CTP yahut CMMO
Yazar: Ümit Yaldız
Bu garip başlığı hayra yorduğunuzu sanmıyorum. CHP İzmir'deki yeniden yapılanma sürecine yönelik model tahmini yapmaya çalışıyorum.
İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu'nun Genel Başkanı Deniz Baykal ve özellikle de Genel Sekreter Önder Sav ile birlikte götürdüğü yeniden yapılanma sürecinde olan bitenler, bizlere partinin nereden nereye gittiğine ilişkin önemli ip uçları veriyor.
Öncelikle İl Başkanı Nalbantoğlu'nun kendisi gibi YTP kökenli bir isim olan Aytekin Tunus'u Konak İlçe Başkanı yapmasıyla başlamak gerekiyor. Genel Sekreter Sav'a yakın 10 isimle destekli Aytekin Tunus yönetimi İzmir'de olan biteni ya da olabilecekleri ortaya koyması açısından son derece önemli.
***
Son yazımda bu konuya genişçe değindiğim için bugün ortaya konmaya çalışılan modeller ya da açılımlardan bahsetmek gerekiyor.
Kurulduğundan bugüne kadar çeşitli nedenlerle iktidara gelemeyen CHP, kalesi İzmir'de de İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu ile ilginç bir açılım modeli deniyor.
Ama bu açılım modeli Türkiye'ye örnek olan İstanbul İl Başkanı'nın çarşaf açılımından biraz faklı.
İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin'in ülke gündemine oturan çarşaf açılımı ya da Baykal'ın 2007'de ortaya koyduğu "Sağdan da oy alma" açılımının aksine İzmir'deki model partiyi bir ekip üzerinden bir meslek grubuna doğru kaydırma modeli olarak algılanıyor.
Birkaç cümle ile özetlemek gerekirse;
Nalbantoğlu Konak ve Bornova'daki yönetici tercihleriyle sırtını iki gruba dayıyor.
1-Eski partidaşları.
2-Meslektaşları
Bu iki gruba üçüncü bir şık eklemek gerekseydi kuşkusuz bu madde de Mardin karışımlı Önder Sav ekibi olurdu.
Oysaki ben Nalbantoğlu gibi aklı selim bir İl Başkanı'ndan daha fazlasını beklerdim. Hem de İzmirli CHP'nin bu kentte nasıl bir açılım planı uygulaması gerektiğini 29 Mart'ta ortaya koymuşken.
Büyükşehir'de yüzde 56, bazı ilçelerde yüzde 70, İl Genel Meclisi'nde yüzde 50 gibi rekor bir oyla kenti CHP'nin tartışmasız kalesi ilan eden İzmirli, CHP'nin klasik ve profesyonel yönetici takımının aksine, halkçı, dürüst, ilkeli isimlerle takviye edilmesini bekliyor. Ancak bu modelle bu oy oranlarının korunabileceği ayan beyan ortada iken, ilk genel seçimde milletvekili olmak istediği bilinen Nalbantoğlu, kendine has modelleriyle neyin peşinde?
Yapılacak ilk kongrede atanmışlıktan kurtulmanın peşinde olabilir mi?
Tabii ki ilk akla gelen bu.
Önder Sav-Nalbantoğlu birlikteliği İzmir'deki delegasyon yapının fabrikasyon çıkması için yeterli olabilir. Bunun için YTP'li ya da mali müşavir bir ilçe başkanı ve Sav yanlısı ilçe sekreteri, yönetici kadrosu yeterli olabilir.
12. maddeden gelsin kayıtlar...
Bu sözlerimden YTP kökenlilerle mali müşavirlerin CHP'de aktif siyaset yapmasına karşı olduğum çıkarılmasın.
Çünkü karşı değilim.
Benim karşı olduğum, Nalbantoğlu açılımının bu iki noktadan ibaret olması. Ve bu modellerin açılımdan çok içe kapanım olarak sonuçlanacağı.
Tüm bu modellerde ben ne Deniz Baykal'ı ne de Aziz Kocaoğlu'nu göremiyorum. Hatta İzmir'in allı şanlı milletvekillerini de. (A. Rezzak Erten hariç tabii ki)
Diyelim ki Deniz Baykal, MYK üyelerine karşı "Demoklesin kılıcı" gibi elinin altında tuttuğu uygulanmamış tüzük kurultayı ile olası tehlikelerden kendini bertaraf edebilir.
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ne yapacak?
İl ve ilçe örgütleriyle geçen dönem olduğu gibi mesafeli ilişkisini koruyarak mı Ege siyasetinde belirleyici olmaya çalışacak?
Hiç sanmıyorum.
Çünkü örgütün başında bu kez Kemal Karataş yok. Akıllı hareket eden, eşeğini sağlam kazığa bağlayan, kendi ekibini oluşturan bir il başkanı var. Gelelim Nalbantoğlu modellerinin açılımına. Yani başlıkta kısaltmalarına yer verdiğimiz planlara..
CTP: Cumhuriyetçi Türkiye Partisi. CHP'nin halkçılığından umudu kesen, YTP'lilerin oluşturduğu yeni bir akım. Model doğru. CHP Türkiye partisi olmadığı sürece genel iktidarı ancak rüyasında görür. Ama İzmir'de uygulanan Türkiye partisi olmak değil, Yeni Türkiye Partili olmak.
CMMO: CHP'li Mali Müşavir Olmak: Bu model şu sıralar İzmir'de yönetici olmanın ya da yönetici belirlemenin ön koşulu adeta.
Konak'taki yapılanma, Bornova'daki 7 kişilik takviye, Buca'daki takviye hazırlığına yakından bakıldığında ortaya çıkan iki maddelik açılım planı bu.
Bu plan, Rıfat Toruntay Nalbantoğlu'nun açılımı gibi dursa da Genel Sekreter'in himayelerinde yapıldığından örgütte ciddi bir rahatsızlık yaratıyor. Ve plan başarısız olursa İzmir örgütünde Nalbantoğlu'nu zor bir seçim süreci bekliyor. Benden söylemesi.