Lokomotif farkı
Yazar: Ümit Yaldız
Yerel seçimin AKP ile CHP arasında geçeceğini varsayarsak, (Varsayarsak diyorum. Çünkü bazı ilçelerde MHP'nin bazı ilçelerde de DSP'nin ciddi gücü olduğunu biliyorum) iki parti arasındaki benzerlik ve farklardan yola çıkarak küçük bir analiz yapalım.
İki parti arasındaki en büyük benzerlik aday belirleme süreçleri. İkisinde de halk, örgüt, teşkilat iradesi yerine çoğu zaman iki dudak demokrasisi hakim oldu.
Kimi zaman Deniz Baykal'ın ağzından çıkan iki kelime kentlerin kaderini belirlerken kimi zaman dudaklarıyla kentlerin kaderini etkileyen isim Genel Sekreter Önder Sav ve sabık İl Başkanı, sabık Konak adayı Kemal Karataş oldu.
AKP cephesinde Başbakan Erdoğan'ın İzmir'in aday belirleme sürecine çok da katıldığı kanaatinde değilim. Cumhurbaşkanı Gül ekibinin belirleyici olduğu İzmir listeleri arızalı.
En büyük arıza rantın en yüksek olduğu ilçe Bayraklı'da yaşandı ne yazık ki. Konak siyasetçilerinden müteahhit Selim Gökdemir Bayraklı'ya atanırken, onun taşeronu Murat Akdemir de Konak'tan Bayraklı'ya kaydırılıp liste başı yapıldı.
Uzun lafın kısası iki partide de iki dudak demokrasisi hakimdi. Sadece dudakların sahipleri farklıydı. Farklara gelince;
Taha Aksoy büyükşehirleri milli takıma benzetmiş. Ben de partileri trene benzetiyorum.
CHP'nin İzmir treninde lokomotif Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu.
AKP treninde de Milletvekili Taha Aksoy.
İlçeler ise vagon.
Vagonlar ne kadar iyi olursa olsun, lokomotifin çekim gücü ölçüsünde hız yapabilir. Lokomotifte arıza varsa, (model düşüklüğü gibi) vagon son model olsa da kar etmez. Yerinde saymaya mecburdur.
CHP trenine bakıyorum. Dağları, taşları aşıyor. Her geçen gün ivme kazanıyor. Aliağa-Menderes Raylı Sistemi için sipariş edilen elektrikli hızlı trenler gibi...
Okullara dağıttığı sütü Tire'den, parklara diktiği çiçeği Bayındır'dan alıp, Menderes'teki çiftçiye organik tarım ve fidan desteği veren, Kemeraltı canlılığı, fuarlarla esnafa nefes aldıran, işçiyi taşerondan kurtarıp sendikal güvenceye alan, yoksula kucak açıp, AKP'nin kömür götürdüğü eve gıda paketi gönderen, onbinlerce öğrenciye burs, yüzbinlercesine sağlık taraması...
İstanbul ve Ankara'da ranta açılan belediye arazilerine kültür merkezi, sanat merkezi, doğal yaşam parkı dikip halka açan Aziz Başkan, İzmirli tarafından bağırlara basılıyor. Fotoğraflardan fışkıran sevgi seli ortada.
AKP treninin lokomotifi olan Taha Aksoy ise beklenen çıkışı bir türlü yapamadı. Aziz Başkan'ın hızlı tren olduğu yerde 20. yüzyılın başında kalan buharlı makineler gibi... Kaç tane AKP'li belediye başkan adayıyla konuştuysam aynı cümleleri duydum. "Taha Aksoy bizi aşağıya çekiyor. Keşke aday ....olsaydı" diyorlar. Cemil Şeboy'dan, Nükhet Hotar Göksel'e kadar bir dizi isim sayılıyor. Aslında Aksoy'dan beklentileri de yok çoğunun. "Gölge etme başka ihsan istemez" diyorlar için için...
Belki de haklılar. 2007 seçimlerinde de görüldüğü gibi İzmir aslında solun kalesi malesi değil. İki partinin de gücü aynı. AKP yüzde 30, CHP yüzde 35.
Fark ne o zaman?
Lokomotif farkı. Biri 100 kilometre hızla giderken; diğeri ancak 30 yapabiliyor.