Bir mesajınız var 2009-06-18 00:00:00
Bir mesajınız var
Yazar: Fevzi Yılmaz
Ses tellerimdeki polip ile uzun süren arkadaşlığımıza Alsancak Devlet Hastanesi KBB Dr. Sayın İlter Denizoğlu sayesinde son noktayı koyduk. Sayın Denizoğlu'na teşekkür etmeden geçemeyeceğim. Aslında ses telleri konusunda ihtisas yapmış bir isim İlter Denizoğlu... Reklama girecek ama ses telleri ile sıkıntısı olanlara ısrarla tavsiye ederim...
Tedavisi öyle basit, sıradan bir şey değil; öncelikle ses sanatçıları gibi uzun uzun "aaa, iii, ööö" diyerek ölçümlerle başladık tedaviye. Tabii boğazınızdaki laparoskopik cihaz yüzünden çoğu zaman "böööğ" gibi acayip sesler çıkarsanız da, aç karına gidince bu sorunu da aşıyorsunuz.
Akraba gibi olduğumuz polip bize baya çektirmiş. Neyse ki artık aramızdaki birliktelik bitti. Biraz daha sabırlı olup, yani konuşmadan 20 gün durabilirsem, 'konuşma özürlülüğü'nden kurtulup; billur gibi bir ses tonuna kavuşacakmışım. Tabi bizim meslekte konuşmama lüksümüz var mı?
Çok zor tabii... En kötüsü telefon... Telefonunum çaldı mı yandım.
Allah'tan sevgili eşim bana bu konuda asistanlık yapıyor da; bunu da aşıyoruz.
Bu arada "Sus, konuÅŸma" diyenleri de fazlasıyla kınıyorum. "Sus" demek kolay da… Öyle söylendiÄŸi gibi kolay olmuyor... Bana “Sus, konuÅŸma” diyenlere 24 saat susup hiç konuÅŸmamalarını öneriyorum. Bu arada ameliyatımdan beri sessiz sinema oyununda da ihtisas yaptım. Türkiye'yi yabancı ülkelerde bile temsil edebilirim artık. Beden dili denen ÅŸeyin önemini ÅŸu bir hafta içinde bir kez daha fark ettim.
BaÅŸkanlara mesaj
Bu arada çevremdeki dostlarıma dahiyane fikirleri için de teşekkür etmek istiyorum. "Mesajlaşarak işlerini yürüt" diye akıl verdiler mesela. Mesaj atacakmışız, işleri öyle yürütecekmişiz... Süper fikir! Niye ben daha önce düşünemedim! Kutluyorum kendilerini...
Biz bazı baÅŸkanlara telefonla ulaÅŸamıyoruz; örneÄŸin BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Aziz KocaoÄŸlu'na… BaÅŸkanı ara, ara da gör bakalım görüşebilecek misiniz? Önce sekretere dert anlatacaksınız; "Hangi konuda görüşeceksiniz" "Özel" demeye kalmadan, "Ben sizi basın danışmanımıza yönlendireyim" "Hayıııırrrr... Vazgeçtiiim... Kalsın" demeye zamanınız yok. Karşınızda basın danışmanı "Buyur abi"...
O yüzden konuşmuşuz, mesaj atmışız aynı yola çıkıyor,
Neyse, konuşamıyoruz ya; bizde önerilere uyup birkaç "kısa mesaj" atalım...
Sayın Kocaoğlu, öncelikle bizzat hastaneye gelip sağlığımla ilgilendiğiniz ve beni sık sık telefonla arayıp geçmiş olsun dileklerinde bulunduğunuz için teşekkür ederim.(!) Ben şunu merak ediyorum; Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak'a karşı siyasi bir saldırı mı var? Varsa, neden suskunsunuz? İşçilerin durumunu biliyorsunuz. Karşıyaka Patagonya'ya bağlı metropol müdür? Belediye hizmetlerinde ciddi aksamalar var. Yalnızları oynayan Cevat Durak'a karşı yapılan bu eleştirilere karşı siz de bir açıklama yapmayacak mısınız? İzmir Valisi'nin açıklamalarına karşı Cevat Durak'a sahiplenmeyecek misiniz?
İkinci "kısa mesaj";
Temeli CHP Genel Sekreteri Önder Sav tarafından atılan İzmir'in en maliyetli Narbel Yolu'nu gördünüz mü? Yol üzerindeki yüksek rampaya ancak merkeplerle ya da tabanvayla çıkılabiliyor. Narlıdere Belediyesi'nin gecekondu önleme projesi yaşama geçtiği takdirde o bölgede birçok dar gelirli vatandaş oturacak. O eğimdeki bir yolda otobüs çalıştırılamayacağına göre; burada oturacak dar gelirli vatandaş için ne düşünüyorsunuz? Bu projeyi yaparken Balçova'ya kadar yolun düzgün bir şekilde uzatılmamasını nasıl yorumlamalıyız? Bu yolun birilerinin içine sindiği kesin de, kısacası sizin de içinize sindi mi bu Narbel Yolu onu merak ediyorum. Bana göre birey yararı kamu yararının üzerine çıkmış gibi bir his var. Peki sizde de böyle bir his var mı?
Bu arada Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur'un Narbel Yolu ile ilgili görüşleri nedir?
Onu da ayrı bir kısa mesajla soralım:
Sevgili Abdül Batur, sizin bu dönem en büyük projeniz Atatürk ve İkinci İnönü Mahallelerinin gecekondulardan kurtularak modern bir kent haline getirilmesi. Bu proje yaşama geçtiği takdirde, siz bir başkan olarak, dar gelirli vatandaşlara bu yoldan inip çıkamamalarına nasıl bakıyorsunuz? Narbel'e merkeple servis uygulaması düşünüyor musunuz?
