Yol haritası!..
Yazar: Barış Kudar
Hafta sonu Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri olan TOBB'un genel kurul toplantısı vardı. Rifat Hisarcıklıoğlu yeniden başkan seçildi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı genel kurulda Hisarcıklıoğlu ekonomiye yönelik çok sert eleştirilerde bulunarak Hükümet'in bir an önce "yol haritası" çizmesi gerektiğinin altını kalın çizgilerle çizdi...
TOBB Başkanı, küresel krizin de Türkiye'yi etkilemeye başlamasıyla birlikte yavaşlamış olan büyümenin ağır bir küçülmeye dönüştüğünü söyledi.
''Şimdi itiraf edelim ki 2007'den itibaren uzlaşmaya ve ülkemizin ortak çıkarlarına odaklanamadık'' saptamasını yapıyor. Hisarcıklıoğlu, siyasetin doğal akışına dışarıdan yapılan müdahaleler, bundan medet umup kendisine ikbal kapısı arayanlar, ekonomide beklentilerin iyi yönetilememesi, çalışmak yerine konuşmanın tercih edilmesi, ekonomide bir yol haritasından yoksun kalınması ve bunların üzerine gelen küresel kriz, ardından tedbirlerin zamanında alınamayışı sonucunda bugün Türkiye'de her 4 makineden birinin sustuğunu kaydetti... Her üç gençten birinin işsiz kaldığını vurguluyor.
Hisarcıklıoğlu, "Vakit çözüm üretme zamanıdır" diyor. Ve ekliyor:
"Herkesi bu ülkeyi ihtiraslarından daha fazla sevmeye, demokrasiye sahip çıkmaya, hukukun üstünlüğünü korumaya, vicdanına kulak vermeye, fitne ve fesattan vazgeçmeye, ülkemizin kurumlarını yıpratmamaya, her kurumu şeffaf olmaya, hesap verebilmeye, komşusunu öteki diye görmemeye, hepimizi bir arada tutmaya devam edecek ortak bir zeminde mutabakat sağlamaya, sadece iş ve aş kavgası vermeye davet ediyorum..."
Gördüğünüz gibi ekonominin odağında bulunan TOBB'un en üst düzey saptamaları bunlar. Bu saptamalara herkesin katılacağı malum...
Ancak Sayın Başbakan bunların bir bölümüne katılmadığını, "Hükümetin geciktiği yönündeki tüm ithamları insafsızca ithamlar olarak görüyorum" sözleriyle vurguluyor... Ancak bir itirafta bulunarak "Kriz gelişmiş ekonomileri de gelişmekte olanları da derinden etkiliyor'' diyor. Yani krizin "teğet" geçmediğini söylüyor...
Aylardır küresel krizin ısrarla Türkiye'yi "teğet" geçeceğini vurgulayan Sayın Başbakan kapanan işyerleri, fabrikaların, işsizlerin sayısının ortaya konmasıyla fikir değiştirmesi bizlerde ne denli "güven" erimesine yol açtığının farkında mıdır bilemem...
Ancak şu sözleri de dikkat çekici:
"Zaman krizden korunmak için kabuğumuza çekilme zamanı değil, birbirimize, kendimize güvenme zamanıdır. Türk girişimcisi bu küresel krizi fırsata dönüştürebilecek kabiliyete sahiptir.''
İyi de... ortada bir yol haritası bile veremeyen bir hükümet ortadayken, normal bir vatandaş olarak sürekli olarak "teğet" lafını kullanarak piyasayı ürkütmemeye çalışan Sayın Başbakan'ın bu son sözleri sonrası "güven" kelimesinin anlamını bir kez daha mı sözlüğe bakarak sorgulayacağız...
Kalmayan "güven"i nasıl yeniden tam anlamıyla kullanacağız?..