Yasakların gölgesinde Dünya Şarap Kongresi!
Yazar: Mustafa Kirman
Kars’taki “ucube”, Muhteşem Yüzyıl, protestolara sahne olan stadyum açılışı, Mısır olayları derken Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (TAPDK) alkollü içecek üreticileriyle ilgili düzenlemesi gündemde geriye düştü. Aslında TAPDK’nın sektörü düzenlemek yerine “yasakçı” tavrı sadece iç gündem malzemesi değil. Yönetmeliğin yayımlanmasıyla birlikte Batı basınında epey kalem oynatıldı konuyla ilgili. Türkiye’de hızla değişen gündem nedeniyle saman alevi biçiminde tartışılan TAPDK Yönetmeliği’nin ortaya çıkardığı bir garabet var ki, tam Aziz Nesinlik... AKP’nin ikiyüzlü politikalarına bir yenisi daha eklendi ki; gelin, bu tabloyu biraz detaylandırarak açalım:
Dünya şarap pazarı 160 milyar Euro büyüklüğünde. Türkiye ise yılda sadece ve sadece 15 milyon dolarlık şarap ihracatı yapabiliyor. Dünya üzüm üreticisi ülkeler sıralamasında dördüncü olan Türkiye, şarap üretiminde ise ilk 10’da yer alamıyor. Yılda 3,5 milyon ton üzüm üretiliyor, bunun yaklaşık yüzde 3’ü şarap olarak değerlendiriliyor. Kayıt dışılık oranının hayli yüksek olduğu bir sektör Türkiye’de şarap. Geleneksel yöntemlerle şarap üretimi neredeyse Anadolu’nun dört bir yanında yapılıyor.
Şarap konusunda dünya çapında otorite kabul edilen bir örgüt var: Dünya Bağ ve Şarap Örgütü (Organization Internationale de la Vigne et du Vin-OIV). Hükümetler arası bilimsel ve teknik bir kuruluş olan OIV'nin tarihi 1924'e kadar uzanıyor. O zamanki adıyla Uluslararası Şarapçılık Ofisi, bağ ve şarapla ilgilenen ülkelerin işbirliği ile oluşturulmuş; İspanya, Fransa, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Lüksemburg, Portekiz ve Tunus’un kurucu üyesi olduğu örgütün merkezi Paris’te.
OIV, tüm dünya devletlerinin katılımına açık olup, başvuran devletin üyeliği altı ay içinde üye ülkelerin çoğunluğu tarafından karşı çıkılmadığı sürece kabul ediliyor. Halen örgütün 44 üyesi vardır. Türkiye örgüte 1940 yılında üyelik başvurusu yaparken, üyeliğin onaylanması 1946 yılında gerçekleşti. 1961 yılında ise Türkiye, kendi isteği ile üyelikten çıktı. 1976 yılında örgüte yeniden üye olan Türkiye, OIV’nin 3 Nisan 2001 tarihli Kurucu Anlaşması’nı da 15 Mart 2005 tarihinde onayladı.
Uluslararası Bağ ve Şarap Örgütü’nün temel felsefesi özetle şöyle: OIV, bağcılık ve şarap ürünleri sektörünün mevcut uygulama ve standartlarının uluslararası düzeyde uyumlaştırılmasına, üretim ve pazarlama koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni uluslararası standartların hazırlanmasına katkıda bulunmak ve tüketicilerin çıkarlarının dikkate alınması için çalışmaktadır. OIV, üye ülkelere uluslararası şarap piyasasının ve şarap üretiminin geliştirilmesi konusunda tavsiyelerde bulunmakta, bu alanda çalışan diğer kuruluşlar ve katılmasında yarar görülen uluslararası anlaşmalar hakkında bilgi sunmaktadır. Bu çerçevede OIV, bilimsel ve teknik araştırmalar yaparak, konular hakkında veri toplamakta ve değerlendirmekte, üye ülkeler ve ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmaktadır.
OIV ile ilgili bu detaylardan sonra asıl konuya dönecek olursak... Örgüt 34 yıldır dünyanın çeşitli ülkelerinde Uluslararası Şarap Kongresi düzenliyor. Üzüm üretiminde dünya dördüncüsü, şarap üretiminde ilk 10’da bile bulunmayan, 2002 yılından bu yana ise mahalle baskısı tartışmaları etrafında alkollü içeceklere yönelik düzenleme girişimleriyle dünya gündemine gelen Türkiye, OIV’in 2012 yılında düzenleyeceği Dünya Şarap Kongresi’ne ev sahipliği yapacak! Başvuruyu, 2008 yılında, Ali Babacan’ın bakanlığı sırasında Dışişleri Bakanlığı yaptı. Sonuç: Haziran 2011’de Portekiz’in başkenti Lizbon’da yapılacak 34’üncü kongrenin ardından, 35’inci Uluslararası Şarap Kongresi, Aydın’ın Kuşadası ilçesinde yapılacak. Türkiye, aynı kongreye 1947 yılında da evsahipliği yapmıştı. O dönemde bu denli yasak tartışması, mahalle baskısı konuşuluyor muydu bilinmez ama gerçek olan şu ki; Türkiye OIV’e 1946 yılında kabul edildi ve hemen ertesi yıl Uluslararası Şarap Kongresi’ne evsahipliği yaptı.
Sektör temsilcilerine göre Türkiye şarabının uluslararası tanıtımı ve şarap platformunda sesini duyurması için çok önemli bir fırsat sunacak bu kongre. Kongre boyunca bağ gezileri düzenlenecek, yerinde şarap tadımları gerçekleştirilecek. Dünyanın önemli şarap üreticisi ülkelerinin temsilcileri Kuşadası’nda olacak. Gediz ve Menderes ovalarının bereketli bağları gezilecek. Bağcılığın beşiği olan Anadolu yeniden dünya gündemine gelecek.
Ne var ki Türkiye kongreye son olarak TAPDK Yönetmeliği ile gündeme gelen alkol yasakları ile birlikte hazırlanıyor. Bir dönem başbakan yardımcısı olan Abdüllatif Şener’in ulusal bir şarap etkinliğinde kürsüde sarfettiği bir cümlesi vardı: “Şarabın tadından başka her şeyi bilirim...” O günden bu güne, yasakların gölgesinde hem de uluslararası nitelikte şarap kongresi düzenlemeye geldik...
Bitirmeden, daha önce saf alkol oranına göre Özel Tüketim Vergisi (ÖTV)’yi artıran AKP Hükümeti son zamlarla ne yaptı biliyor musunuz? Bu yöntemi değiştirdi, biraya daha çok ÖTV yükledi. Yani; bira içmeyin rakı için...
Afiyet olsun!