Alo, Ben Aydın Paşa! 2009-06-08 00:00:00
Alo, Ben Aydın Paşa!
Yazar: Ümit Yaldız
20 Haziran'da İzmir'in yeni il başkanını seçecek olan AKP'de ilginç gelişmelerle birlikte geri sayım sürüyor.
Ve önceki gün acı acı çalan telefonumun "yes" düğmesine bastığımda karşımdaki ses aynen şöyle diyordu. "Alo, ben Aydın Paşa!"
Başbakan Erdoğan'ın 27 İlçe Başkanı'nı Ankara'da kabulü sırasında kullandığı, "Bu hezimet Osmanlı'da olsaydı, çok kelle alınırdı..." cümlesinden hareketle kaleme aldığım "Aydın Paşa'nın sonu" başlıklı makaleye atıfta bulunan bu sesin sahibi malumunuz üzere AKP İzmir İl Başkanı Aydın Şengül'den başkası değildi. Ve Şengül'le yaptığımız (bana göre) keyifli sohbet, sürecin bazı noktalarına ışık tutmama yardımcı oldu.
Kesinlikle sitemkar değildi Şengül. Yazılanların önemli bölümünü de onayladı.
Öncelikle, ağır yenilginin ardından "günah keçisi" ilan edildiğinin farkındaydı. Sadece kendisine biraz haksızlık yapıldığını anlatmaya çalışıyordu.
Daha da önemlisi, bu haksızlığı yapanların da amaçlarının da farkındaydı.
**
Şengül'ün 2. Viyana Kuşatması'ndan sonra padişah fermanıyla kellesi alınan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ile aynı kaderi yaşayıp yaşamayacağı bir iki güne kadar netleşecek. Zaten Şengül'le yaptığımız görüşmeden edindiğim izlenime göre Şengül kendisini böyle bir sona hazırlamış durumda.
Ancak Başbakan Erdoğan'ın "Çok kelle alınırdı" diye başlayan cümlesinin sadece kendisini kapsamadığını da iyi biliyor Aydın Şengül.
Bazı vekillerin "il başkan adayı" çıkararak kaçınılmaz sondan kurtulma çabasını da bu anlamda doğru okuyor.
Aydın Paşa'ya makaleden bazı bölümleri aktarıp birkaç soru yönelttim.
İzmir'deki seçim sonucu kesinlikle tesadüf değildi çünkü. Genel merkez stratejilerinden İzmir adaylarının tespitine kadar ağır yenilginin çok önemli faktörleri vardı. Ve Şengül'ün en büyük hatası belki de 20 Haziran hesabını çok önceden yapıp, başkan adayı dayatması yapan vekillere teslim olmasıydı.
Neden o günlerde yüksek sesle konuşmadınız? Ya da genel merkeze bugün verdiğiniz "Biz şurada yanlış yaptık" raporları gibi "Seçim kayıp. Hatalarımız bunlar" demediniz?
Yanıt gayet net:
"Dedim. Raporlar, anketler sundum. Bu adaylarla seçimin alınamayacağını söyledim. Kavga da ettim. Ama parti heyecan ve bütünlüğünün zarar görmemesi için bu düşüncelerimi kamuoyu ile paylaşmadım".
Eğer öyleyse milletvekilleri koltuklarını korumak için ne yaparlarsa yapsın, partinin tek hakim gücü olan Recep Tayyip Erdoğan bunları görüyordur. Doğru mu?
Yanıt: "Kesinlikle".
Aydın Paşa ile keyifli sayılabilecek bir görüşme yaptık. Ve kaderine razı bir portre ile karşılaştığımı söylesem yanlış olmaz.
Bazı şeyleri aştığını söylüyor Şengül ve ekliyor.
"İl başkanı olup olmamam kesinlikle önemli değil. Ve ben bu konudaki kararı Ankara'ya çoktan bıraktım. 27 arkadaşımın kendi iradeleriyle Ankara'ya gidip "Aydın Şengül'ü istiyoruz" demeleri gurur verici. Önemli olan da budur". İl başkanı olmasam da bundan sonraki sürecin şekillenmesinde ilçe başkanlarımız ve teşkilatımızla birlikte önemli bir belirleyici faktör olacağız.
