Komandit!
Yazar: Ümit Yaldız
Siyasi partilerde bir grup insanın ortak amaçları taşıması, belirli bir örgütsel yapılanma içinde hareket etmesine bizler "ekipçilik" adını veriyoruz.
Ve söz konusu ekipleri çoğu zaman en az üçe ayırıyoruz.
1- Siyasal amaçlı ekipler,
2- Ticari amaçlı ekipler ,
3- Hem siyasi hem ticari amaç güden ekipler.
Bunlar arasında en tehlikelisi üçüncü gruptur. Yani hem siyaseten belirli bir noktayı işgal edip hem de sadece cebini doldurmaya odaklanmış siyaset bezirganları.
İkinci grup sadece ticarete odaklandığı için ihaleler, iş takibiyle yetinir. İlk gruba şu dönemde rastlamak biraz zor da olsa her partide irili ufaklı yapılar halinde mücadele edenleri görürüz.
5 Mayıs tarihli yazıda AK Parti İzmir'deki limited şirket görünümüne vurgu yapmış, Selim Gökdemir'in il başkanı yapılma çabalarını, tıpkı Bayraklı Belediye Başkanı yapılma çabalarında olduğu gibi belirli bir ekibin üstlendiğini, bu ekibin büyük kısmının birbiriyle ticari ortaklığının olduğunu anlatmıştık.
Aynı makalede AK Parti Ltd. ekibinin başında da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün enişteleri, İzmir Milletvekili Mehmet Tekelioğlu'nun olduğunu aktarmıştık.
Sonrasında gelen ilginç tepkilerde olayın yönü biraz değişti.
Aslında seçim sürecindeki ilişki ağları üzerinde AK Parti İzmir teşkilatını daha çok anomim şirkete benzetenler de oldu.
Partinin, İl Başkanı Aydın Şengül'ün Karadeniz yapısı, Tekelioğlu'nun Kayserilileri ve malum ekibi, Katmerci'nin Konyalıları ve de Nükhet Hotar Göksel'in Malatyalıların oluşturduğu bir A.Ş olduğunu düşünenler de haklıydı.
Çünkü yerel seçimde başkan ve meclis üyelerini saydığımız bu dört isim belirlemişti.
Ancak asıl tuttuğum yorum partinin A.Ş ya da limited değil komandit şirket olarak yönetildiğine ilişkin olandı. Seçim sonrası bir takım gelişmeler de bu yorumu haklı çıkarır nitelikteydi.
Sermaye ve ortak yapısı en büyük olan anonim şirket ve gerek sermaye ve ortak sayısı bakımından daha küçük limited şirkete karşın, komandit şirketlerin özel durumları vardı.
Komandit şirket; sınırlı sorumlu ortaklar ve sınırsız sorumlu ortaklardan oluşuyordu.
Bu yorumu bizimle paylaşan okurlarım;
Selim Gökdemir'i il başkanı yapmak isteyen grubun limitet şirket gibi değil komandit şirket gibi yorumlanması gerektiğinde ısrar ediyordu.
Çünkü Gökdemir'i Bayraklı'da aday yapan ekibin Büyükşehir Belediyesi'nde de Taha Aksoy'u öne çıkaranlar olduğu ve 29 Mart'taki "büyük bozgun"dan sonra teşkilatı suçlayıp
aday çıkarma gafletinde bulunanların da aynı isimler olduğu biliniyordu.
Yani bu ekipte sınırlı sorumlu ortaklık yapısı hakimdi.
Malum ekibin yandaşları, başarısızlıkta "sınırlı sorumlu", başarıda "sınırsız sorumlu" rolünü güzel oynuyordu.
Ancak biraz daha düşününce AK Parti İzmir'in sadece malum grupça değil çok sayıda komandite yapı tarafından idare edildiğine ben de inanmaya başladım.
Bin yanda Aydın Şengül'ün Karadenizli ilçe başkanlarıyla kurduğu komandit şirket... Diğer yanda Katmerci-Gönül birlikteliğinden doğan Konya ağırlıklı, hafif F tipi komandit yapı.
Ve de Mehmet TekelioÄŸlu liderliÄŸindeki komandit...
9 Mart 2008'de partiye monte edilen AK solcuları da sayarsak AK Parti'deki komandit yapı sayısını artırabiliriz. Hatta olayı merkez sağ kökenli komandit ortaklar, MHP kökenliler olarak tanımlayabiliriz.
Ne dersiniz?...
Notlar:
Not 1: Başbakan Erdoğan İzmir ziyaretinde üç isimle özel görüştü. Aydın Şengül ve Nesrin Ulema gibi teşkilat yöneticileriyle görüşmesi normal karşılanan Başbakan'ın, en uzun süre eski İl Başkanı Ali Aşlık'la görüşmesi dikkat çekti.
Not 2: Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, CHP Lideri tarafından Türkiye Belediyeler Birliği Başkanlığı'na aday gösterilecekmiş. 3 bin belediyeden 2 binden fazlası AKP'nin elindeyken, Kocaoğlu'nun CHP'nin adayı yapılması ya da yapılmaya çalışılması ilginç.
Bu adaylık her ne kadar Kocaoğlu'nun CHP içinde tanınmasına olanak sağlayacaksa da "Aziz Kocaoğlu kaybetti" haberlerine de zemin hazırlayacaktır. Tıpkı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul'u kaybeden aday pozisyonuna sokulması gibi...