Hoş geldin Rüzgar
Yazar: AyÅŸe BaÅŸak Kaban
Kız kardeşin gibi sevdiğin dostların vardır. Uzaklarda olsa da hep yüreğinin bir köşesinde saklı kalan, iyi olması için her gece dualarında yer alan, senin bir parçan olan. Yaşadıklarını bildiğin, yaşadıklarını bilen... İyi günde kötü günde yanında olmak istediğin ama kimi zaman olamadığın...
Yüzü aydın, yüreği suretinden daha sıcak insanlardır onlar... Senin insanındır. Herkesin vardır böyle can dostları benim gibi şanslı olan insanların birden daha fazla sayıda olanları vardır.
Evrim öyle bir dosttur işte. 'Kanatsız Melek' denilen türden insanlardandır. Tüm duygusallığının yanında inanılmaz güçlü bir mantığı vardır. Dert dinlemesini bilen, seninle ağlayabilen, seninle gülebilen dünya güzeli bir kadındır benim Evrimim...
Onun için yazmaya başlasam, onun yaşadıklarını anlatmaya kalksam yüzlerce sayfaya dökülür... Kendi özel yaşamından vazgeçip ailesi dünya tatlısı annesi ve babası için hayatını sıfırlayan bir kadın o. Benim kahramanlarımdan biri... Hepinizin tanımasını, onun gibi bir güzel yüreğe sahip olmanızı çok isterdim. Sadece şunu söyleyebilirim, bu dünyada 'anne' olmayı hak eden ve bir çocuğa annelik yapabilecek kadınlar listemde ilk beşe girer.
Ve sonunda Evrimim de anne oldu. Şimdi o adına 'Rüzgâr' dediği bir bebeğe annelik yapacak. Hem de çok güzel yapacak, adım gibi eminim ben... Şimdi izninizle ben Rüzgâr Bebek'le baş başa kalmak istiyorum.
Hoş geldin Rüzgâr Bebek;
Sen bize bebek kokunla beraber, rüzgârların getirdiği kokuları da getirdin. Dağlardan taşıdığın kekik, denizden taşıdığın iyot kokusunu... Anadolu'nun yalın yalnızlığında açan morlu, pembeli gündüz çiçeklerinin kokusunu, ağaçların dallarında şakıyan kuşların sesini, derelerin ezgisini getirdin...
Umut ve barışla beraber sımsıcak bir gülüş yerleştirdin dudaklarımıza... Vazgeçebilecekken her şeyden, tam da ümitlerimiz tükendiğinde geldin... Bu ülkenin çivisi çıktı artık derken, sen çıkıp geldin. 'Boşu boşuna kürek çekiyoruz kimse sesimizi duymuyor' derken, 'ben buradayım' diyen gülüşünle geldin... 'Ne için uğraşıp, çabalıyoruz ki, atı alan Üsküdar'ı geçti' derken, 'Hey, bakın ben sizlerin bebeğinizim, sizlerin izinden yürüyüp bu ülke için çalışacağım' diyen bakışlarınla geldin. 'İnsanlık ölmüş artık, kaç kişi kaldık şu dünyada?' diye hayıflanırken, 'Hop sakin ol, ben büyüyorum bak her geçen gün' diyen bilgiç duruşunla geldin...
İyi ki geldin bebek... İyi ki geldin... Her yeni doğan, bir parça daha ışık yayıyor bu dünyaya... Bunca çabanın, bunca direnmenin, bunca sözün boşa gidip ziyan olmayacağını gösteriyor bana...
Şimdi sen bu dünyada büyürken, bizim geçtiğimiz yollardan geçerken seni acıtanlar, ayağına çelme takıp tökezletenler ve belki de düşürenler olacaktır. Korkma... Elinden tutup kaldıran bir büyüğün, sırtını sıvazlayan bir dostun, kanayan dizine pansuman yapacak bir can yoldaşın hep olacaktır.
Sen şimdiden annenin söylediği ninnilere, sonra sana anlatacağı hikâyelere kulak ver... Sonrasında onun sana gösterdiği yolları izle, kendi doğrularını bulacak ve en nihayetinde 'adam gibi bir adam olacaksın' ben buna inanıyorum.
Ben, seni sen doğmadan çok öncesinden beri seviyorum. Çok güzel bir kadının bebeğisin sen... Şanslısın... Ve seninle beraber bizde şanslıyız ki sen bize yeniden var olmak ve mücadele etmek için bir nedenimiz olduğunu hatırlattın.
Tanrı her zaman yanında olsun bebeğim... Anne ve babanla beraber huzur dolu bir yaşamın olsun. Adın gibi bereketli bir ömrün olsun. Bu ülkenin şansı seninle beraber dönsün...