En son kimi sevdin?
Yazar: Ayşe Başak Kaban
Bir aşk parçasında veya unutulmayan bir aşk filminin en can alıcı sahnesinde düşlediğin neydi? Kimdi? Yanında olan mı, uzakta kalan mı? İçini titreten kimdi senin, burnun direğini sızlatan? Kimselere göstermeden iki damla yaşı yanaklarından akıtan kimdi, neydi, nasıl biriydi? Ve nasıl büyüttün o sevgini? Nasıl sığdırabildin içine? Dışarı taşmasına nasıl engel olabildin?
Bir insanı neden sever ki bir başkası? En çok kendisine benzeyeni mi arar bulur veya en az yakın olanı mı? Bir başka hayatı tanıma arzusu mu bizi birbirimize bağlayan? Yoksa öğrenilen ve olmazsa olmaz diye diretildiği için mi bizim aşka olan düşkünlüğümüz? Arayışımızın tek sorumlusu aslında iç güdülerimiz mi? Alışkanlıklardan kopamayışımız ve yalın yalnız bir hayattan uzak yaşayamayacağımızı düşünmemiz mi sevdaya olan düşkünlüğümüz?
Peki bir şehri neden sever bir insan? Doğduğu yer olduğu için mi, doyduğu masada oturduğu için mi? Bir aşk gibi sevebilir misin bir şehri? Uzak kaldığında sevgilinin boyun kokusunu özler gibi özleyebilir misin? Kan dökerek savunabilir misin şehrin surlarını? Istırap dolu gecelerde hiç kimsenin sana dokunamayacağı kadar yükseğe çekmişken kalkanlarını, o şehrin boş sokaklarında arkandan gelen bir sokak köpeğinin pıt pıt pati seslerini dinleyerek azaltabilir misin acını? Veya heyecandan, mutluluktan, keyiften sarhoş olduğun gecelerde imbat rüzgarına karşı göğsünü açıp bağıra bağıra hiç bilmediğin bir şarkıyı uydurabilir misin kendine?
Ana rahminde yatar gibi şehrin en kalabalık meydanında dahi huzur bulabilir misin? O şehrin sana sarıldığını, bağrına bastığını, saçlarını okşadığını hissedebilir misin? O şehir seni sevebilir mi böyle? Sen ve şehir birbirinize her ihanet ettiğinizde kusursuz bir aşkın tarafları gibi affedebilir misiniz birbirinizi? Bir kadını, bir erkeği sever gibi sevebilir misin bir şehri ve Onun insanlarını... Ben sevdim.
Sevdanın adı İzmir... Bir şehrin kutsanmış insanlarının o şehir için nasıl bir araya geldiğini, kendilerine uzatılan altın tabaktaki tüm rüşvetleri geri çevirerek nasıl onurlu aşıklar olduğunu gösterdi İzmir tüm dünyaya... Savunulası en kutsal emanetin ne olduğunu fısıltılarla dile getiren İzmirli'nin sesi bir haykırış oldu yarınlara. Çok değerli bir sevgilinin saçının teline dokunulmasına müsaade etmeyen yiğit bir efenin bakışları gibiydi cevabı. Keskin, korkusuz ve babayiğit...
Cumhuriyet Mitingi'nde Gündoğdu’ya gelen binlerce İzmir sevdalısına “bindirilmiş yığınlar” diyenlere en güzel cevaptı. Bu şehir, ona aşık olan milyonlarca sevgiliye sahip. Bu şehir tüm sevgililerini kucakladı bir kez daha... Kocaman bir kozanın içinde değerleri için yaşayan, idealleri olan, güzel insanların İzmir’i... Sevdası İzmir olan insanların sevgilisi. Ne kadar şanslıyız ki biz İzmir’i, İzmir bizi seviyor. Aşkların en güzelini yaşıyoruz. O gece , o sonuçlar açıklanırken gözlerimizde aynı ışıltı, kalplerimizde aynı heyecan vardı. Aynı gururu yaşadık. Ne mutlu bize ki biz İzmir’in rahminde huzurlu uykuların beşiğindeyiz. Ne mutlu ki İzmir'e, sonsuz bağlılık yemini etmiş binlerce sevgilisi var.