Gavur İzmir fırçası
Yazar: Ümit Yaldız
AKP kongre sürecine ilişkin sıcak ve derin bilgilerle analize devam... Hakkında ortaya atılan iddialardan sonra konumunu güçlendirdiği yorumları yapılan İl Başkanı Aydın Şengül, apar topar çağrıldığı Ankara’dan "şen" döndü.
Başbakan Erdoğan’la dış kapıda karşılaşan ve uğurlama törenine katılan Şengül, Teşkilat Başkanı Haluk İpek başta olmak üzere İzmir koordinatörü Mehmet Müezinoğlu ile ikili görüşmeler yaptı.
Ve genel merkezden çıktığında son dönemde hiç olmadığı kadar mutluydu. Hakkında ortaya atılan iddiaların onu daha da güçlendirdiğini, 27 ilçe başkanının desteğiyle adaylığı noktasında epey mesafe kaydettiğini söylüyordu arayanlara.
Ve de Adnan Menderes Havalimanı’nda malum 28 ilçe başkanı, "Aday benim" demesini bekledikleri Şengül’ü karşıladılar. .
Gaziemir Altay Tesisleri’nde yapılan çay faslında, "Başardık arkadaşlar" gibi coşku dolu söz bekleyen 28 ilçe başkanı ve teşkilat üyeleri umdukları cümleleri duyamasalar da Ankara çıkarmalarının genel merkezdeki etkisinin olumlu olduğunu bizzat Şengül’ün ağzından duydular.
Kendisinin adaylık şansını arttırdığını itiraf eden Şengül, "Aday olamasam da bu saatten sonra adayı biz belirleriz arkadaşlar" diyerek ilçe başkanlarının yüreğine su serpti.
Ve dananın kuyruğunun pazartesi günü yapılacak MYK toplantısında kopabileceği söylendi.
Çok sevdiğimi ABD atasözü der ki; "Şişman kadın sahneye çıkmadan, zafer kazanılmaz".
O nedenle, içten içe zafer kutlaması yapan ilçe başkanlarına Pazartesi’yi beklemelerini tavsiye ediyorum.
Neden mi?
Geçen hafta Ankara’ya çıkarma yapan 27 ilçe başkanı ile Başbakan Erdoğan arasında geçen görüşmenin bazı ayrıntılarıyla devam edelim o zaman.
Hani, "Bu hezimet Osmanlı’da olsaydı, çok kelle alınırdı" cümlesini öne çıkardığımız meşhur görüşmeye...
O toplantıda bulunan bazı dostlarım bana Başbakan Erdoğan’ın kafasında hala ilçe başkanlarının "Kesin kez istemezük" dediği Selim Gökdemir’in de olduğunu söyledi. Ve Pazartesi günü yapılacak MYK toplantısında da Erdoğan’ın iki dudağından dökülen ismin önemi oldukça büyük. Bu Gökdemir de olabilir.
Başbakanla görüşen tüm ilçe başkanlarının "Asla olmaz" dediği Gökdemir’in Devlet Bakanı Egemen Bağış tarafından Erdoğan’a servis edildiği de o toplantıda ortaya çıkıyor. Ve de Erdoğan, sanılanın aksine Gökdemir’i kendisine öneren ismin Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu olmadığını açıkça söylüyor. Daha da ilginci Erdoğan, yeni il başkanının kesinlikle milletvekili adayı olamayacağının altını çiziyor. İşte burada çok sayıda adayın da gardı düşüyor. İl başkanının genel seçimleri yöneteceğini, kendisini Büyükşehir adayı olarak hazırlaması gerektiği vurgulanıyor. 29 Mart sürecinde Aziz Başkan’la kapışan Gökdemir’in de bu iddiasıyla öne çıktığı yorumları yapılıyor. Gökdemir’i önerenlerin ağızlarından düşürmedikleri şey ise "Alman modeli"...
Her ne demekse...
Ancak Başbakan Erdoğan’ın ilçe başkanlarının tamamının tepkisiyle karşılaşınca Gökdemir meselesini bir daha düşünmeye başladığı iddia ediliyor. İzmir’in jest ve mimik çözen ilçe başkanları bu tezi doğruluyor. Erdoğan Gökdemir’e karşı direnişi görünce yüzünün düştüğünü, sık sık notlar aldığını hatta moda tabirle biraz da dertlendiğini anlatıyor.
İlçe başkanlarının karşı duruşu, Tekelioğlu ekibinin açık destek vermemesine (Kimilerine göre bu bir taktik) rağmen Gökdemir’in adaylık iddiasını koruduğu konuşuluyor. Hatta genel merkezde Şengül’e sorulan iki adaydan birinin de Gökdemir olduğu iddia ediliyor.
