Başkanlığa kim daha yakın?
Yazar: Ümit Yaldız
Başbakan Erdoğan'ın Aydın Şengül için Ankara'ya çıkarma yapan 27 ilçe başkanından etkilendiği söyleniyor. Şengül uzatmalarda gol atıp galip gelen takımlar gibi, yaptığı son dakika hamlesinin karşılığını alabilecek mi?
Ve de tüm bu gelişmelerin ardından il başkanlığı koltuğuna kim daha yakın?
Bulunduğu makama teşkilat basamaklarından tırmanarak gelen Başbakan Erdoğan'ın İzmir teşkilatının mevcut il başkanına sahip çıkması karşısında duygulanmış hatta bir miktar da çekinmiş olması muhtemel.
Her ne kadar amaç bu olmasa da.
İlçe Başkanlarıyla yaptığı 1 saat 45 dakikalık toplantıda dudaklarından dökülen, "İzmir'deki seçim hezimeti Osmanlı'da olsaydı neler olurdu? Çok kelle alınırdı?" sözleri de o an karşısında duran 27 başkana verilmiş çok net bir mesaj bana sorarsanız.
En "Aydıncı" İlçe Başkanlarından biriyle konuştum. O bile Başbakan Erdoğan'ın "Değişim" istediğini kabul ediyor. Ancak İzmir'deki değişimin Aydın Şengül'ün de kabul edeceği bir değişimle sınırlı kalacağını tahmin ediyor.
Yani, Şengül olmazsa bile onay vereceği bir isim olur.
Kim bu talihli isim?
İlçe Başkanlarının Erdoğan'a verdiği isimler arasında en fazla oyu alanlardan biri olan Teşkilat Başkanı Nurettin Türkyılmaz olabilir mi? Yoksa Türkyılmaz'ın görevi kabul etmeyeceği düşünülerek o da Şengül'e çıkan başka bir yol mudur?
Bu soruların yanıtı şimdilik saklı. Çünkü, Başbakan Erdoğan, önümüzdeki hafta kentteki nabzı ölçmek için Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek ve İzmir Koordinatörü Mehmet Müezzinoğlu'nu kente göndermeyi düşünüyor.
Sanıyorum 27 ilçe başkanı yeterli olmadı. Genel bir temayül yoklaması istiyor.
Başbakan Erdoğan'ın kafasında İzmir adayının hazır olduğu yorumları ağır basıyor. Ancak Erdoğan teşkilatı iyice yoklayarak "yaş tahtaya" basmak istemiyor anlaşılan.
***
Dünkü makalede "Mehmet Müezzinoğlu'na atfettiğimiz sorunun Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek tarafından sorulduğunu öğrendim. O sırada Müezzinoğlu'nun da İpek'in yanında oturuyor olması bilgi hatasına neden oldu sanıyorum. Neydi o soru...? Aydın Şengül olmazsa, aranızda "Ben de yokum" diyen var mı? Sorusu. Hani İlçe Başkanlarını bir anda sus pus eden soru.
İlçe Başkanlarından bir kaçıyla konuştum. Ve Başbakan Erdoğan'a bir de İzmir raporu verdiklerini öğrendim. Raporda 29 Mart hezimetinin nedenleri sıralanıyordu. "Yanlış aday" teması ağırlıklıydı. Raporu hazırlayanların tek amacı İzmir'deki hezimetin günah keçisi ilan edilen Şengül'ü giyotininden kurtarmaktı tabi ki. Lakin, burada objektif bir tespit yapmak gerekirse; raporda ilçe başkanlarının haklı oldukları noktalar da yok değildi.
Bana göre de İzmir'deki en büyük hata adaylardaydı. Yanlış ilçede yanlış aday. Büyükşehir'de ise en yanlış aday...
Şengül'ün en büyük hatası aday yanlışlarına ses çıkarmaması, kongre hesabı yaparak yanlışların sahibi milletvekillerine teslim olmasıydı.
Keşke, Başbakan'a bugün sundukları raporu o gün sunmuş olsalardı...
