BASEL 3 açlık ve işsizlik paketi açılıyor
Yazar: Mahiye Morgül
Anayasa Mahkemesi bugüne kadar 1999 BASEL 3 Protokolü'nün önüne engel çekmişti, mühendislik, eğitim, sağlık gibi hizmetler dışarıdan alınamaz, bizde bunlar var, diyordu. Şimdi, “BASEL 3 PAKETİNİ AÇIN” düğmesine basıldığı haberleri ajanslara akıyor.
BASEL 3 Açılımı şu; yabancı sermaye serbestçe gelecek, kendi elemanını kendisi getirecek, bizimkiler aç ve işsiz kalacak. Başbakanın “artık yabancı sermaye ülkemize dolacak” dediği budur.
2012 yılına kadar bütün çalışanların 4-C’li sözleşmeli köle hale getirilmesi bu protokolün maddelerindendir. Onun için işçi-memur herkes “sözleşmeli” statüsüne alınacak ki Türkleri kapı önüne koymak kolay olsun.
BASEL 3 Paketinde, eskiden gavur dediğimiz yabancı sermayenin, bize zulmetme hakkı var, ki buna batılılar demokrasi der. Kısaca BASEL 3 Paketinde onlara özgürlük bize kölelik var.
Bizim çocuklarımız işsiz kalacak, işler yabancılara dağıtılacak. Kendi ülkesindeki işsizleri de yanında getirecek yabancı şirketler. Hatta yabancılar sektörleri aralarında paylaşmış olarak gelecek.
Örneğin:
İngilizler bankacılık sektörünü kimseye bırakmaz, satın aldığı bankanın çalışanlarını kendileri getirirler. Bunlar iş yerinde Türkçe de konuşmayacak...
Ey, Karamanoğlu Mehmet Bey! Uyan da bak, dilimiz, kendi toprağımızda esir!
Ey, Hüseyin Avni Doğan Bey! Uyan da bak, Türkçe yazdırdığın o kitaplar artık yok!
Ey, Mustafa Kemal Atatürk! Uyan da bak, dil devrimin ne hallerde?
Aklınıza Osmanlı Bankası geldi, değil mi? 1926 yılına kadar Türk devrimini tanımadılar, içinde Türkçe konuşma yasağı vardı. Türk memur orada çalışamazdı. İstanbul Üniversitesi öğrencileri taşlı sopalı bastılar bankayı da ondan sonra kabul ettirebildik devrimimizi, adı İstiklâl Caddesi oldu o caddenin.
İnsan kaynaklarımız yeniden kurutuluyor. Düğmesine basılmış diyor ajanslar, açılıyor BASEL 3 paketi…
Japonlar, mühendislik hizmetlerini alır.
Fransızlar, kozmetik işlerini alır.
İlaç, sağlık hizmetleri, eğitim hizmetleri kime düşer acaba?
Dışarıdan bu hizmetlerin öğretmenleri de gelir mi ki, demeyin, yoldalar? İngilizce fakülte okumuş oğlunuz işsiz dururken dil kurslarında Protestan misyonerler çalışıyor, görüyorsunuz.
Diyelim Amerikalılar; devlet dairelerinde müsteşar, danışman, çevirmenlik, yönetim, güvenlik ve MİT’in yaptığı işleri alır. Peki bize ne kalır?
Bize, yani Türk oğul ve kızlarımıza sözleşmeli askerlik kalır. ANZAK İngiliz asker şirketi gelir, asker toplar, dünyanın bir yerlerinde direnen Türk ve Müslümanları sindirmeye Amerika’nın emrinde savaştırır.
Amerikan generalleri “Türkiye askerin kanını satsın” dediği buna sessiz kalan yöneticilerimiz BASEL 3 Protokolünden habersiz değillerdi. 12 Eylül 2010 Anayasa Referandumunda “evet” diyenler, buna evet dediklerini bilmiyorlar.
Yabancı sermayenin Türkçe bile konuşmayan (eskiden gavur denirdi) adamlarına iş yerlerimizi teslim edeceğiz, ama biz Afganistan sokaklarındaki gibi, burkayla “aç ve özgür” dolaşacağız! Budur Amerikan demokrasisi. Tansu Çiller’in bayramıdır; taahhüt ettikleri oluyor.
“BASEL 3 Açılımına evet mi hayır mı?” diye referandum yaptırsalardı alırlardı cevabını!
Kandırıldık ey halkım!
Açtırmayın BASEL 3 paketini, yoksa çocuklarınız aç ve işsiz kalacak!