Adı Filiz olsun!
Yazar: Sabriye Mercan Bolulu
Pak Bahadurun yalnız ve ıstırapla geçen yıllarına inat Begüm ve Winnerın Sasalı Doğal Yaşam Parkındaki mutlu birlikteliklerinin meyvesi yavru bir filimiz var malum. Türkiyede ilk doğan filimize isim arıyoruz bütün İzmir.
Belediyenin sitesindeki ankette İzmir adı önde gidiyor. Kızımın önerisi Filiz: Fil İzden geliyor! Ben de tamamen onun önerisine katılıyorum. Beş yaşına kadar babaannemin küsmelerini göze alarak adının Filiz olmasını isteyen şahsımın böyle bir destekte bulunması son derece normal sanırım.
Filiz ismi çıkınca kızımın ağzından ilk aklıma gelen annemle yaşadığımız belki de ilk ve son gerginlikti. Beş yaşın bütün çelimsizliğine rağmen nasıl da direnirdim, nasıl da kulak asmazdım Sabriye diye seslenenlere... Sevgili Babaannem 30 küsur torunundan (nazar değer diye saydırmazdı) illa ki Ahmetinin tekne kazıntısının adının Sabriye olması için diretmiş. Ben, her Sabriye diyene bakmadığımda küser, darılırmış. Gelinlerin en iyisi anacığım da sonunda çareyi soba maşasıyla peşimde koşturmakta bulmuş.
Benim Filiz maceram, adımı belletmeye çalışan annemin önü sıra koşarken karşımızdaki inşaatın ustasının kol kanat germesiyle sona ermişti. Suat Usta sayesinde paçayı kurtardım ama o 100 metrelik koşu ismimi sevip kabullenmeme yetti de arttı bile! Daha da dönüp bakmam Filiz diyene...
Ama şimdi bu sevimli yavru filin adının Filiz olmasını çok istiyorum, içimde kalmış hevesimin etkisiyle olsa gerek...
Annemin ölümünün ikinci yıl dönümünde onu böyle anmak varmış kısmette! Öldüğü günden bu yana hep onunla ilgili yazmak istiyor ama bir türlü elim gitmiyordu: Sanki yazınca öldüğü resmileşecekmiş gibi...
Kısmet, 100 kiloluk minik filin doğumunaymış!
17 yıl aradan sonra aynı mezarda, toprağın altında buluşan annemle babamı ziyaretimizde bu kez izin istedim kendilerinden sessizce. Babaannem de karşı çıkmazdı herhalde her gün belediyenin sitesine girip Filizden yana oy kullanmama...
Sözsüz onaylarını içimde hissedip, bir daha dönülmez şeyleri düşünüp ağlamaya geleceğimiz sonraki ziyarete kadar ayrılırken sessizce mezarın başından, aklımda Ataol Behramoğlunun Annem Yok Artık şiirinden dizeler...
Annem Yok Artık
Annem yok artık. Beni düşünen kalbi yok. Bitti.
Umutsuz olmak istemiyorum.
Umutsuzluğun bir çıkar yol olmadığını biliyorum.
...
Yeni bir dönemi başladı ömrümün,
Annemin olmadığı dönemi,
Onu yüreğimin üstüne nasıl bastırmak
İstediğimi bilemeyecek artık.
...
Umutsuz olmamak gerektiğini biliyorum,
Bu acımasız gecede
Yazgı diye bir şey yok
İçinde yaşadığımız bu toplum öldürdü annemi
Çarpıntılarla hırpalanan yüreği
Dayanamayıp parçalandı sonunda
Şimdi toprak dolar gözlerine,
Artık istese de kımıldayamaz,
Yokluk esir aldı onu
Bağladı ellerini, kollarını sessizlik,
Çaresiz bile değil artık
Bir çocuk gibi korunmasız,
Karıştı bin yılın ölüsüne.
...