AKP'de "adayım" mesajları 2009-06-01 00:00:00
AKP'de "adayım" mesajları
Yazar: Ümit Yaldız
AKP İzmir'de 21 Haziran'daki il kongresi öncesi kulisler iyice hareketlendi. Basına "adayım" diyenlerin sayısında ciddi bir artış var.
Bu konuda ilk konuşan mevcut İl Başkanı Aydın Şengül'dü. 29 Mart'tan sonra öyle bir açıklama yaptı ki Şengül, adeta esti, yağdı, gürledi:
"Karşıma kimse çıkamaz, tüm adaylar birleşse bile kongreyi alırım. İsteyene delege telefonlarını şimdiden verebilirim. Çalışmaya başlasınlar."
Bu sözlerin ardından birilerinin "adayım" demesi çok zor görünüyordu. Ama çok sayıda isim adaylık sinyali vermeye başladı. Onlarınkisi ya cahil cesareti ya da blöfünü gördüler.
Seçim döneminde CHP'ye karşı bile böylesine keskin bir açıklama yapamayan Şengül, bugün yaşanan aday patlamasını önlemek istemiş olabilir.
Ya da delege arasındaki organik ilişkiye, seçim öncesi memnun ettiği milletvekillerinin kendisine destek verebileceğini ummuş da olabilir.
O günlerde sert konuşan Şengül'ün şimdilerde "Genel merkez isterse...'ye dönüşen yaklaşımı ise aslında tüm gerçeği ortaya koyuyor. Şengül için hala Ankara'dan yeşil ışık yanmadığı gerçeğini tabi ki.
***
İkinci açıklama Selim Gökdemir'den... "Başbakan isterse, aday olurum" diyordu Bayraklı Belediye Başkan Adayı Gökdemir. Tabii ki Gökdemir, adaylığını Başbakan gibi ülkenin ve partinin tartışmasız en büyük gücüne emanet ederek sözüm ona şark kurnazlığı yapmayı tercih ediyordu. Ya da siyasetin iki dudak arasında yapıldığı bir ülkede belki de doğrusunu yapıyordu. Parti içi demokrasinin olmadığını, hakim gücün istemesiyle her şeyin mümkün olduğunu daha birkaç ay öncesindeki tecrübelerinden biliyordu Gökdemir.
Konak'ta siyaset yapmasına karşın, taşeronlarıyla birlikte Bayraklı'ya aday yapılabildiğini görmüş, yüksek iradeye teslimiyetin keyfini sürmüştü adaylık sürecinde.
Başbakan isterse, ne olmaz ki. (İzmir'i almak dışında tabi ki)
***
Üçüncü açıklama Bülent Delican'dan geldi. Büyükşehir Belediye Meclisi Eski Grup Sözcüsü Delican'dan. İzmirli onu metro, raylı sistem, içme suyu gibi önemli konularda yaptığı
"Teşkilat isterse görevden kaçmam diyordu" Delican. Ve muhtemel rakibi Gökdemir'le yolları bu noktada ayrılıyordu. "Başbakan isterse..." diyebilirdi gayet klişe biçimde.
Neden adaylığını teşkilatın kucağına bıraktı öyleyse? Yoksa yerel ve genel seçimde uyduruktan bir "temayül" yoklamasıyla gazı alınan teşkilatın yani parti emekçilerinin en azından başkanlarını seçerken söz sahibi olması gerektiğine mi vurgu yapıyordu?
Ama açıklama diğer ikisiyle mukayese bile edilemeyecek kadar düzgündü ve mesaj gitmesi gereken yere çoktan ulaşmıştı. Ne küstah cümlelerle bir meydan okuma vardı ne de tabanı hiçe sayıp tavanla siyaset anlayışı
***
Ve son açıklama Uğur Türkan'dan. Aliağa eski İlçe Başkanı, eski İl Genel Meclisi Üyesi ve 2007'de milletvekili sıralamasında kendisine yer bulan bir isim Uğur Türkan.
Çalışkan ve uyumlu bir siyasetçi...
Açıklamasındaki şu cümleye dikkat: "Biz teşkilatın önünde yürüyen değil, teşkilatla yürüyebilen bir anlayışa sahibiz."
Yani kendini Bülent Delican gibi teşkilata, İzmir'deki iradeye emanet eden bir anlayış. Gökdemir ve Şengül'ün aksine Türkan'ın açıklaması daha İzmirce.
***
Ve Ali Aşlık. Eski İl Başkanı. Son iki seçimde çeşitli nedenlerle umduğunu bulamadı. Ama yapılan yanlışlar bugün Aşlık'ı mumla aratmaya başladı.
Ancak adaylık açıklamasını şartlı yaptı Aşlık.
