Barajı Başbakan yapacak havasını Aziz Kocaoğlu atacak!
Yazar: Münir Koçarslan
Başbakan Ankara'da iftar sofrasına oturdu... Yanında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek vardı...
O sıralar ?arsenikli su" yüzünden hükümet, İzmir'i hedef almıştı... Bakanlar yan yana dizilip basın toplantıları yapıyordu...
Evet... İzmir susuzluk çekiyordu, Başkanı Aziz Kocaoğlu kıvranıyordu. ?Sorunu çözeceğiz ama hükümet bürokratik engel çıkarıyor" diye yakınıyordu.
Televizyonlardan izledim...
Başbakan iftar sofrasında davudi sesiyle kükrüyordu:
"Barajı ben yapacağım, havasını sen atacaksın. Yok öyle yağma!.."
Tam da yerel seçim arifesiydi..
Suya artık siyaset karışmıştı.
AKP'lilere göre Başbakan'ın sözleri normaldi...
Zaten bu CHP'li belediyeler beceriksizdi. Başbakan'ın ifade ettiği, aslında malumun ilanıydı. Alınacak, gücenecek, kızacak ne vardı?
Muhalefete göre Başbakan'ın sözleri ayıptı...
"Biz ve ötekiler" ayrımının kanıtıydı. İktidar partisinden olmayan belediyelerin projeleri Ankara'da takılıyordu.
Bu bakış şaşıydı...
Seçim arifesinde vatandaşa açık açık "iktidar partisinin adaylarını seçin" diye oy şantajı yapılıyordu. Aba altından sopa gösteriliyordu.
Ve İzmir'de sonuç:
CHP yüzde 56, AKP yüzde 30...
Artık yorgan gitmiş, kavga bitmişti...
Öyküsünü didik didik ettiğim Gördes Barajı'dan İzmir'e su getirmenin önü açılmıştı.
Nihayet DSİ, 2007 yılından bu yana adeta seyirci kaldığı, ?eksikleri var" diye son 6 aydır da beklettiği Büyükşehir'in projesine onay verdi.
Üstelik üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan...
Şimdi bugün, Sayın Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Gördes'ten Sarıkız'a, dolayısıyla İzmir'e su getirecek yaklaşık 35 kilometrelik boru hattının temelini atacak.
Hayırlı olsun...
Bir İzmirli olarak gerçekten sevindim
Ama bir o kadar da, Afyonlu Sayın Bakan'ın açıklamalarına sevindim:
"İzmir'in su problemini çözme yolunda büyük bir adım attık.
Ben bütün Egelilerin bakanıyım, hizmetkarıyım.
Gerek DSİ genel müdürlüğüm gerek bakanlığım sırasında Ege'deki yatırımların hızlandırılması ve kısa sürede tamamlanması için gayret sarf ettim.
Ege için İzmir ne kadar önemliyse İzmir için de İzmir halkının su sıkıntısının giderilmesi o kadar önemli.
Bundan dolayı İzmir'i susuz bırakmamak için her türlü A planlarını, B planlarını yapıyoruz ve bir bir hayata geçiriyoruz.
Değerli hemşerilerimin su sıkıntısı, benim sıkıntımdır. Bunu bilmelerini isterim."
Biliyoruz, Sayın Bakan biliyoruz...
Doğru olan bu değil mi zaten?
***
Çikolata yerine incir yersek kriz biter!
Krize ilişkin neredeyse herkesin bir değerlendirmesi, bir çıkış formülü var. Aydın Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Hulusi Akşit kurtuluşu ?yerli malı" nda görüyor... Bakın ne diyor:
- Yaşanan bir çok sıkıntının temelinde, kendi ürünlerimize sahip çıkmamak yatıyor. Ayran ve pekmezimiz varken kolaya, incirimiz varken çikolataya özendik. Hem sağlımızı hem de ekonomimizi bozduk."
*Peki kendisi ne yapıyormuş" derseniz...
Misafirleri için masasından inciri, cevizi eksik etmiyor. (HT)