Hayatımız işporta...
Yazar: Münir Koçarslan
İzmir'de işporta tartışması yıllar sonra yeniden alevlendi. Biz de geçen yazımızda topa girdik, değindik, "Bu iş çetelerin kazanç kapısı mı yoksa masum ekmek kavgası mı?" sorusunun yanıtını sonraya bıraktık.
Evet... İşporta, marijinal bir sektördür ve bu ülkenin gerçeğidir.
Fazla bir sermaye, eğitim, yetenek, uzmanlık gerektirmez.
Vergisi, dükkan kirası, elektrik, su, sosyal güvenlik harcaması istemez.
Hiçbir kaydı kuydu bulunmaz.
Neyi ne kadara, nereden alıp sattıkları bilinmez
Lügatlarında "vergi" yazmaz.
Zabıtayla başları derde girmezse, devlet fark etmez.
Ama hep karşımıza çıkarlar.
Kentlerin en can alıcı noktasında... Bir apartman girişinde... Iş hanının kapısında.. Masmavi tatil cennetinde... Caminin, stadyumun önünde...
Anadolu'nun en ücra köşesinde....
Her yer işporta tezgahı dolu.
Ãœstelik ne ararsan var...
Eşofman, çorap, etek, gömlek, atkı, eldiven pijama, terlik. ayakkabı. parfüm. saat, cep telefonu, radyo, seccade, turşu, nohutlu pilav, kokoreç, midye, mısır, turşu, kağıt mendil, yara bandı...
Yok yok...
Ankara Ticaret Odası'nın araştırmasına göre, işporta sektörünün yıllık cirosu 50 trilyon...
Vergi kaçağı da en az 10 trilyon...
Bir de Türkiye İstatistik Kurumu'nun Han Halkı İşgücü Anketi'ne bakalım.
Sonuç...
Çalışan her 7 kişiden biri ekmeğini işporta tezgahlarından yiyor.
Günlük kazançları 5-100 llira arasında değişiyor
Sadece işsizin değil, memurun, emeklinin de ek iş kapısı..
Hatta yabancı uyrukluların bile gözbebeği..
Gidin Karşıyaka'daki Bostanlı pazarına....
Ucuz mal satan çekik gözlü Çinliler'i görürsünüz.
Ya da dolaşın Basmane'de, geceleri Kordon'da.
Oyuncak satan Afrikalılar'la karşılaşırsınız.
Bakın Hatay'a...
Kriz yüzünden, kepenk kapatmış, şimdi kayıt dışı çalışan esnafla burun buruna gelirsiniz .
***
Kurtlu baklanın kör alıcısı olur
Ne oldu da bu hale geldi?
Artık, 7 yaşındaki çocuklar biliyor.
Sıkıntının kaynağı göç, işsizliik, bozuk ekonomik düzen...
İşportadan kazanarak karınlarını doyuranlar da, alış veriş yapanlar da çoğalıyor.
Alan memnun satan memnun..
Çünkü iki kuruş ucuzluk, gariban vatandaş için hayat memat meselesi...
Dolayısıyla kurtlu baklanın kör alıcısı oluyor.
İşte işportanın hayatımızdaki yeri bu kadar büyük.
"Kemeraltı'nı kurtaralım" demek yetmiyor.
Evet, Kemeratı'nı kurtaralım ama çözüm müdür?
Sopayla. Zorla oradan çıkardığın işportacı ne yapacak?
"Ben bıraktım bu işi" mi diyecek?
Gidecek şehrin bir başka yerine üs kuracak.. Hilton Oteli'nin kapısına dayanacak.
Demek istediÄŸim ÅŸudur:
Şehrin uygun yerlerinde tezgahlar açtırın.
Kimsenin canını yakmayacak kadar işgaliye, rusüm, adı deyse onu alın..
Vergi kısmı da Maliye'nin işi..
Zordur, kolaydır o başka mesele...
Yoksa, inceldiÄŸi yerden kopacak. (HT)