Rüyalar gerçek olsa!
Yazar: Öykü Bolulu
Bugün çok yorulmuştum. Matematik ve İngilizce sınavım vardı. Neyse ki sınavım kolay geçmişti. Tabii ki çok iyi çalıştığımdan… Eve gelir gelmez kendimi yatağa attım. Bir bardak su içtim.
Akşam yemeği yedikten sonra odama geçtim ve düşünmeye başladım. Niye bu kadar çok ders çalışıyor, sınav üstüne sınav oluyoruz ki? Pek çok arkadaşım doğru düzgün çalışmıyor, hatta hiç kitabın yüzünü bile açmıyor. Bazen ben de onlar gibi sürekli bilgisayarda olmak, oyundan başka bir şey düşünmek istemiyorum. Büyüklerime bakıyorum, sürekli sıkıntı, iş güç derdindeler. Çocukluk en güzel zamanlar, ama onu da sınavlarla geçiriyoruz.
Tam böyle düşünürken mucize gibi bir şey oldu, yatağımın yanı başındaki koltukta oturuyordu. İnanılır gibi değil ama Atatürk, benim odamda, yanı başımdaydı… Nasıl heyecanlandım, bilemezsiniz! "Hoş geldiniz" dedim. "Bir şey ister misiniz?" diye sordum. Gülümsedi, masmavi gözleri parladı, “Teşekkür ederim çocuk, bir şey istemez. Biraz konuşalım, yeterli” dedi. Konuşmaya başladı:
- Çocuğum ders çalışmaktan sıkıldığını duydum ve geldim. Artık ders çalışmak istemiyorsun öyle mi?
- Evet. Derslerim çok iyi. Hem arkadaşlarım hiç çalışmadan sınava giriyorlar. Ben de onlar gibi olmak istiyorum. Onlardan farkım ne benim? Ben de bilgisayarda vakit geçirmek, oyunlar oynamak istiyorum.
- Peki, sen benim gibi olmak istemiyor muydun?
- Tabii ki istiyorum. En büyük hayalim bu benim.
- Ama çalışmazsan benim gibi olamazsın. Çalışmazsan başaramazsın, okumazsan dünyayı anlayamazsın. Benim hayat hikâyemi biliyorsundur. Çocukken çok zorluklar yaşadım. Birçok engeli geçtim. Yılmadım çalıştım. Aklıma bir hedef koydum. Hedefime ulaştıkça yeni hedefler koydum. Başardım. Cumhuriyeti kurdum. Vatanımı hep çok sevdim. Onun için hayatımı bile verirdim.
- Peki, nasıl bu kadar sabırlı olabiliyorsunuz? Ben asla sizin gibi sabırlı olabileceğimi düşünemiyorum. Her şeyin hemen başlamasını istiyorum.
- Eğer aklındaki hedefe odaklanırsan elbette sabırlı olabilirsin.
- Sanırım haklısınız. Peki ne yapabiliriz o zaman?
- Cumhuriyeti korumanız. Geleceği en güzel şekilde kurmanız. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve koruyacak sizlersiniz! Eğer siz çalışıp ülkemizi daha iyi yerlere getirmezseniz, benim ve arkadaşlarımın çektiği sıkıntılar, bu ülke uğruna dökütüğü kanlar hep boşa gider. Bunu ister misiniz?
Öyle utanmıştım ki! Bir kez daha öğretmenimin anlattığı Kurtuluş Mücadelesi ve Cumhuriyet’in kuruluşu, Atatürk’ün yaşam hikayesi gözlerimin önünden geçti. Neler yaşamış, neler çekmişlerdi! Aç-susuz, uykusuz kalmış, sefil olmuşlar, ölmüşlerdi hatta. Bense sıcacık evimde ders çalışmaktan yakınıyor, modern okuluma gitmek istemiyordum.
Utancımdan yüzüm kızardığı anda Atatürk’ün şefkatli elini saçlarımda hissettim. İçimdeki çalışma isteğim yeniden kabardı. Çok çalışacaktım, hiç durmayacaktım, Atatürk’ün emanetine sahip çıkacaktım.
O sırada annemin “Kızım hadi uyan artık” sesini duydum. Bunların hepsi bir rüyaymış maalesef. Kalktım. Elimi yüzümü yıkadım ve kahvaltı ettim. Büyük bir istekle okula gittim.
Bugün İngilizce ve matematik sınavının sonuçları açıklanacaktı. Heyecanlıydım. Acaba kaç almıştım. İkinci dersimiz matematikti. Öğretmen adlarımızı teker teker okuyordu. Bir türlü bana sıra gelmiyordu.
Sınıfın çoğu düşük not almıştı. Acaba ben kaç almıştım? Elli miydi, yoksa altmış mı? Öğretmen benim adımı söyledi. Bir korkuyla ayağa kalktım. “Yüz” dedi. “Yaşasın” diye çığlık attım. Sınıf birincisiydim.
Diğer dersimiz de İngilizceydi. O sınavdan acaba kaç almıştım? Bu kez İngilizce Öğretmenimiz sonuçları açıklamaya başladı. Arkadaşlarımdan bazıları yüksek, bazıları düşük not almıştı. Sıra bana geldiğinde öğretmen dedi ki, “Doksan beş”. Çok sevinmiştim. Ayşe’yle aynı notu almıştım ve sınıf birincisiydik.
O sırada “Aferin sana” diye bir ses duydum. Bu Atatürk’ün sesiydi. Çok mutlu olmuştum.
Ertesi gün Türkçe sınavımız vardı. Çok çalışmıştım ama Türkçem biraz kötüydü ve endişeliydim. Sınav zamanı soruları dikkatlice okudum. Son soruda öğretmenimiz kompozisyon yazmamızı istiyordu. Konusu Atatürk’tü. Ben de gördüğüm rüyayı yazdım.
İki gün sonra sonuçlar açıklanınca çok ama çok mutluydum. Türkçe sınavından yüz almıştım. O günkü rüyam beni başka düşüncelere sürükledi. Acaba o rüyayı görmesem sınav sonuçlarım kaç olurdu kim bilir? Bir kez daha teşekkürler Atam!