***
Ve Başbakan'ın bugün (Pazartesi) İzmir milletvekilleriyle bir araya gelip, nabız yoklaması bekleniyor.
Ama bir o kadar da, milletvekillerinin görüşlerini dikkate almaması da bekleniyor AKP cephesinde. Çünkü, İzmir milletvekillerinin her birinin gönlünde faklı bir aslan (il başkanı) yatıyor. Çünkü, İzmir milletvekillerinin bazıları, alınan seçim hezimetinde Şengül'ün on misli sorumluluğa sahip.
Katmerci'nin adayı eski Vekil Fazıl Karaman.
Mehmet Tekelioğlu'nun adayı Selim Gökdemir (di). Şu an adayı yok. Aldığım bilgilere göre Gökdemir, yakın çevresine siyaset yapmayacağını açıklamış durumda. Tekelioğlu'nun başka bir aday bulması, bu saatten sonra zor.
Boyalı saçlı vekilimizin Tekelioğlu-Katmerci çizgisinde kalması bekleniyor. Siz, kim olduğunu biliyorsunuz.
Tuğrul Yemişçi'nin de Tekelioğlu ile hareket edebileceği tahmin ediliyor.
Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar Göksel ile Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün adayının Ömür Kabak olması muhtemel. Çünkü her iki isimle de öncesine dayanan ilişkisi biliniyor.
Gelelim Erdal Kalkan'a... Normal şartlar altında (NŞA) adayının Bülent Delican olması gerekirken, açıkçası ben bile Kalkan'ın kimi destekleyeceğini öngöremiyorum.
Bir ara Gökdemir'i desteklediği konuşulmuş olsa da eskiye dair bildiklerim inanmamı zorlaştırıyor. Ve içimden "Bu kadarına da pes" diyesim geliyor.
Taha Aksoy'un adayı da malum. Hatta Tekelioğlu gibi onun da bir adayının olduğunu sanmıyorum.
Kim kaldı..? Mehmet Aydın. Devlet Bakanı... O'nun bakmadığı tek iş teşkilat olduğundan bu konuya da bakmayacağını düşünüyorum.
Kaderine razı olmakla birlikte Aydın Şengül İzmir'deki iddiasını güncel tutuyor. Ankara'ya giden 27 ilçe başkanına teşekkür etmek isteyen Şengül, bu kez 28 ilçe başkanını Menemen Emiralem'deki "mütevazı" evinde ağırladı. Havuz başında yenen yemekten sonra çay-kahve faslında şu açıklamayı yaptı Şengül: "Ben aday olamayabilirim. Ama adayı kesinlikle biz belirleriz". Ve el altından Bülent Delican-Ömür Kabak ikilisiyle görüşmelere başladığı konuşuluyor.
Diğer taraftan AKP Genel Merkezi de İzmir konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Bir araştırma şirketini il kongresi ve bundan sonraki süreçte İzmir'de izlenmesi gereken yol ve yöntemlerle ilgili görevlendiren AKP Genel Merkezi, kentin akil adamlarını ve teşkilat üyeleriyle görüşmeler yaptırıyor. Ve bu görüşmelerin sonunda oluşturulacak raporun Başbakan'ın bundan sonraki İzmir politikasında belirleyici olması bekleniyor. Hafta sonu İzmir'de olan heyetle bazı başkan adayları da yüz yüze görüştü.
Ve bir not: Teşekkür ve teessüf
Milliyet Ege Gazetesi yazarı, ağabeyim Hamdi Türkmen'e şahsım hakkında kaleme aldığı güzel cümleler için teşekkür ederken Yenigün yazarı Süleyman Gençel'e yaşadığım "malum süreçten sonra" şahsıma destek veren tek ismi hedef aldığı için "teessüf" ediyorum. Tabii ki bu teessüfün Gençel'in umurunda olduğunu da sanmıyorum. Hatta okuduğunda biraz gülümseyeceğinden de eminim.
Ve ikinci not: Yazılarımda AKP kısaltmasını kullandığım için Sayın Başbakan'a göre ben de edepsizler sınıfına giriyorum galiba... Olsun, O "AK" olsun da ben "edepsiz" olmaya razıyım.
***
Editör'ün notu : Site içeriğinden kaynak belirtmek koşuluyla herkes serbestçe yararlanabilir. Kent-Yaşam haber - bilgi sitesine emek verenler, bu konuda etik kurallara uygun davranılmasını ve hak edilen saygının gösterilmesini beklemektedir. (H.E.)