Başbakan’ın kesinlikle "Değişim" istediği kabul eden ve daha iyi bir il başkanı bulmak için araştırma şirketlerini İzmir’e gönderdiğini de bilen ilçe başkanlarının anlamadıkları tek şey var. Aynı isim, aynı yapı korunacaksa değişim bunun neresinde...? İşte bu soruya yanıt vermekte zorlanıyor başkanlar.
Başbakan Erdoğan’la ilçe başkanlarının görüşmesinde basının da dikkatinden kaçan en önemli olay ise Erdoğan’a atfedilen meşhur "Gavur İzmir" söylemine ilişkin.
Taze AKP’li eski MHP’li bir ilçe başkanı, İzmir’deki başarısızlıkta "Gavur İzmir" imajının etkisinden söz etme gafletinde bulunur. Ve Başbakan Erdoğan’ı iyice dertlendirir (!) Ve Erdoğan burada adeta kükrer:
"Orada durun. Hiçbir zaman benim ağzımdan "Gavur İzmir" kelimesi çıkmadı. Bu iddia ne yazık ki üzerimde yafta olarak kaldı. Burada teşkilatım beni İzmir’de ne yazık ki savunamadı."
İlçe başkanı hemen toparlanır. "Efendim ben yeni geldim partiye..."
"Olsun" der Başbakan, "Yeni de gelsen ilçe başkanısın".
***
Ve ikinci bomba başka bir ilçe başkanının İzmir’in seçim sonuçlarını rakamsal olarak savunmasıyla yaşanır.
"Efendim, partimiz Türkiye’de 8 puan oy kaybetti. Ama İzmir’de oyları koruduk."
Farkında olmadan Başbakan’ı başarısız, Şengül’ü de başaralı göstermiştir ilçe başkanı ve haddi aşmıştır.
Ve Başbakan bu ilçe başkanını da konuşturmaz.
"Ben İzmir’de solun oyunu da sağın oyunu da biliyorum. Sağın oyunun nasıl CHP’ye geçtiğini de... Bana bunu anlatmayın."
Samimi bir havada geçen görüşmede zaman zaman tansiyon gerilse de genelde Erdoğan ve ilçe başkanları dost sohbeti havasında konuşmaya devam ederler.
İzmir’in yeni ilçelerinden birinin başkanı, kendi ilçesindeki seçim sonucunu rakamlarla veremez ve bu olay ilçe başkanlarının üçüncü önemli bombasıdır.
Ve dördüncü bomba...
İlçe başkanlarıyla Başbakan Erdoğan görüşmesinde gerilimin yine üst düzeye çıktığı anlardan biridir. "Aydın Şengül’ü istiyoruz" dayatması yapan ilçe başkanlarından birisi, "Efendim isterseniz, seçim yapalım" önerisinde bulunur.
Ve Başbakan’ın yanıtı açıktır: “Demokrasi istiyorsunuz da siz delege seçimlerini ne kadar demokrasiye uygun yaptınız?”. Bu yanıt salonda buz gibi bir hava estirir ve ardından başlayan gülüşmeler İzmir’deki delege seçimlerinin ne kadar demokratik teamüllere uygun yapıldığını kanıtlamaya yeter.
Ve sıra, "demokratlık" sırası Erdoğan’dadır. Kendi iradesine karşı çıkılarak çıkarılan ve kongre kazanan Kırıkkale il başkanının, koltuğuna bile oturmadan nasıl görevden alındığını anlatır detaylarıyla...
Ve Ankara’ya "Aydın Şengül’ü istiyoruz" diyerek gelen ilçe başkanları, "Efendim biz ısrarcı da değiliz. Bizimle uyumlu olsun yeter. Sizin önereceğiniz isim kabulümüzdür” derler.
Bu görüşmenin diğer bir önemi ise Şengül’ün kellesini kurtarmak isteyen ilçe başkanlarının İzmir milletvekillerinin çoğunu topa tutmasıdır. En çok eleştiri Büyükşehir adayı Taha Aksoy ve Mehmet Tekelioğlu’na karşı yapılır. Ama Katmerci başta olmak üzere diğerleri de ilçe başkanlarının eleştiri yağmurundan kurtulamazlar.
Tüm bunları niye mi anlattım? İlçe başkanı dayatması önemli olabilir. Hatta sonuç da verebilir. Yukarıdaki satır aralarını doğru okursanız, vermeyedebilir... Benden söylemesi.