Eee, 20 gün daha konuşma özürlüyüz, ne yapalım...
Mesajlarla idare edeceÄŸiz.
İleti raporları gelir gelmez sizleri de bilgilendirerek kamu görevimizi bu şekilde yerine getireceğiz.
Bol konuşmalı haftalar...
Tedavisi öyle basit, sıradan bir şey değil; öncelikle ses sanatçıları gibi uzun uzun "aaa, iii, ööö" diyerek ölçümlerle başladık tedaviye. Tabii boğazınızdaki laparoskopik cihaz yüzünden çoğu zaman "böööğ" gibi acayip sesler çıkarsanız da, aç karına gidince bu sorunu da aşıyorsunuz.
Akraba gibi olduğumuz polip bize baya çektirmiş. Neyse ki artık aramızdaki birliktelik bitti. Biraz daha sabırlı olup, yani konuşmadan 20 gün durabilirsem, 'konuşma özürlülüğü'nden kurtulup; billur gibi bir ses tonuna kavuşacakmışım. Tabi bizim meslekte konuşmama lüksümüz var mı?
Çok zor tabii... En kötüsü telefon... Telefonunum çaldı mı yandım.
Allah'tan sevgili eşim bana bu konuda asistanlık yapıyor da; bunu da aşıyoruz.
Bu arada "Sus, konuÅŸma" diyenleri de fazlasıyla kınıyorum. "Sus" demek kolay da… Öyle söylendiÄŸi gibi kolay olmuyor... Bana “Sus, konuÅŸma” diyenlere 24 saat susup hiç konuÅŸmamalarını öneriyorum. Bu arada ameliyatımdan beri sessiz sinema oyununda da ihtisas yaptım. Türkiye'yi yabancı ülkelerde bile temsil edebilirim artık. Beden dili denen ÅŸeyin önemini ÅŸu bir hafta içinde bir kez daha fark ettim.
BaÅŸkanlara mesaj
Bu arada çevremdeki dostlarıma dahiyane fikirleri için de teşekkür etmek istiyorum. "Mesajlaşarak işlerini yürüt" diye akıl verdiler mesela. Mesaj atacakmışız, işleri öyle yürütecekmişiz... Süper fikir! Niye ben daha önce düşünemedim! Kutluyorum kendilerini...
Biz bazı baÅŸkanlara telefonla ulaÅŸamıyoruz; örneÄŸin BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Aziz KocaoÄŸlu'na… BaÅŸkanı ara, ara da gör bakalım görüşebilecek misiniz? Önce sekretere dert anlatacaksınız; "Hangi konuda görüşeceksiniz" "Özel" demeye kalmadan, "Ben sizi basın danışmanımıza yönlendireyim" "Hayıııırrrr... Vazgeçtiiim... Kalsın" demeye zamanınız yok. Karşınızda basın danışmanı "Buyur abi"...
O yüzden konuşmuşuz, mesaj atmışız aynı yola çıkıyor,
Neyse, konuşamıyoruz ya; bizde önerilere uyup birkaç "kısa mesaj" atalım...
Sayın Kocaoğlu, öncelikle bizzat hastaneye gelip sağlığımla ilgilendiğiniz ve beni sık sık telefonla arayıp geçmiş olsun dileklerinde bulunduğunuz için teşekkür ederim.(!) Ben şunu merak ediyorum; Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak'a karşı siyasi bir saldırı mı var? Varsa, neden suskunsunuz? İşçilerin durumunu biliyorsunuz. Karşıyaka Patagonya'ya bağlı metropol müdür? Belediye hizmetlerinde ciddi aksamalar var. Yalnızları oynayan Cevat Durak'a karşı yapılan bu eleştirilere karşı siz de bir açıklama yapmayacak mısınız? İzmir Valisi'nin açıklamalarına karşı Cevat Durak'a sahiplenmeyecek misiniz?
İkinci "kısa mesaj";
Temeli CHP Genel Sekreteri Önder Sav tarafından atılan İzmir'in en maliyetli Narbel Yolu'nu gördünüz mü? Yol üzerindeki yüksek rampaya ancak merkeplerle ya da tabanvayla çıkılabiliyor. Narlıdere Belediyesi'nin gecekondu önleme projesi yaşama geçtiği takdirde o bölgede birçok dar gelirli vatandaş oturacak. O eğimdeki bir yolda otobüs çalıştırılamayacağına göre; burada oturacak dar gelirli vatandaş için ne düşünüyorsunuz? Bu projeyi yaparken Balçova'ya kadar yolun düzgün bir şekilde uzatılmamasını nasıl yorumlamalıyız? Bu yolun birilerinin içine sindiği kesin de, kısacası sizin de içinize sindi mi bu Narbel Yolu onu merak ediyorum. Bana göre birey yararı kamu yararının üzerine çıkmış gibi bir his var. Peki sizde de böyle bir his var mı?
Bu arada Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur'un Narbel Yolu ile ilgili görüşleri nedir?
Onu da ayrı bir kısa mesajla soralım:
Sevgili Abdül Batur, sizin bu dönem en büyük projeniz Atatürk ve İkinci İnönü Mahallelerinin gecekondulardan kurtularak modern bir kent haline getirilmesi. Bu proje yaşama geçtiği takdirde, siz bir başkan olarak, dar gelirli vatandaşlara bu yoldan inip çıkamamalarına nasıl bakıyorsunuz? Narbel'e merkeple servis uygulaması düşünüyor musunuz?
Eee, 20 gün daha konuşma özürlüyüz, ne yapalım...
Mesajlarla idare edeceÄŸiz.
İleti raporları gelir gelmez sizleri de bilgilendirerek kamu görevimizi bu şekilde yerine getireceğiz.
Bol konuşmalı haftalar...
