Siz nesiniz?
Yazar: Barış Kudar
Nedir bizim bu petrol fiyatlarındaki artışlarından çektiğimiz?..
Şöyle bir hafızalarınızı bir yoklayın...
Petrol varil fiyatının 100 dolara ulaştığında ne demiştik:
“Eyvah ÅŸimdi her ÅŸeye zam gelecek...”
Nitekim de her fiyat artışının ardına sığındığı bir gerekçe bulunmuştu:
“Petrol fiyatları arttı... Maliyetler yükseldi...”
Petrol fiyatları rekor üstüne rekor kırarak 150 dolarları da aÅŸtığında “Eyvah ki eyvah” demiÅŸtik...
Sonunda dünyanın en pahalı benzinini kullanan ülke olma özelliğini bile yakalamıştık...
Bize devletimizin büyüklerince ne denmişti?
“ Petroldeki fiyat artışlarına paralel fiyat ayarlaması yapıyoruz... Ä°ndiÄŸinde tabiidir ki fiyatlar da yeniden ayarlanacaktır...”
O günlerde benzin fiyatları 3 TL’nin üzerine çıkmıştı.
Sonra ABD’nin Irak’ı iÅŸgali sonrası petrol akışı hızlanınca petrolün dolar bazında fiyatı 40 dolarlara kadar indi... Bizde benzin fiyatları maalesef 3-5 kuruÅŸ indirimin ötesine geçemedi!..
Åžimdi deniyor ki
“Dünya piyasalarında petrol fiyatları artışa geçti... Fiyat ayarlamaları ondan yapılıyor...”
Bunun sonucunda da 20 günde üç kez benzine zam yapıldı... Perakende satış fiyatı da 3.12 TL’ye çıktı!..
Aracı olan ya da olmayan herkesin bildiÄŸi gibi bu fiyatın yalnızca yüzde 10-15’i kadarlık bölümü benzinin rafineri çıkış fiyatıdır. Geri kalanı ise vergilerin bindirilmiÅŸ tutarıdır...
Eeeee.... Bu kümesteki kazların tüyü kalmayınca maliyecilerin icat ettiÄŸi bir durumdur. Ekonominin yüzde 60-70’lik bir bölümünün kayıt dışı olduÄŸu bir ülkede devlet, vergi toplamada güçlük çekiyorsa kümestekilerden büyük ölçüde yararlanacaktır.
Yetmiyorsa yoksulu zengini ayırt etmeksizin dolaylı vergilere yüklenirsin...
Yani üç kuruş kazananından da, günde binlerce TL kazananından da her kullandığından vergi alırsın.
Bakın size bir örnek:
Gelir İdaresi Başkanlığı verilerinden yapılan bir hesaplamaya göre 2004-2008 döneminde işçi ve memur, maaşlarının önemli bölümünü stopaj yoluyla daha almadan gelir vergisi olarak devlete vermiş...
İşçi ve memurdan 2007 yılında da 18 milyar 991 milyon 154 bin 110 lira gelir vergisi alındı. Bu rakam 2008 yılında ise 19 milyar 942 milyon 221 bin 20 lira olarak belirlendi. Böylece 5 yıllık süreçte çalışanlardan stopaj yoluyla kesilen gelir vergisi tutarı 76 milyar 537 milyon 616 bin 372 lirayı buldu. 2004 yılında Türkiye genelinde toplanan gelir vergisinin yüzde 48’ini, 2005 yılında yüzde 55.44’ünü, 2006 yılında yüzde 48.86’sını, 2007 yılında da yüzde 49.9’unu maaÅŸlardan stopaj yoluyla alındı. 2008’de ise çalışanlar, vergi gelirlerinin yüzde 44.88’ini tek baÅŸlarına karşıladı.
Gördüğünüz gibi devletin toplayabildiği verginin hemen hemen yarısını işçi ve memur ücretini eline almadan devlete ödemiş... Bu da yetmiyormuş gibi kullandığı iğneden ipliğe her şeye de dolaylı vergi ödüyor...
Tabii onlar ne de olsa kümesteki kaz...
Peki... Benim gözünü sevdiğim halkım, siz nesiniz?..