Abuzer Kadayıf mı, ekmek kadayıfı mı?
Yazar: Zeki Nacir
Parayı kim sevmez?
Evet, parayı herkes sever ama herkes paranın maskarası olmayı kabul etmez, bunu içine sindiremez.
Benim gibi çulsuzlar bile böyle düşünebilirken (belki de böyle düşündüğüm için çulsuz kalmışımdır) paraya para demeyen insanlar servetlerine üç kuruş daha eklemek için elli takla atabilir mi?
Hele bir de sosyal projelerde boy gösteren bir şahsiyetse
Hele hele yıllardır toplumun tanıdığı ve sevdiği ünlü kişiler, nam-ı diğer sanatçılar?
***
Bir pastırma firmasının reklamında oynayan Metin Akpınardan bahsediyorum
O koca gövdesine eski zaman kıyafetlerini geçirmiş, kafasında da bir takke
Ne dediği bile anlaşılamadan ağzını koca bir mağara kıvamında açıyor ve sanırım sağ elindeki koca bir pastırma dilimini gövdesine indiriyor
***
Bu reklamı bir tek ben izlemedim herhalde...
En azından TRT ekranlarında dönmeye başlayalı en az iki ay oluyor.
Ya bir Allahın kulu da çıkıp, Ey Metin Akpınar bu sana hiç yakışmadı demedi.
Metin Akpınar, hadi aç demeyelim ama bu kadar dar gelirlinin oluşturduğu bu toplumda, milyonların karşısına çıkıp bu kadar rahat bir biçimde, pabuç kadar pastırmayı yutmayı nasıl kabul edebildi gerçekten anlayamıyorum
***
Sanırım yaşadığım biraz da hayal kırıklığı
Çünkü Abuzer Kadayıftaki rolüyle o kadar benimsemiştimki Akpınarı
***
O 15 saniyelik dahiyane (!) reklam filminin senaryosu eline geldiğinde nasıl müdahale etmezsin, hadi değiştirmek istedin ama insanları ikna edemedin. Oynamazsın o reklamda olur, biter.
Oradan gelecek paraya bu kadar mı ihtiyacın vardı?
Sayın Akpınar, hadi sinemadan hiç gelir elde edemediniz diyelim. Fakat KİPAnın kurucu ortağı olarak çok güzel paralar kazandığınızı, İngilizler'e satışın da ortaklar için kaymaklı ekmek kadayıfı etkisi yarattığını en azından İzmirliler biliyor
Demek gerçek hayatta Abuzer Kadayıf olmak o kadar da kolay değilmiş!
Yazarın notu:Abuzer Kadayıf filminde bir üniversite profesörünü canlandıran Akpınar, geceleri kılık değiştirerek arabesk sarkıcısı oluyordu. İbrahim Tatlıses, Müslüm Gürses gibi isimlerle ve onların hayranlarıyla da dalga geçilen filmde Akpınar, gece yaşantısından kazandığı paralarla tinerci sokak çocuklarını kurtaracak bir proje hazırlıyordu.