Yüzde 55 itibarı
Yazar: Münir Koçarslan
Seçim bitti, sıra çözüme geldi... Miting meydanlarındaki, kahve toplantılarındaki, açıklamalardaki hararetli siyasi söylemler, tartışmalar, polemikler rafa kalktı.
Kimse halk iradesini yok sayamaz...
Bu anlayış, CHP'li yerel iktidarla, AKP'li merkezi hükümet arasındaki diyalogda da öne çıktı...
Hatırlayın lütfen, 27 Mart öncesinde olup bitenleri...
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin diyordu ki...
"Hükümetle kavga eden belediyeler, projelerini Ankara'dan geçiremez."
Ya Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay:
"Bizim adayı seçin, ne istiyorsa veririm. Bu fırsatı iyi değerlendirin."
Peki Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek:
"Biz hükümet olarak bazı hizmetleri yerine getiren sağ el gibiyiz. Belediyeler ise bizim sol ellerimiz. Belediyeler başka elde olursa karışıklık çıkar."
Bu sözler tepki çekmişti.
"Seçmenin üzerinde iktidar baskı yaratılıyor" diye algılanmıştı.
Haksızlık da sayılmaz..
Ama bu iş öyle pek kolay değilmiş...
Arkasında yüzde 55'lik seçmen desteği olan Aziz Kocaoğlu, bir kaç gün önce Ankara'ya gitti..
Bu, Kocaoğlu'nun seçimden sonraki ilk başkent turuydu
Üç gün boyunca çeşitli bakanlıklarda olumlu görüşmeler yaptı.
Dün dündür, bugün bugün
Mesela Toplu Konut İdaresi Başkanı Erdoğan Bayraktar'la, Kadifekale sakinlerinin Uzundere konutlarınaa taşınmayla ilgili teknik sorunları ele aldı.
Çözüm için bir yol haritası belirlendi.
Aynı şekilde TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman'la Aliağa-Menderes raylı sistemini konuştu.
Kimse "Bu senim işin, bu benim işim" demedi.
80 kilometrelik hattın süratle hizmete açılması için el birliğiyle çalışma kararı çıktı.
Maliye Bakanlığı Müsteşarı Hasan Basri Aktan da, daha önce hatalı şekilde Büyükşehir Belediyesi'ne aktarılmayan 73 milyon liralık ödeme konusunda yeşil ışık yaktı..
TEDAŞ Genel Müdürü Haşim Keklik, Halkapınar'taki eski un fabrikası, sonları Devlet Güvenlik Mahkemesi olarak kullanılan
binanın, parası karşılığı belediye devrine olumlu yaklaştı.
Bir türlü inşa edilemeyen barajlar konusunda, Çevre Etki Değerlendirme Genel Müdürü Fevzi İşbilir'le temasa geçildi.
Milli Emlak Genel Müdürü Abdullah Kaya da, Orman Genel Müdür Vekili Mustafa Kurtuluş da, barajların yapılacağı arazilerin tahsisi konusunda olumlu yaklaşım gösterdi.
Demek ki; Başbakan'ın "Ben baraj yapacağım. Havasını sen mi atacaksın, Yok öyle şey" söylemi de geçmişin seçim atmosferinde kaldı.
Sözün özü, Kocaoğlu'nun hayli itibar gördüğü anlaşılıyor.
Kimse pürüz pürüz çıkarmamış...
Zaten Aziz Bey de diyor ki;
"Ankara'daki genel hava çok iyi. Hiçbir sıkıntımız olmadı. Olması da söz konusu değil. Çok da iyi karşılandığımızı söyleyebilirim. Geçmiş dönemden kalan işlerimiz konusunda önemli adımlar attık."
Bayılıyorum şu söze...
Dün dündür, bugün bugün... (HT)