Önce "Şengül adaysa, aday değilim" dedi. Ardından "Selim Gökdemir adaysa, adayım" dedi. Siyaseten kendi yarattığı ve aynı tabana dayandığı Şengül'e destek, karşı ekibe "bayrak" siyaseti izliyordu Aşlık.
Bir yönüyle de doğrusunu yapıyordu. Tekelioğlu destekli Gökdemir'in "en kolay ilçede bile" seçim kaybetmesine karşın "aday olma cüretini göstermesine" ilk ciddi tepki de ondan geldi.
***
Ve açıklama yapması bugünlerde muhtemel olan birkaç isim daha var. En başta Ömür Kabak. Belki Bilal Doğan, Tevfik Ensari ve Rahmi Taştan. Kulislerde Şengül'ün B planının Aliağa eski Belediye Başkanı Tansu Kaya olduğu konuşuluyor. "Ben olmazsam" planı.
Ya da Nurettin Türkyılmaz. Ama herkesin gözü kulağı Ankara'dan yakılacak bir işaret fişeğinde. Erdoğan kime göz kırparsa il başkanı o olacak. Yine kulislerde konuşulan Başbakan'ın İzmir'de temiz ve yeni bir yapıya yetki vereceği.
***
AKP il kongresi milletvekilleri için de çok önemli. Bu günün teşkilat yapısı yarının vekil adaylarını belirleyeceğinden kimi aday çıkarıyor, kimi çıkan adayları sahiplenmenin yollarını arıyor. Tekelioğlu'nun adayı belli. Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar Göksel de Tekelioğlu yapısına İzmir'i kaptırmak istemiyor. Çünkü Tekelioğlu yapısının hakimiyetinde İzmir'den vekil olmasının çok zor olduğunu görüyor Göksel.
Ve Katmerci. Bir ara Bornova adayı Mustafa Seyhan'ı desteklediği konuşulsa da son virajda Tekelioğlu ile kol kola gireceği tahmin ediliyor kurucu il başkanı Katmerci'nin.
Diğerlerinin İzmir'le ilgileri olmadığından yazmaya bile gerek duymuyorum doğrusu.
***
Bu arada ilçe başkanları da hareketli. Bir grup ilçe başkanının "Selim Gökdemir olmasın" demek için Ankara'nın yolunu tuttuğu, diğer bir grubun da Şengül'e destek açıklaması hazırlığında olduğu, ancak Ankara'dan yanacak işaret fişeğini bekledikleri konuşuluyor.
Bu konuda ilk konuşan mevcut İl Başkanı Aydın Şengül'dü. 29 Mart'tan sonra öyle bir açıklama yaptı ki Şengül, adeta esti, yağdı, gürledi:
"Karşıma kimse çıkamaz, tüm adaylar birleşse bile kongreyi alırım. İsteyene delege telefonlarını şimdiden verebilirim. Çalışmaya başlasınlar."
Bu sözlerin ardından birilerinin "adayım" demesi çok zor görünüyordu. Ama çok sayıda isim adaylık sinyali vermeye başladı. Onlarınkisi ya cahil cesareti ya da blöfünü gördüler.
Seçim döneminde CHP'ye karşı bile böylesine keskin bir açıklama yapamayan Şengül, bugün yaşanan aday patlamasını önlemek istemiş olabilir.
Ya da delege arasındaki organik ilişkiye, seçim öncesi memnun ettiği milletvekillerinin kendisine destek verebileceğini ummuş da olabilir.
O günlerde sert konuşan Şengül'ün şimdilerde "Genel merkez isterse...'ye dönüşen yaklaşımı ise aslında tüm gerçeği ortaya koyuyor. Şengül için hala Ankara'dan yeşil ışık yanmadığı gerçeğini tabi ki.
***
İkinci açıklama Selim Gökdemir'den... "Başbakan isterse, aday olurum" diyordu Bayraklı Belediye Başkan Adayı Gökdemir. Tabii ki Gökdemir, adaylığını Başbakan gibi ülkenin ve partinin tartışmasız en büyük gücüne emanet ederek sözüm ona şark kurnazlığı yapmayı tercih ediyordu. Ya da siyasetin iki dudak arasında yapıldığı bir ülkede belki de doğrusunu yapıyordu. Parti içi demokrasinin olmadığını, hakim gücün istemesiyle her şeyin mümkün olduğunu daha birkaç ay öncesindeki tecrübelerinden biliyordu Gökdemir.
Konak'ta siyaset yapmasına karşın, taşeronlarıyla birlikte Bayraklı'ya aday yapılabildiğini görmüş, yüksek iradeye teslimiyetin keyfini sürmüştü adaylık sürecinde.
