Meydanların dili
Yazar: Ümit Yaldız
İzmir'in er meydanına çıkan son lider Deniz Baykal oldu. Her ne kadar miting dönemi bence kapanmışsa da Gündoğdu tartısında kimin ağır bastığı şeklindeki kısır bir tartışma bu kentte yapılacaktır.
Çorbada bizim de birkaç tutam tuzumuz olsun, değil mi?
Tabii ki kısır tartışma AKP ve CHP mitingleri için yapılacak...
"Benim mitingim seninkini dövdü" kabilinden.
AKP ile CHP'nin bir hafta arayla gerçekleştirdiği mitingleri hem sayısal hem de heyecansal olarak kıyaslamak gerekiyor.
Mitinglere gitmemiş olsam da giden çok kişiyle konuştum, fotoğrafları, görüntüleri inceledim. Ve de arka planda nereden kaç otobüs kaldırıldığından tutun da ne kadar para harcandığını, ne kadar kumanya dağıtıldığına kadar biliyorum.
Sayısal olarak değerlendirmek gerekirse; iki miting arasında ciddi bir uçurum yok. Ancak yine de iki mitingi de izleyen gazeteci dostlarım gönül rahatlığıyla CHP mitinginin daha kalabalık olduğunu söylüyor.
Hatta bazılarına göre fark iki katı.
Aynı açıdan çekilmiş fotoğraflara baktığımızda da gözle görünür fark ortada. Ama tabii ki beklenen ya da abartılacak kadar da değil.
Beklenen farkın ortaya çıkmamasında birinci faktör hava şartları... Cumartesi gecesi sabaha kadar süren şiddetli fırtına ve yağmur, Pazar öğle saatlerine kadar devam etti. Hatta miting sırasında bile kısmen yağmur vardı.
CHP lideri Deniz Baykal, iki saati aşkın rötar yaptı.
Bu rötar kalabalığın bir kısmını dağıttı. Mitinge giden bazı arkadaşlarım, hava şartlarının ağırlaşmasından korktuklarından evlerine döndüler.
Ama Başbakan Erdoğan'ın mitinginde hava son derece açık ve güneşliydi.
***
İki mitingi heyecan yönüyle değerlendirirsek; ki değerlendirmeliyiz. CHP mitingindeki heyecan doruktaydı. Saatlerce süren rötara rağmen dağılmayan, üşümesine rağmen "İzmir Azizdir, Aziz Kalacak" sloganıyla meydanı inleten bir kalabalık.
Diğer taraftan Türkiye'nin en iyi hatiplerinden biri olan Başbakan'ın bile heyecanlandıramadığı bir meydan.
İki miting arasındaki diğer fark ise Kordon'da meydana bakan balkonlarda siyah bayrak ya da Taha Aksoy afişi sallayan olmamasıydı.
Başbakan'a "siyah bayrak ve Aziz Kocaoğlu afişiyle" tepki koyan İzmirli, benzer bir tepkiyi Baykal'a göstermedi.
Mitingi sayısal olarak değerlendirirsek Aydın Şengül'ün açıkladığı anketteki "yüzde 5-6'lık farkı" kabul etmek zorundayız.
Ama olaya alandaki heyecanın dozajı açısından bakarsak, SONAR'ın son anketindeki yüzde 60'lık Aziz Kocaoğlu gerçeğini görmemiz gerekiyor.
Ama CHP'nin en büyük şanssızlığı 14 Mayıs 2007'deki Cumhuriyet Mitingi'dir. O günkü koşullarda sahiplenilen ama tüm İzmir'in kilitlendiği tarihi Cumhuriyet Mitingi ile dünkü mitingi kıyaslamak abesle iştigalden başka bir şey de değildir.
O günlerde Cumhuriyet Mitingi'ni sahiplenen anlayış, dünkü kalabalık için bahanelerini sıralamaya başladılar bile.
Ama öyle bir mitingi bir daha İzmir'de değil Baykal, 10 Baykal bir araya gelse zor toplar.
***
Peki, AKP mitingini bu kadar kalabalık yapan neydi?
Benci İl Başkanı Aydın Şengül'ün kendisiydi...Ve birkaç ilçe adayının çabası. Seçim sonuçlarıyla miting fotoğraflarını mukayese edersek Şengül'ün başarısı görülecektir.
2004 İnciraltı, 2007 Gündoğdu mitinglerinin arka planındaki isim olan Şengül, CHP'nin kalesinde topladığı (Ya da taşıdığı, bence fark etmez) kalabalıkla partisini ezdirmedi.
Ama ne yaparsa yapsın. Büyükşehir'de şansı yok.
Çünkü yanlış lokomotifle yürüyor.
Kitlelere heyecan veremeyen, (vagonlarını) ilçeleri çekemeyen, bir arkadaşımın dediği gibi (kömürle çalışan, buharlı makine) gibi saatte 30 kilometre yol yapabilen lokomotif (Büyükşehir adayı) AKP'nin İzmir'deki birinci sorunu.
Kocaoğlu ise elektrikli trenler gibi, partisini taşıdığı gibi ilçeleri (vagonları) taşımayı başarıyor.
Sonuç zaten belliydi. Dün itibariyle de tescil olmuştur. Çünkü AKP'de Şengül'ün çabası ve yeteneği ile doldurulan meydan, dün Aziz Kocaoğlu sevgisi ile taşmış, saatlerce süren "İzmir Aziz'dir, Aziz kalacak" sloganı da olaya noktayı koymuştur.
İzmir'e hayırlı olsun.