Önder Sav’a Jean Paul muamelesi 2009-07-24 00:00:00
Önder Sav’a Jean Paul muamelesi
Yazar: Ümit Yaldız
Günlerdir Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı’nın makam odasını yenilemek için yaptığı yaklaşık 100 bin liralık harcama ile yatıp kalkıyoruz.
Ünlü yazarlarımız faturaların ayrıntılarını yayınlıyor köşelerinden.
Özel İdare’nin tozlu-mütevazı odalarından 10 yıl siyaset yapıp, çürük okulların avukatı rolüyle önce adaylığı sonra da başkanlığı kapan Ercan Tatı’nın harcama faturaları dolaşıyor elden ele. Anlaşılan, Tatı, birileri tarafından fena sobelenmiş. Faturalara kadar ulaşıldığına göre, taş çok da uzaktan gelmemiş.
Buradan Tatı’yı savunacak değilim.
Buradaki sorun makam koltuğu ya da odası için harcadığı paradan çok, "Belediye borç batağında, işçiye verecek paramız yok" açıklamasından sonra böylesine tezadın ortaya çıkması.
Diğer taraftan 15 yıl boyunca Cemil Şeboy’u taşıyan koltuk, 5 yıl da Tatı’yı çok rahat tartar ve de taşırdı. En azından Buca gibi bir ilçenin belediye başkanının ilk icraatı makam odasını yenilemek olmamalıydı.
Bilirsiniz, milletvekili mevzu bahis olduğunda dolgun maaşlarından önce "ceylan derisi" koltuklar, gelir akla...
Bundan sonra Tatı akla geldiğinde de makam odası için harcadığı 80 bin TL gelecek. En azından bir süre.
***
Bu gün asıl konumuz Ercan Tatı değil elbette. CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın İzmir çıkarması.
Günlerdir büyük bir hengame, telaş, heyecan...
Önder Sav geliyor...
Gelsin.
Olur mu? Genel Sekreter Önder Sav geliyor.... Tüm parti örgütlerinde, belediye başkanlarından mesaj üstüne mesaj...
Telaş üstüne telaş...
Tatı’nın makam odası için harcadığı miktar 80 bin lira.
Önder Sav’ın gelişini duyurmak için İzmir’deki ilçe örgütleri ve belediye başkanlarının çektiği SMS (kısa mesaj) bedeli en azından iki katı.
Sadece Karabağlar İlçe’den dört mesaj aldım. Her defasında on binlerce kişiye gönderiliyor.
Amaç havaalanına görülmemiş bir kalabalık toplamak.
Sav’ı Baykal’dan bile daha coşkulu karşılamak...
Sanıyorum dünkü programda bunu başardılar.
***
Son beş yılda Sav’ın İzmir’e yaptığı ikinci resmi ziyaret bu. En azından tek başına... Geçen yıl Genel Başkan Deniz Baykal’dan bir gün önce kente ayak basmış, kırmızı halılarla karşılanmış, büyük bir coşku ile uğurlanmıştı.
İzmir’e gizlice uğrayıp, Narlıdere Bizim Gazino gibi ortamlarda ekibiyle yaptığı kaçamakları saymazsak tabii ki.
Geçen beş yılda hakimiyet alanı örgüt yöneticilerinden öteye gitmeyen Sav ekibi, 29 Mart seçimleriyle birlikte İzmir’deki iktidar alanını genişletip yerel iktidarda söz sahibi oldu.
Bakmayın siz iki günlük programda Karşıyaka’dan, Bornova’ya hatta Büyükşehir’e kadar çok sayıda ziyaret programı olmasına.
Sav’ın İzmir’e gelişinin aslında tek nedeni, ekibinin prensi Sıtkı Kürüm’ün belediye binasını açmaktır. Diğer programlar garnitür. En azından Çiğli ve Gaziemir belediyeleri ve birkaç ilçe örgütü hariç. Bir de il başkanlığı... Rıfat Nalbantoğlu’nun da Sav’la yakınlaştığını unutmuşum bir an.
Geçen dönem Konak’ta sıkışan, birkaç ilçede de yönetim kurulu düzeyinde temsil edilen Önder Sav ekibi İzmir’in metropol alandaki tüm ilçelerine yayıldı. Konak’tan Çiğli’ye meclis üyesi olarak atanan da oldu, doğrudan Mamak’tan, Mardin’den gönderilen de...
Karabağlar, Sav ekibinin İzmir’deki üssü, başkenti. Gaziemir ve Çiğli de ciddi anlamda yapılandıkları başka merkezler.
Diğer belediyelerde de meclis üyelerinin bir bölümü Sav ekibinin parçası. Yani Sav’ın İzmir’de bu kadar şaşa ile karşılanmasının nedeni bu.