Başbakan isterse, ne olmaz ki. (İzmir'i almak dışında tabi ki)
***
Üçüncü açıklama Bülent Delican'dan geldi. Büyükşehir Belediye Meclisi Eski Grup Sözcüsü Delican'dan. İzmirli onu metro, raylı sistem, içme suyu gibi önemli konularda yaptığı
"Teşkilat isterse görevden kaçmam diyordu" Delican. Ve muhtemel rakibi Gökdemir'le yolları bu noktada ayrılıyordu. "Başbakan isterse..." diyebilirdi gayet klişe biçimde.
Neden adaylığını teşkilatın kucağına bıraktı öyleyse? Yoksa yerel ve genel seçimde uyduruktan bir "temayül" yoklamasıyla gazı alınan teşkilatın yani parti emekçilerinin en azından başkanlarını seçerken söz sahibi olması gerektiğine mi vurgu yapıyordu?
Ama açıklama diğer ikisiyle mukayese bile edilemeyecek kadar düzgündü ve mesaj gitmesi gereken yere çoktan ulaşmıştı. Ne küstah cümlelerle bir meydan okuma vardı ne de tabanı hiçe sayıp tavanla siyaset anlayışı
***
Ve son açıklama Uğur Türkan'dan. Aliağa eski İlçe Başkanı, eski İl Genel Meclisi Üyesi ve 2007'de milletvekili sıralamasında kendisine yer bulan bir isim Uğur Türkan.
Çalışkan ve uyumlu bir siyasetçi...
Açıklamasındaki şu cümleye dikkat: "Biz teşkilatın önünde yürüyen değil, teşkilatla yürüyebilen bir anlayışa sahibiz."
Yani kendini Bülent Delican gibi teşkilata, İzmir'deki iradeye emanet eden bir anlayış. Gökdemir ve Şengül'ün aksine Türkan'ın açıklaması daha İzmirce.
***
Ve Ali Aşlık. Eski İl Başkanı. Son iki seçimde çeşitli nedenlerle umduğunu bulamadı. Ama yapılan yanlışlar bugün Aşlık'ı mumla aratmaya başladı.
Ancak adaylık açıklamasını şartlı yaptı Aşlık.
Önce "Şengül adaysa, aday değilim" dedi. Ardından "Selim Gökdemir adaysa, adayım" dedi. Siyaseten kendi yarattığı ve aynı tabana dayandığı Şengül'e destek, karşı ekibe "bayrak" siyaseti izliyordu Aşlık.
Bir yönüyle de doğrusunu yapıyordu. Tekelioğlu destekli Gökdemir'in "en kolay ilçede bile" seçim kaybetmesine karşın "aday olma cüretini göstermesine" ilk ciddi tepki de ondan geldi.
***
Ve açıklama yapması bugünlerde muhtemel olan birkaç isim daha var. En başta Ömür Kabak. Belki Bilal Doğan, Tevfik Ensari ve Rahmi Taştan. Kulislerde Şengül'ün B planının Aliağa eski Belediye Başkanı Tansu Kaya olduğu konuşuluyor. "Ben olmazsam" planı.
Ya da Nurettin Türkyılmaz. Ama herkesin gözü kulağı Ankara'dan yakılacak bir işaret fişeğinde. Erdoğan kime göz kırparsa il başkanı o olacak. Yine kulislerde konuşulan Başbakan'ın İzmir'de temiz ve yeni bir yapıya yetki vereceği.
***
AKP il kongresi milletvekilleri için de çok önemli. Bu günün teşkilat yapısı yarının vekil adaylarını belirleyeceğinden kimi aday çıkarıyor, kimi çıkan adayları sahiplenmenin yollarını arıyor. Tekelioğlu'nun adayı belli. Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar Göksel de Tekelioğlu yapısına İzmir'i kaptırmak istemiyor. Çünkü Tekelioğlu yapısının hakimiyetinde İzmir'den vekil olmasının çok zor olduğunu görüyor Göksel.
Ve Katmerci. Bir ara Bornova adayı Mustafa Seyhan'ı desteklediği konuşulsa da son virajda Tekelioğlu ile kol kola gireceği tahmin ediliyor kurucu il başkanı Katmerci'nin.
Diğerlerinin İzmir'le ilgileri olmadığından yazmaya bile gerek duymuyorum doğrusu.
***
Bu arada ilçe başkanları da hareketli. Bir grup ilçe başkanının "Selim Gökdemir olmasın" demek için Ankara'nın yolunu tuttuğu, diğer bir grubun da Şengül'e destek açıklaması hazırlığında olduğu, ancak Ankara'dan yanacak işaret fişeğini bekledikleri konuşuluyor.
