“Hayır” de, geceleri rahat uyu
Yazar: AyÅŸe BaÅŸak Kaban
Önce basit olandan başlayalım. Anayasa ne demektir? Türk Dil Kurumu kelimeyi şu şekilde açıklıyor; "Bir devletin yönetim biçimini belirten, yasama, yürütme, yargılama, güçlerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların kamu haklarını bildiren, temel yasa, kanunuesasî... ’
Türkiye Cumhuriyet Tarihi’nde kaç anayasa vardır? Eğer 1921 Anayasası’nı da sayarsak, toplam dört adet. 1924, 1961, 1982...
Yani; anayasa denilen şey, belediye başkanlığı veya hükümet başkanlığı gibi belirli aralıklarla yapılandırılmıyor. Yani; 87 yıllık cumhuriyet tarihinde toplam üç anayasamız var.
Oysa bu 87 yıllık cumhuriyet; 11 cumhurbaşkanı, 60 başbakanı (kimileri birden fazla yapmış olsa da...) bünyesine almış, varın siz milletvekillerini hesaplayın.
Uzun lafın kısası anayasa; her dönem yenisini yapılan, "olmadı bu, değiştirelim" denilebilecek bir şey değildir. Zamanın şartlarına, toplumun ihtiyaçlarına göre şekiller verilebilir ve evet yenisi de yapılandırılabilir.
Kimse yanlış anlamasın, bu ülkenin yeni bir anayasaya ihtiyacı vardır. Ama bizim önümüze sürülen 26 madde için, "yetmez, ama evet" diyenler ya saftır veya üçkâğıtçı...
Şimdi AKP Genel Başkanı, meydanları inletiyor; "özgürlük, demokrasi, insan hakları" diyor. Referanduma, "hayır" diyenlerin, "darbeci" olduğundan dem veriyor ya, işte şimdi aklı başında herkesin durup bir düşünmesi gerekiyor. Madem ki yeni bir anayasaya ihtiyacımız var, madem ki daha demokratik, daha özgürlükçü ve daha insan gibi bir yaşam istiyoruz, o zaman neden bu işi tam gerçekleştirmiyoruz?
Benim sözüm ilk olarak kadın seçmenlere... Adı üzerinde, ANAYASA! Nasıl da dişi, nasıl da büyük, nasıl da üretken... Bir toplumda adam gibi adamların var olması, onları yetiştiren annelere bağlıdır. Üretken olan, büyüten, ilk eğitimi veren annedir.
Şimdi bu ülkenin kadınları bu referandumda; kendi ve çocuklarının geleceği için, "Hayır" demek zorundadır. "Yetmez ama Evet" diyenlere, özgürlük, demokrasi, insan hakları diye sizden oy isteyenlere inat, “Hayır” demelisiniz.
Sana "evet" demeyeceğim çünkü;
1. Seçim barajı kaldırılmadan,
2. Milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılmadan,
3. Zorunlu din dersleri kaldırılmadan,
4. Dershane odaklı eğitim sistemi değiştirilmeden,
5. Öğrencilerin üzerine kâbus gibi çöken YÖK kaldırılmadan,
6. Memurlara grev hakkı gelmeden,
7. Grev hakkına iyileştirme getirilmeden,
8. İşçilerin emeğinin sömürülmesinin önüne geçilmeden,
9. Gazetecilerin, yazarların, mizahçıların ifade özgürlüğü genişletilmeden,
10. Aile içi şiddette köklü çözümler bulunmadan,
11. Töre cinayetlerinin önüne geçilmeden,
12. Köylünün 2B mağduriyeti giderilmeden,
13. Engelli çocuk ve yetişkinlerin daha nitelikli yaşam sürmesi için gerekli düzenlemeler yapılmadan,
14. Kürt Açılımının ne olduğunu tam olarak anlatmadan,
15. Güneydoğu’da akan kan, anaların gözyaşları durmadan,
16. Cumartesi annelerinin evlatlarına ne olduğunun hesabı verilmeden,
17. Din ve etnik köken üzerinden siyaset yapılması engellenmeden,
18. Küçük esnafın bükülen beli doğrulmadan,
19. İnsafsızca alınan vergiler düzene girmeden,
20. İşsizliğe kalıcı çözümler bulunmadan,
21. Gelir dağılımındaki adaletsizlik düzeltilmeden,
22. Hayvan hakları ile ilgili düzenlemeler tam anlamıyla yapılmadan,
23. Eşcinsellere de herkes kadar özgürlük tanınmadan,
24. Siyasette kadın kotası uygulanmadan,
Önümüze sürülen anayasa değişikliğine, "hayır" demeliyiz. Bu 26 maddenin bize, çocuklarımıza getireceği hiç bir şey yok. Dahası, yargının iktidar eline geçmesi demektir, ki bunun sonuçları fecidir. Yasama, yargı ve yürütme tek bir elde toplanamaz. Toplanırsa zaten bunun adı demokrasi olmaz.
Anayasa denilen şey; kadın gibidir. Bir ailenin, bir ülkenin geleceğini içerisinde barındırır. Nasıl ki hiç bir ana, çocuğunun kötülüğünü istemez, evladı daha iyi olsun diye çabalar durur; işte anayasa da öyle olmalıdır. Bir ülkenin anayasası geleceğe ışık tutmalıdır, vatandaşını güvence altına almalıdır. Ben bu paketin geldiği tünelin sonunda ışık görmüyorum.
Bugün bizler, 1982 Anayasası'ndaki “evet”lerin acısını çekiyoruz, o gün “hayır” diyebilselerdi, bugün bunları konuşmayacaktık, bambaşka ve çok daha aydınlık bir Türkiye’yi yaşayacaktık hep birlikte. Sadece bu bile “hayır” demek için yeterlidir.
Anayasa, her yıl yeniden yazılmıyor. Yapılan yanlışların, düşülen oyunların içerisinde nesiller yitip gidiyor. Bu senin en temel hakkın, bu senin için, kendi geleceğin için bir fırsat...
Siyaseti bir tarafa bırak, her zaman yaptığın gibi, evladını düşün. Onu ve onun çocuklarını, torunlarını... "Hayır" de ve geceleri rahat uyu...