***
Dikkatli bakınca, Önder Sav’a neredeyse merhum Papa 2. Jean Paul muamelesi yapıldığını görüyorsunuz.
Tek fark, biri "kavanozdan" binlerce kişiyi selamlardı, bizimkisi sıkış tepiş otobüslerden aynı şeyi yapıyor.
Bir de Papa’nın cep telefonunu açık unutma gibi bir olayını duymadım.
Günler öncesinden hazırlıklar, özel yemekler, havaalanında ve program boyunca on binlerce kişilik karşılama komiteleri... Şakşakcılar...
Sanırsınız Papa Jean Paul Meryemana’da hacı olacak.
Düşününce eski Papa ile Sav arasında benzerlikler, ortak noktalar da yok değil hani.
Öncelikle her ikisi de "ikinci" sıfatını kullanıyor. Papa 2. Jean Paul, Önder Sav da CHP’de "ikinci adam".
Bir diğer benzerlik ilerlemiş yaşları. Papa mertebesine ulaşmak için de 70’lere merdiven dayamak gerekiyor sanırım. Hiç genç bir Papa görmedim de.
CHP’de herhangi bir makama gelmek için 60’ında olmak neredeyse ön koşul. Genel Başkan’ının 72, Genel Sekreteri’nin 73 yaşında olduğu ve "dede" sıfatını kullandığı bir partiden söz ediyoruz.
Son benzerlik ise "espri" anlayışlarında gizli...
Sanırım onu da siz anladınız.
Bu kadar benzerlikten sonra Önder Sav, Papa 2. Jean Paul gibi karşılanmayı, ilgiyi hak etmiyor mu?
Bence, fazlasıyla ediyor.
Önder Sav, her geçen gün artan etkinlik düzeyi ile CHP’deki en güçlü adamdır. Hatta Deniz Baykal’dan bile güçlü olduğunu düşünüyorum.
Kaldı ki zaman zaman Baykal’ın da Önder Sav’cı olduğu bile iddia edilmektedir.
Başarı ise alkışı hak eder. CHP örgütünün Sayın Genel Sekreteri’ni bu yaşta gösterdiği yüksek performans için alkışlıyorum.
Kendimi yerine koyuyorum da. 73 yaşında bu enerjiyi kesinlikle bulamazdım. Torunlarımla oyun oynuyor olurdum. O ise torunlarıyla siyaset yapıyor. Tebrikler ve de alkışlar.
Ünlü yazarlarımız faturaların ayrıntılarını yayınlıyor köşelerinden.
Özel İdare’nin tozlu-mütevazı odalarından 10 yıl siyaset yapıp, çürük okulların avukatı rolüyle önce adaylığı sonra da başkanlığı kapan Ercan Tatı’nın harcama faturaları dolaşıyor elden ele. Anlaşılan, Tatı, birileri tarafından fena sobelenmiş. Faturalara kadar ulaşıldığına göre, taş çok da uzaktan gelmemiş.
Buradan Tatı’yı savunacak değilim.
Buradaki sorun makam koltuğu ya da odası için harcadığı paradan çok, "Belediye borç batağında, işçiye verecek paramız yok" açıklamasından sonra böylesine tezadın ortaya çıkması.
Diğer taraftan 15 yıl boyunca Cemil Şeboy’u taşıyan koltuk, 5 yıl da Tatı’yı çok rahat tartar ve de taşırdı. En azından Buca gibi bir ilçenin belediye başkanının ilk icraatı makam odasını yenilemek olmamalıydı.
Bilirsiniz, milletvekili mevzu bahis olduğunda dolgun maaşlarından önce "ceylan derisi" koltuklar, gelir akla...
Bundan sonra Tatı akla geldiğinde de makam odası için harcadığı 80 bin TL gelecek. En azından bir süre.
***
Bu gün asıl konumuz Ercan Tatı değil elbette. CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın İzmir çıkarması.
Günlerdir büyük bir hengame, telaş, heyecan...
Önder Sav geliyor...
Gelsin.
Olur mu? Genel Sekreter Önder Sav geliyor.... Tüm parti örgütlerinde, belediye başkanlarından mesaj üstüne mesaj...
Telaş üstüne telaş...
Tatı’nın makam odası için harcadığı miktar 80 bin lira.
Önder Sav’ın gelişini duyurmak için İzmir’deki ilçe örgütleri ve belediye başkanlarının çektiği SMS (kısa mesaj) bedeli en azından iki katı.
Sadece Karabağlar İlçe’den dört mesaj aldım. Her defasında on binlerce kişiye gönderiliyor.