Ve önceki gün acı acı çalan telefonumun "yes" düğmesine bastığımda karşımdaki ses aynen şöyle diyordu. "Alo, ben Aydın Paşa!"
Başbakan Erdoğan'ın 27 İlçe Başkanı'nı Ankara'da kabulü sırasında kullandığı, "Bu hezimet Osmanlı'da olsaydı, çok kelle alınırdı..." cümlesinden hareketle kaleme aldığım "Aydın Paşa'nın sonu" başlıklı makaleye atıfta bulunan bu sesin sahibi malumunuz üzere AKP İzmir İl Başkanı Aydın Şengül'den başkası değildi. Ve Şengül'le yaptığımız (bana göre) keyifli sohbet, sürecin bazı noktalarına ışık tutmama yardımcı oldu.
Kesinlikle sitemkar değildi Şengül. Yazılanların önemli bölümünü de onayladı.
Öncelikle, ağır yenilginin ardından "günah keçisi" ilan edildiğinin farkındaydı. Sadece kendisine biraz haksızlık yapıldığını anlatmaya çalışıyordu.
Daha da önemlisi, bu haksızlığı yapanların da amaçlarının da farkındaydı.
**
Şengül'ün 2. Viyana Kuşatması'ndan sonra padişah fermanıyla kellesi alınan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ile aynı kaderi yaşayıp yaşamayacağı bir iki güne kadar netleşecek. Zaten Şengül'le yaptığımız görüşmeden edindiğim izlenime göre Şengül kendisini böyle bir sona hazırlamış durumda.
Ancak Başbakan Erdoğan'ın "Çok kelle alınırdı" diye başlayan cümlesinin sadece kendisini kapsamadığını da iyi biliyor Aydın Şengül.
Bazı vekillerin "il başkan adayı" çıkararak kaçınılmaz sondan kurtulma çabasını da bu anlamda doğru okuyor.
Aydın Paşa'ya makaleden bazı bölümleri aktarıp birkaç soru yönelttim.
İzmir'deki seçim sonucu kesinlikle tesadüf değildi çünkü. Genel merkez stratejilerinden İzmir adaylarının tespitine kadar ağır yenilginin çok önemli faktörleri vardı. Ve Şengül'ün en büyük hatası belki de 20 Haziran hesabını çok önceden yapıp, başkan adayı dayatması yapan vekillere teslim olmasıydı.
Neden o günlerde yüksek sesle konuşmadınız? Ya da genel merkeze bugün verdiğiniz "Biz şurada yanlış yaptık" raporları gibi "Seçim kayıp. Hatalarımız bunlar" demediniz?
Yanıt gayet net:
"Dedim. Raporlar, anketler sundum. Bu adaylarla seçimin alınamayacağını söyledim. Kavga da ettim. Ama parti heyecan ve bütünlüğünün zarar görmemesi için bu düşüncelerimi kamuoyu ile paylaşmadım".
Eğer öyleyse milletvekilleri koltuklarını korumak için ne yaparlarsa yapsın, partinin tek hakim gücü olan Recep Tayyip Erdoğan bunları görüyordur. Doğru mu?
Yanıt: "Kesinlikle".
Aydın Paşa ile keyifli sayılabilecek bir görüşme yaptık. Ve kaderine razı bir portre ile karşılaştığımı söylesem yanlış olmaz.
Bazı şeyleri aştığını söylüyor Şengül ve ekliyor.
"İl başkanı olup olmamam kesinlikle önemli değil. Ve ben bu konudaki kararı Ankara'ya çoktan bıraktım. 27 arkadaşımın kendi iradeleriyle Ankara'ya gidip "Aydın Şengül'ü istiyoruz" demeleri gurur verici. Önemli olan da budur". İl başkanı olmasam da bundan sonraki sürecin şekillenmesinde ilçe başkanlarımız ve teşkilatımızla birlikte önemli bir belirleyici faktör olacağız.
***
Ve Başbakan'ın bugün (Pazartesi) İzmir milletvekilleriyle bir araya gelip, nabız yoklaması bekleniyor.
