Mazlum dil Türkçe ve TRT Türkü
Yazar: Ercan Sever
Milletler ve kültürleri, toptan ve tüfekten önce dilleri ile korunabiliyor, gelişiyor. Türkçe ise bu konuda belki de yeryüzündeki en talihsiz dil. Göçerliğin uzun çağlar egemen yaşayış biçimi olması Türkçenin yazı dili olarak gelişmesini engellemiş. Sözlü geleneği ne kadar zengin olursa olsun yazısı gelişmemiş bir dil kendini koruyamıyor ve unutulmaya yüz tutuyor. Anadolu coğrafyası dışında Türklerin uzun yıllar nüfus olarak da etkin olduğu coğrafyalarda bugün Türkçenin konuşulmuyor olması güçlü bir yazı geleneğinin gelişmemiş olmasından kaynaklanıyor.
Antik çağlarda kavimler göçünü başlatan Asyadan Batıya Türk göçlerinin merkezi haline gelen Letonyadan Macaristana oradan Bulgaristana tüm Doğu Avrupada Türkçenin unutulması süreç içinde gönüllü bir asimilasyon doğurmuş. Bugün Türk kökenli ve akraba topluluk olduklarını Batılı kaynaklardan öğrendiğimiz Macar ve Bulgarlar'ın, tarih içinde kimlik değişimleri, Türkçenin unutulması ile ilgilidir.
Milletler dillerini unutarak intihar ediyorlar
Bir başka örnek ise 9. ve 10. yüzyıllarda Orta Doğu, Anadolu ve Kuzey Afrikaya gerçekleşen göçlere konu olan Türkmenler'in önemli bir bölümünün dillerini unutarak milli kimliklerinden uzaklaşmalarıdır. Batı Anadoludaki Türkmen aşiretlerinin yoğun yerleştirildiği Cezayirde tarihi belgelerde geri hiçbir göç bildirilmemesine rağmen bugün bu ülkede kendini Türk diye tanımlayan bir topluluktan bahsetmek mümkün değil. Yine Anadoluya gelmeden çok önce Mısıra giden ve egemen olan Türklerden günümüze kimsenin ulaşmadığını biliyoruz. Atalarının Türk olduğunu belirten Mısırlılara sık rastlanmakla birklikte Türk kimliğine sahip bir topluluk bulunmuyor.
Hindistanda görkemli bir medeniyet kuran Baburşahlar'dan günümüze Türk kimliğini koruyan bir topluluk yok. Ancak özellikle Haydarabadda yaşayan müslümanlara Türkoğlu denmesinden, en azından bu bölgede yaşayanların, Hindistan tarihinde kısa sayılmayacak bir süre hüküm sürmüş Türkler'in kimliklerini unutmuş torunları olduklarını anlıyoruz. Afganistandaki Hazaraların çok değil birkaç yüzyıl öncesine kadar Türkçe konuşan Harzemşahlar Devletinin bakiyesi olduğunu biliyoruz. Ancak bugün Hazaralar Türkçe kelimelerin sıkça rastlanıldığı bir Peştun aksanı konuşuyorlar. Türkler'in yaşadığı en büyük kimlik kayması ise Çin kültürü karşısında tutunamayan Türkler'in zaman içinde Çinlileşmesi olarak gerçekleşmiş.
Ve tabii bugün Anadoluda dahi son yüzyılarda Türkçe yerine farklı dilleri konuşarak gönüllü kimlik kaymasına konu olan Türkler milyonlar ile ifade edilebilir.
Türkler siyasal olarak en güçlü olduğu dönemlerde de dillerine sahip çıkmayarak, farklı dillerde konuşarak kimlik kayması yaşamış. Osmanlı İmparatorluğu ve Selçuklu Devletleri bunlara sadece iki örnek. Milli kimliğin en önemli göstergesi olan dili korumak ve yeni kuşaklara zenginleştirerek aktarmak; dilinize, edebiyatınıza ve tabii ki ozanlarınıza, türkülerinize sahip çıkmaktan geçiyor.
Türkçe limanı
İşte bu noktada bir radyo kanalından, TRT Türküden bahsetmek istiyorum. Son dönemlerde farklı tartışmaların odağında da olsa TRT, Türkçe ve kültür adına önemli işlevler üstlenmeye devam ediyor. İzlenme payları düşük TRTnin özellikle radyo kanalları, yayın kirliliğinin arasında doğru limanlar arasında yer alıyor. Eleştirsek de öfkelensek de TRT en azından sahiplenmeyi hak ediyor.
TRT Türkü, 300 kelimeye hapsedilmek istenen Türkçenin, en güzel müzik eserlerini vermesine karşın müzik kanalı olmanın çok ötesinde önemli bir misyonu yerine getirmeye çalışıyor. Anadolu coğrafyasının duygularını asırlar aşan bir süreçte günümüze taşıyan türküler, son yıllarda yaygın kanallarda yer bulamıyordu. Bazı TV programlarındaki gazino şakırdamaları türkü diye sunuluyordu. Binlerce yıllık geleneğin popüler kültür ve onun yayın kuruluşları tarafından tehdit edilmesi karşısında TRTnin türkülerimiz için bir radyo kanalı tahsis etmesi Türkçenin geleceğinden kaygılananların sığındığı mecra oldu.
Urfalı Cemil Cankatların, Diyarbakırlı Celal Güzelseslerin, Yozgatlı Şemsi Yastımanların, Denizlili Özay Gönlümlerin, Keskinli Hacı Taşanların, Kırşehirli Ertaşların Türkçenin en özgün ve saf eserlerini verdiği türkülerimizi dinleme olanağı sağlayan TRT Türküye emeği geçen herkesi selamlıyorum.