Amaç havaalanına görülmemiş bir kalabalık toplamak.
Sav’ı Baykal’dan bile daha coşkulu karşılamak...
Sanıyorum dünkü programda bunu başardılar.
***
Son beş yılda Sav’ın İzmir’e yaptığı ikinci resmi ziyaret bu. En azından tek başına... Geçen yıl Genel Başkan Deniz Baykal’dan bir gün önce kente ayak basmış, kırmızı halılarla karşılanmış, büyük bir coşku ile uğurlanmıştı.
İzmir’e gizlice uğrayıp, Narlıdere Bizim Gazino gibi ortamlarda ekibiyle yaptığı kaçamakları saymazsak tabii ki.
Geçen beş yılda hakimiyet alanı örgüt yöneticilerinden öteye gitmeyen Sav ekibi, 29 Mart seçimleriyle birlikte İzmir’deki iktidar alanını genişletip yerel iktidarda söz sahibi oldu.
Bakmayın siz iki günlük programda Karşıyaka’dan, Bornova’ya hatta Büyükşehir’e kadar çok sayıda ziyaret programı olmasına.
Sav’ın İzmir’e gelişinin aslında tek nedeni, ekibinin prensi Sıtkı Kürüm’ün belediye binasını açmaktır. Diğer programlar garnitür. En azından Çiğli ve Gaziemir belediyeleri ve birkaç ilçe örgütü hariç. Bir de il başkanlığı... Rıfat Nalbantoğlu’nun da Sav’la yakınlaştığını unutmuşum bir an.
Geçen dönem Konak’ta sıkışan, birkaç ilçede de yönetim kurulu düzeyinde temsil edilen Önder Sav ekibi İzmir’in metropol alandaki tüm ilçelerine yayıldı. Konak’tan Çiğli’ye meclis üyesi olarak atanan da oldu, doğrudan Mamak’tan, Mardin’den gönderilen de...
Karabağlar, Sav ekibinin İzmir’deki üssü, başkenti. Gaziemir ve Çiğli de ciddi anlamda yapılandıkları başka merkezler.
Diğer belediyelerde de meclis üyelerinin bir bölümü Sav ekibinin parçası. Yani Sav’ın İzmir’de bu kadar şaşa ile karşılanmasının nedeni bu.
***
Dikkatli bakınca, Önder Sav’a neredeyse merhum Papa 2. Jean Paul muamelesi yapıldığını görüyorsunuz.
Tek fark, biri "kavanozdan" binlerce kişiyi selamlardı, bizimkisi sıkış tepiş otobüslerden aynı şeyi yapıyor.
Bir de Papa’nın cep telefonunu açık unutma gibi bir olayını duymadım.
Günler öncesinden hazırlıklar, özel yemekler, havaalanında ve program boyunca on binlerce kişilik karşılama komiteleri... Şakşakcılar...
Sanırsınız Papa Jean Paul Meryemana’da hacı olacak.
Düşününce eski Papa ile Sav arasında benzerlikler, ortak noktalar da yok değil hani.
Öncelikle her ikisi de "ikinci" sıfatını kullanıyor. Papa 2. Jean Paul, Önder Sav da CHP’de "ikinci adam".
Bir diğer benzerlik ilerlemiş yaşları. Papa mertebesine ulaşmak için de 70’lere merdiven dayamak gerekiyor sanırım. Hiç genç bir Papa görmedim de.
CHP’de herhangi bir makama gelmek için 60’ında olmak neredeyse ön koşul. Genel Başkan’ının 72, Genel Sekreteri’nin 73 yaşında olduğu ve "dede" sıfatını kullandığı bir partiden söz ediyoruz.
Son benzerlik ise "espri" anlayışlarında gizli...
Sanırım onu da siz anladınız.
Bu kadar benzerlikten sonra Önder Sav, Papa 2. Jean Paul gibi karşılanmayı, ilgiyi hak etmiyor mu?
Bence, fazlasıyla ediyor.
Önder Sav, her geçen gün artan etkinlik düzeyi ile CHP’deki en güçlü adamdır. Hatta Deniz Baykal’dan bile güçlü olduğunu düşünüyorum.
Kaldı ki zaman zaman Baykal’ın da Önder Sav’cı olduğu bile iddia edilmektedir.
Başarı ise alkışı hak eder. CHP örgütünün Sayın Genel Sekreteri’ni bu yaşta gösterdiği yüksek performans için alkışlıyorum.
Kendimi yerine koyuyorum da. 73 yaşında bu enerjiyi kesinlikle bulamazdım. Torunlarımla oyun oynuyor olurdum. O ise torunlarıyla siyaset yapıyor. Tebrikler ve de alkışlar.