Ama bir o kadar da, milletvekillerinin görüşlerini dikkate almaması da bekleniyor AKP cephesinde. Çünkü, İzmir milletvekillerinin her birinin gönlünde faklı bir aslan (il başkanı) yatıyor. Çünkü, İzmir milletvekillerinin bazıları, alınan seçim hezimetinde Şengül'ün on misli sorumluluğa sahip.
Katmerci'nin adayı eski Vekil Fazıl Karaman.
Mehmet Tekelioğlu'nun adayı Selim Gökdemir (di). Şu an adayı yok. Aldığım bilgilere göre Gökdemir, yakın çevresine siyaset yapmayacağını açıklamış durumda. Tekelioğlu'nun başka bir aday bulması, bu saatten sonra zor.
Boyalı saçlı vekilimizin Tekelioğlu-Katmerci çizgisinde kalması bekleniyor. Siz, kim olduğunu biliyorsunuz.
Tuğrul Yemişçi'nin de Tekelioğlu ile hareket edebileceği tahmin ediliyor.
Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar Göksel ile Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün adayının Ömür Kabak olması muhtemel. Çünkü her iki isimle de öncesine dayanan ilişkisi biliniyor.
Gelelim Erdal Kalkan'a... Normal şartlar altında (NŞA) adayının Bülent Delican olması gerekirken, açıkçası ben bile Kalkan'ın kimi destekleyeceğini öngöremiyorum.
Bir ara Gökdemir'i desteklediği konuşulmuş olsa da eskiye dair bildiklerim inanmamı zorlaştırıyor. Ve içimden "Bu kadarına da pes" diyesim geliyor.
Taha Aksoy'un adayı da malum. Hatta Tekelioğlu gibi onun da bir adayının olduğunu sanmıyorum.
Kim kaldı..? Mehmet Aydın. Devlet Bakanı... O'nun bakmadığı tek iş teşkilat olduğundan bu konuya da bakmayacağını düşünüyorum.
Kaderine razı olmakla birlikte Aydın Şengül İzmir'deki iddiasını güncel tutuyor. Ankara'ya giden 27 ilçe başkanına teşekkür etmek isteyen Şengül, bu kez 28 ilçe başkanını Menemen Emiralem'deki "mütevazı" evinde ağırladı. Havuz başında yenen yemekten sonra çay-kahve faslında şu açıklamayı yaptı Şengül: "Ben aday olamayabilirim. Ama adayı kesinlikle biz belirleriz". Ve el altından Bülent Delican-Ömür Kabak ikilisiyle görüşmelere başladığı konuşuluyor.
Diğer taraftan AKP Genel Merkezi de İzmir konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Bir araştırma şirketini il kongresi ve bundan sonraki süreçte İzmir'de izlenmesi gereken yol ve yöntemlerle ilgili görevlendiren AKP Genel Merkezi, kentin akil adamlarını ve teşkilat üyeleriyle görüşmeler yaptırıyor. Ve bu görüşmelerin sonunda oluşturulacak raporun Başbakan'ın bundan sonraki İzmir politikasında belirleyici olması bekleniyor. Hafta sonu İzmir'de olan heyetle bazı başkan adayları da yüz yüze görüştü.
Ve bir not: Teşekkür ve teessüf
Milliyet Ege Gazetesi yazarı, ağabeyim Hamdi Türkmen'e şahsım hakkında kaleme aldığı güzel cümleler için teşekkür ederken Yenigün yazarı Süleyman Gençel'e yaşadığım "malum süreçten sonra" şahsıma destek veren tek ismi hedef aldığı için "teessüf" ediyorum. Tabii ki bu teessüfün Gençel'in umurunda olduğunu da sanmıyorum. Hatta okuduğunda biraz gülümseyeceğinden de eminim.
Ve ikinci not: Yazılarımda AKP kısaltmasını kullandığım için Sayın Başbakan'a göre ben de edepsizler sınıfına giriyorum galiba... Olsun, O "AK" olsun da ben "edepsiz" olmaya razıyım.
***
Editör'ün notu : Site içeriğinden kaynak belirtmek koşuluyla herkes serbestçe yararlanabilir. Kent-Yaşam haber - bilgi sitesine emek verenler, bu konuda etik kurallara uygun davranılmasını ve hak edilen saygının gösterilmesini beklemektedir. (H.E.)
