneği Aya Vukla kilisesinin bahçesinde olan "V" harfli duvar taşlarının öyküsünü anlattım. Sonra Müftülük binasının yanında bulunan Tarihi Hasan Hoca ve asıl adı Kabasoğan Mescidi olan Hurşidiye Camisi'nin tenekeden yapılma minaresini Evliyazade Camisi'nin dış cephesine yapılan günümüz seramiklerini, Fettah ve Hatuniye Camisi'ne yapılan ilaveleri gösterdim. Amaç kültür varlıklarına yapılan izinsiz ve bilinçsiz müdahaleleri başkana göstermekti.

Yaklaşık üç saat süren gezide eski bir Yahudihane olan Manisa Akhisar Oteli'ne ve diğer yahudihanelere girdik. Karakadı, yeni adıyla Lüks Hamam'ı ve cadde üzerindeki diğer hamamların onarılıp kente kazandırılmasını, hamam kültürünün turizme katkısını konuştuk.

Agora etrafını kuşatan atık depolarını geçip, Osmanzade Yokuşu'nda ve eski sokak dokusunu, bölgede faal olan butik otelleri, yangın geçirip enkaz olmuş İzmir evlerini gezdik. Geziyi Altınpark'ta Muzafferiyet-i Milliye Fırını önünde çay içerek tamamladık.

Vakıflar ve Kültür Bakanlığını ilgilendiren ancak bu kurumların görmezlikten geldiği konularda Başkan'la dertleştik. Başkan Kocaoğlu, Anafartalar Caddesi dış cephe yenileme çalışmalarının yakın bir zamanda Çorakkapı Camisi'ne kadar geleceğini müjdeledi.

İzmir Çetesi

Kadir İnanır'ın başrolü oynadığı "İzmir Çetesi" dizisinde, Basmane sokakları görüntülenecek diye umutlandık...

İzmir'in tanıtımına katkı sağlayacak bu diziyi görmek için "Türkiye'nin dört bir yanından çekimlerin yapıldığı yerleri görmek isteyenler akın akın İzmir'e gelecek, kentte iç turizm canlanacak, ekonomik anlamda sıkıntılı günler yaşayan esnafımız soluk alacak" temennisinde bulunanlar oldu...

Dizinin karakol sahneleri Basmane Karakolu'nda çekildi. İlk günler oyuncuları görmek isteyenler karakolun karşı kaldırımında büyük kalabalıklar oluşturdu. Doğrusu ben de Basmane tanıtılacak diye sevinmiştim. Film icabı dolandırıcıların sıklıkla ziyaret ettiği karakol sahnesi bir türlü bitmedi, bu kaçıncı çekim bilmiyorum.

Sadece Basmane Karakolu'nun gösterildiği dizide, film ekibinin her gelişinde trafik alt üst oldu. Peki, esnaf memnun mu? Değil.

Ekip, karakolun yanına derme çatma çay ocağı kurduğu için kahvehaneler çay satışından, yemekler dışarıdan getirildiği için, lokantalar bu kalabalıklardan faydalanamadı.

Adı yıllardır haksızlığa uğramış kötü insanların yaşadığı düşünülen, tarihi semtte sadece Basmane Karakolu'nun gösterilmesinden rahatsız olduğumu söylemeliyim. Dizinin çekimlerinden başta ben dâhil, esnaf ve karakol polisleri memnun değil. Bir kamu binası bu kadar meşgul edilmemeli...