En Aydıncı ilçe başkanı, "Teslimiyet" kısmına da karşı çıkıyordu. O'na göre Şengül, aday yanlışları konusunda çok ciddi bir direnç göstermiş, hatta Bayraklı adayı için Tekelioğlu ile kavga bile etmişti.
Yeniden rapora dönelim...
Raporun can alıcı noktalarından biri, kuşkusuz Büyükşehir seçiminin il başkanlığı yerine Selim Gökdemir'e ait bir towersta yapıldığı kısmıydı. Yani, ilçe başkanlarına göre Şengül elinden geleni yapmış, ama seçim çalışmalarında Mehmet Tekelioğlu ekibine diş geçirememişti.
***
Ve Başbakan'a sunulan raporun sonuç bölümünde iki mesaj öne çıkıyordu.
Şengül'le çok uyumlu bir grafik yakaladıklarını aktaran başkanlar; 20 Haziran'dan sonra da bu uyumu genel seçime kadar sürdürmek istiyoruz" dediler.
İlk mesajda Şengül dayatması yapan başkanlar, değişim isteyen Başbakan'ın elini güçlendirmeyi de ihmal etmiyorlardı.
Ve aynen şunu yazdılar.
"Şengül'ü aday yapmazsanız da fark etmez. Siz kimi gösterirseniz biz o ismin etrafında kenetleniriz. "Asker gibi" "Çakı gibi" arkasında dururuz"
Başbakan Erdoğan da bu mesajların ardından onlara bir jest yaptı...'İl Başkanı mutlaka teşkilatın da istediği bir isim olacak?" diyerek ilginç bir mesaj verdi.
Bu mesaj, Ankara'da "Aydın Şengül'ü istiyoruz'un yanı sıra "Selim Gökdemir'i istemiyoruz" da diyen ilçe başkanlarının yüreğine su serpti.
***
AKP'de Şengül'ün uzatmalarda bir gol daha atmadığı takdirde çiziği yediği açık ve net...Ama delegasyon baskısı Erdoğan'ı yeniden Şengül ya da "Yedek Şengül" gibi şıklara da yönlendirebilir. Yani Nurettin Türkyılmaz, Numan Arıcı gibi...
Şengül'ü elediğimizde ise şu anda en şanslı isimlerden biri Ömür Kabak... Henüz tek bir satırlık açıklama yapmamasına rağmen eski teşkilat başkanı, Çiğli gibi zor bir seçim bölgesinde partisinin oylarını 2004 ve 2007'ye göre arttıran Taha Aksoy'dan fazla oy alarak dikkat çeken Ömür Kabak, Başbakan'ın değişim planına da uygun bir siyasi profile sahip.
Bülent Delican da duruşu ve genel merkezdeki gücüyle bu potaya girebilir. Burada Delican-Kabak arasında ciddi bir uyumun yaşandığının da altını çizmek gerekiyor.
Ali Aşlık, önceki gün yaptığı sert açıklamalarla dikkat çekti. Sanıyorum o da Başbakan'ın "Osmanlı'da olsa çok kelle alınırdı" mesajını alanlardan.
Rahmi Taştan, Uğur Türkan gibi isimler de çalışmalarını sürdürüyor.
Sonuçta, önümüzdeki hafta genel merkez yöneticilerinin yapacağı temasa kadar bir kanıya varmak zor.
Not: İlçe başkanlarının iki günlük turunda İzmir seçim sonuçlarına yönelik ilginç bir değerlendirme de Melih Gökçek'ten geldi. İzmirli 27 ilçe başkanıyla öğle yemeğinde buluşan Gökçek, tek sorumlunun Büyükşehir adayı Taha Aksoy olduğuna dikkat çekmiş ve Aziz Kocaoğlu-Taha Aksoy arasındaki ilk televizyon düellosu olan "Teke tek'i hatırlatarak, "Bir adam rakibi için, cüzdanımı, ailemi emanet edeceğim biridir" derse o adam seçim meçim alamaz" demiş. Arsenik eleştirileriyle Aziz Kocaoğlu'nu halk kahramanına dönüştürenlerin başında kendisinin geldiğini unutmuş olmalı. Ne dersiniz?