Profesör göz göre göre öldü
Yazar: Dr. Ülkümen Rodoplu
İstanbul Bostancıda dün sabah bisiklete binen Matematik Profesörü Salih Necdet Malikoğlu, dengesini kaybederek yere yuvarlandı. Kafasını beton zemine çarptı. Çarpma sonucunda yaralandı. Sağlık ekibi kaza yerine gelerek yaralı Prof. Dr. Malikoğluna ilk müdahaleyi yaptı. Ağır yaralı vaziyette hastaneye götürülse de yapılan tedaviye rağmen hayatını kaybetti.
Çevrede toplanan kişilerden biri ve olaya başından sonuna kadar tanık olan Mehmet Tarhan adlı vatandaş şöyle dedi:
- Tam 45 dakika ne polis geldi, ne de ambulans. Adam göz göre göre can verdi.
Yukarıda yaşanan ve ölümle sonuçlanan olay ülkemizde sıradan ve hemen hepimizin başına gelebilecek olağan bir kazadır. Oysa gelişmiş bir ülkede böyle bir olay olağan değildir. Sıradan olarak kabul edilemez.
Neden mi ?
Gelin nedenlerine bakalım:
Böyle bir kazanın yaşanma olasılığı gelişmiş ülkelerde çok düşüktür. Dünyada birçok ülkede bisiklete binerken kast takılması zorunlu olmuştur. Can güvenliğinin sağlanması için kask takılması çok önemlidir.
Bostancı gibi gelişmiş bir bölgede bulunan sahil yolu her gün yüzlerce insanın yürüyüş yaptığı, koştuğu, bisiklete bindiği, spor yaptığı bir alandır. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi tarafından çevre düzenlemesi yapılan ve hemen her yerde İBB işaretleriyle vatandaşın adeta gözüne sokularak, bunu ben yaptım denilen bu alanda, böyle bir kazadan sonra ilk yardımın zamanında yapılamaması çok düşündürücüdür.
Çevrede toplanan insanlardan hiçbirinin ilk yardım uygulayamaması acıdır. İlk yardım eğitimleri ülkemizde artık paralı olmuştur. Kızılay bile bu eğitimleri parayla vermektedir. Dolayısıyla ilk yardım yaygınlaşmamıştır.
Bu ve buna benzer alanlarda çok sayıda insan spor yapmaktadır. Özellikle sıcak ve nemli günlerde bir çok kişi kalp ve damar acil olguları ile karşılaşabilir. Kalp krizi, yüksek tansiyon, ani felç, inme gibi acil olgular bu alanlarda sıkça görülebilmektedir. Dolayısıyla burada acil müdahale yapılabilecek alt yapının kurulması gerekmektedir.
Acil hastalık ve yaralanmalardan sonra yapılan ilk yardımın ardından profesyonel müdahalenin hızla yapılması gerekmektedir. Bu da 112 Ambulansın görevidir. 45 dakika süreyle 112 Ambulans beklenmesi çok acı ve şaşırtıcıdır.
Ambulansların gecikmesinin birçok nedeni vardır: Aranmamış olabilir. Trafik yoğunluğu nedeniyle yetişememiş olabilir. Ambulans istasyonu sayısı yetersiz olabilir. Her ne olursa olsun tüm bunlarda sorumluluk yine de sisteme aittir.
İstanbulun trafiğinin sıkışık olduğu ve ambulansların hareket etmesinin zor olduğu neredeyse 10 senedir konuşulmaktadır. Bugüne kadar buna çözüm bulunamamış olmasını açıklayacak hiçbir gerekçe yoktur. Bu sıkışık ve yoğun trafikte bile acil yardımın yetiştirilebileceği bir çok yöntem vardır ve bunun yapılamamış olması büyük bir ayıptır.
Prof. Dr. Malikoğlu belki de kurtarılamayacaktı. Belki yine ölecekti. Yine de sistemin tüm olanaklarını kullanması ve elden gelenin sonuna kadar yapılması gerekirdi. Çağdaş ve gelişmiş bir ülkeden beklenen budur.