Yumurta kapıya gelince...
Yazar: Barış Kudar
İlginç bir ülkede yaşıyoruz...
İnsanlarımızın hepsi birbirinden farklı yapılara sahip olsalar da bazı konularda çok rahat birbirlerine benzeşiyor...
Geldikleri köken ne olursa olsun birbirlerine bakarak bir dizi benzerliklere sahip oluyorlar...
Düşünceleri değişik de olsa yaşadıkları ortama çok çabuk ayak uyduran, bir anda topluluğun bir ferdiymiş gibi davranıyorlar...
Örneğin bir trafik kazası olduğunda yaralıları kurtarmak için seferber olduğumuz gibi!..
İçimizde bir doktor bulunmasa bile biz hep birlikte doktor oluyoruz...
"Aman başına kan gitmesin, basınç yapmasın..."dan tutun da, "Etrafı açın hava alsın"a kadar bir çok öneri birbiri ardına gelir...
Sokakta su borusu patlamıştır... Herkes suya basmamak için kuru yerleri seçerken kimsenin aklına sular idaresine haber vermeyi akıl etmez...
Çünkü herkes de bir kanı vardır:
"Nasıl olsa birileri haber vermiştir..." diye...
Biz hep birbirimize bakarak kararlar vermeyi sevmişizdir. Yandaki komşu bir şey yapmışsa biz de aynısını yapmaya kalkışırız.
Haaa... yapılan iş için izin gerekliymiş, yasalar izin vermezmiş gibi kaygılarımız hiç olmaz çünkü komşumuz öyle yapmıştır. Öyleyse "doğrudur..."
Faturalar, vergiler, aidatlar hep son gün ödenir. Hatta bir iki gün geciktirilir. Nedeni: Çevreniz öyle yapmıştır da ondan...
Arabamızı bile seçerken, arkadaşınızın, eşinizin dostunuzun aldığı aracın modeli ya da markası aynı olmasa da rengi mutlaka benzeşir... Üstelik bunu yaparken de benzer övünmeleri de ilave ederiz:
"Ben pazarlık yaptım. O'ndan ucuza aldım..."
Bu tür örnekleri daha çok sıralamak mümkün...
Ancak bazı şeyler var ki hep "Türk'ün aklı başına yumurta kapıya gelince gelir" özdeyişini anımsatır...
Bakınız... Kat irtifakından kat mülkiyetine geçiş için zorunluluk getirilmiş ve tarih verilmiş Kasım 2009 sonuna kadar diye... Öyle koşullar konmuş ki bunun gerçekleşmesi mümkün değil... Bu koşullara girmeyeceğim. Ancak öyle bir madde var ki; Bu işlemi gerçekleştirmeyen her kat sahibine 1000 (bin) TL ceza getirilmiş. Uygulama kararı çok önceleri alınmış olmasına karşın süre bitimine 6 ay kala yaygaraya başlamışız.
"Süre yeterli değil, cezalar çok ağır" diye...
Bu tepkiler yoğunlaşınca da TBMM hemen bir yasa teklifi hazırlayıp işleme koymuş... Bu yasa kabul edildi. Bürokratik işlemler azaltıldı... Cezalar kaldırıldı... Harçlar azaltıldı... Ve kat mülkiyetine geçiş kolaylaştırıldı...
Pekiiiiii...
Bu zorunluluk getirilirken neredeydik?..
Bu zorunlulukları getirenler bizi yönetenler değil miydi?..
Şimdi başta yaygara koparan bizler olmak üzere, yumurta kapıya gelince yeni yasa çıkartanlar "Biz nerede hata yaptık?.." diye düşünmeyecekler mi?