Çanakkale şehitlerimiz ve tüm cephelerde yitirdiklerimiz
Yazar: Mahiye Morgül
18 Mart 1915...
Anadolu hem batıdan, hem doğudan, hem kuzeyden, hem güneyden, emperyalist kuşatma altındaydı. Türkler, yani biz, her yönden sıkıştırılıyor, Anadolu'da kıstırılıyorduk.
Alman emperyalizmi dost görünerek, İngiliz emperyalizmi ve Rus emperyalizmi açıkça saldırıyordu. Ruslar doğuda Ermeni birlikleri kuruyor, İngilizler Yunan birliklerini silahlandırıyor, Türklerin üzerine gönderiyordu. Güney cephesinde İngilizler Arapları ayrılmaya teşvik ediyor, Basra'da Müslüman Araplar Hıristiyan İngilizler'le birlik oluyordu.
Türk halkı, dört bir yandan ateş altındaydık, her yer İngiliz ajanlarla kaynıyordu. 1916'da birilerinin eline Filistin bayrağı vererek İstanbul'da "Ayrılmak istiyoruz" pankartı bile açtırmışlardı.
Bir İngiliz donanması geldi Çanakkale Boğazı'na, amiral gemisinin adı Armada. Yani İspanyol Yahudi korsan kaptanın adı. Hani şu İngiliz kraliyet ailesinin nişanını alıp sonra da İngiltere için korsanlık yapan Yahudi kaptan. Şimdi Ankara'da bir iş merkezinin de adıdır, avlusunda gemisinin çıpası dahi vardır. Yani Yahudi korsan kaptanı Armada, temsili olarak Ankara'ya demir atmıştır ve bu iş merkezinin bilinen yerli ortağı 15 yıldan beri Ankara'yı yöneten AKP'li İ.M.Gökçek'tir.
Dönüyorum 1915'e.
O savaşların benim ailemdeki izlerini düşünüyorum.
Balkan cephesinde savaşan Osmanlı zabitlerinden Binbaşı İbrahim Kadri'nin kardeş torunlarından biriyim. İbrahim Kadri'nin kardeşinin oğlu İbrahim'in, ki adı onda sürüyordu, kızı Fadime'nin kızıyım.
Dedem İbrahim Finci, Rus işgalinde Rize'den esir götürülenler arasındaydı. Yedi yıl Rusya'da esir kalmış, anneannem üç çocuğunu yedi yıl babasız büyütmüştü. Sağ olduğundan ümidi kestikleri bir anda dedem sağlığını kaybetmiş olarak geri döndü, kısa süre sonra da öldü. Kızlarından Servet (Ardal) teyzem iki öksüz oğlunu bu evde büyüttü; Zümrüt Rize Gazetesi'nin kurucusu ve Rize eski Belediye Başkanlarından Mustafa Ardal, İbrahim Finci'nin torunudur.
Büyük dede Binbaşı İbrahim Kadri, Buhara'dan Tiflis'e, oradan Rize'ye yerleşen Finci ailesinin atalarından biridir. Balkan Harbi'nde bizzat savaştı. Oğlu şair romancı Aka Gündüz, Selanik'te doğdu. Balkan Harbi'nin ortasında Askeri Rüştiye öğrencisi oldu, Atatürk ile okul arkadaşıdır.
1911 Balkan bozgununu ailesiyle birlikte derinden yaşayan ve o savaşı Balkan Bozgunu'nun şiiri ile edebiyat tarihimize yazdıran dedem Aka Gündüz'ü İngiliz işgal valisi İstanbul'dan Malta'ya sürdü. 1928'de yeni alfabeyle yayınlanmış ilk roman onun "Dikmen Yıldızı" romanıdır. Edebiyatçı olarak onun, emperyalizme ve gericilere karşı savaşı 1958'de ölene kadar devam etti. (Aka Gündüz'ün asıl adı Enis Avni'dir, İstanbul İngiliz işgali altındayken yazılarını bu mahlasla yazdığı için adı böyle kaldı. Ölümünden sonra onu sevenler Aka Gündüz adını oğullarına, Dikmen Yıldızı romanındaki baş kadın kahraman Yıldız adını da kızlarına koydu.)
Balkan Savaşı'nda ve Rus işgalinde anne tarafında ailemden izler böyle.
Mahiye babaannemin ilk oğlu Mahmut amcam Sarıkamış'ta şehit oldu. Sarıkamış'a gidip de dönmeyen nice Rizeli'den biriydi.
Rize eski nüfus kayıtlarında birçok adın yanında şöyle yazar; "Sarıkamış'a gitti, dönmedi." Bir gün Hasan Tecimer arkadaşım anlattı, Çayeli nüfus idaresinde ailesinin nüfus kayıtlarına bakıyormuş, iki amcasının adının yanında böyle yazıyordu, "Sarıkamış'a gitti, dönmedi!"
Kimdi şimdi unuttum, Rizeli bir arkadaşımın ninesi, İngilizlerin batırdığı Alman gemisinde ölen oğlu için ağıt yakar dururmuş. O gemi, Almanların Sarıkamış cephesi için askeri malzeme getirmekte olan, Kastamonu açıklarında batırılan gemiymiş. Yani, kayıtlarda görünmeyen şehitlerimiz de var. Yine kayıtlarda görünmeyen, Rus işgalinde Of cephesinde ve Akçaabat cephesinde savaşan Rizeliler de var.
Kurtuluş Savaşı gelip çattığında ailemizde delikanlı kalmamıştı. Ancak mahallemizin delikanlıları vardı ve onlar İpsiz Recep'in çetesinde bizzat yer aldılar.
Bugün, Çanakkale Zaferi'ni andığımız 18 Mart gününde, bütün cephelerde yitirdiğimiz ulu dedelerimizi ve Mustafa Kemal Atatürk'ümüzü saygıyla anıyorum.
Ruhları şad olsun, anıları önderimiz olsun!