Umudumuz Karayalçın
Yazar: Münir Koçarslan
Bayraklı Belediye Başkanı CHP'li Hasan Karabağ'ı pek bilmem... Yıllar önce Karşıyaka'dan meclis üyeliği yaptığını anımsıyorum.
Bir kaç gün önce, gazeteye geldi. Yüz yüze tanışma fırsatı bulduk.
Kişiliğine özel izlenimlerim bende saklı kaymak kaydıyla, bundan sonrasını kaleme alıyorum.
Bilirsiniz, genellikle ilk sohbetler havadan sudan dereden tepeden başlar.
Ben de öyle yaptım.
Şu Bayraklı'nın tepelerinden söz ettim. Elini uzatsan Körfez'e değecekmişcesine manzaraya sahip olan o sırtlardan...
Ve İzmir'in üzerine yıkılacakmış gibi duran "çirkinlik ablidesi" evlerden...,.
Rahmetli Ahmet Piriştina döneminde Alsancak Limanı ile Bayraklı Turan arasına tasarlanan, yat limanlarıyla iş merkezleriyle "Yeni İzmir"den...
Sahilde yükselmesi planlanan yapılardan lafa girdim.
Düşünebiliyor musunuz?
Denizin kıyısında gökdelenler olacak.
İzmir'in kalbi burada atacak.
Arkasında ise eskiden gecekondu olan, imar aflarıyla yasal hale gelen, her biri üç dört katlı, çarpık çurpuk beton yığınları...
Böyle olur mu?
Hasan Karabağ yanıtladı:
"Olmaz tabii... Türkiye'de bu işin piri Murat Karayalçın'dır...
Kent yenilemenin, toplu konutçuluğun babasıdır.
Karayalçın'ı davet edeceğiz. Soracağız, Fikirini alacağız.
Örnek projeler uygulayacağız."
Nasıl yani?
Bir defa şunu belirteyim, Bayraklı'nın tepeleri konumu itibarıyla çok değerli yerler...
Kimse ayaklarının altına serilmiş, denizi bırakıp gitmek istemez.. Dolayısıyla evleri yıkıp başka yere taşılmak niyetimiz yok. Zaten istimlakla başa çıkılmaz. Hem para yetmez hem zaman...
Mahkemeler, itirazlar yıllarca sürer. Uzlaşarak. İkna eterek. Dahil ederek çözmek en doğrusudur.
Biz de bunu yapacağız.
Vatandaş kendisi anlaşacak. Konut firmaları, yeşil alanlarıyla, sosyal tesisleriyle çağdaş siteler olacak.
Şimdi, dört katlı binası 200 bin lira eden, karşılığında belki iki daire alacak ama her birini değeri en az 300'er bin lira olacak.
Böylece cezbedici hale gelecek.
Halk zaten, otobüsün çıkamadığı, dimdik daracık caddelerden şikayetçi...
Yağmur yağınca dereye dönen sokaklardan dertli..
Çocukların oynacak yer olmamasından rahatsız..
O muhitlerde yetiştim. Kimse bu eziyeti kimse çekmek, hayatını böyle sürdürmek istemiyor. Neticede bize destek vereceklerdir."
Bayraklı'nın ilk belediye başkanı Hasan Karabağ, iz bırakmak istiyor.
Gereği düşünüldü: İşe alınmasına...
Hasan Karabağ "iz bırakmak istiyor" dedik.. Ne yalan söyleyeyim, benim hafızamda şimdiden bıraktı bile...
Şu belediyeye işçi alma meselesinden...
Önce CHP'lilere cep telefonlarından mesaj geçildi:
"Şimdi gelmeyin, İş başvuruları sonra alınacak" diye...
Ortalık karıştı. Gazeteler manşet attı:
"CHP'liler belediyeyi iş bulma kurumuna çevirdi" diye..
Hasan Karabağ'a bu mevzuyu sormamak ayıp olurdu. Sordum:
"Belediyeye adam almayacağız. İşi taşeron firmalarla yürüteceğiz" diye kesip attı.
Ardından gazetelerden okudum. Hasan Bey, Gümüşpala'da semt sakinleriyle konuşurken demiş ki..
"Hiç merak etmeyin. Mahallerde kanat önderlerinden heyetler kurulacak. Bu heyet, kimin işe alınacağını adaletli bir şekilde belirleyecek."
Yani...
Bir halk jürisi olacak, Oturup tartışacak ve karar verecek:
"Gereği düşünüldü, İşe alınmasına..."
O jüriye sakın partililer girmesin.
Burası Bayraklı... İşe alınmanın kriteri de böyle olur. (HT)