Çilingir sofrası...
Yazar: Barış Kudar
"Ben demiÅŸtim..." demekten nefret edenlerdenim...
Bir önceki yazımda yazdıklarımın çıkmasından gurur da duymuyorum.
Ama ne var ki gelişmeler bu tarz düşünceleri hep ikinci palana itiyor...
Son yazımda;
"Vah benim güzel halkım vah... Küresel krizin başlangıcında bu yana dolar 1.15 TL'den 1.73'e çıkmış büyük bir devalüasyon yaşanıyor. Paramız yaklaşık yüzde 50 değer yitirmiş... Piyasadaki kriz nedeniyle enflasyon rakamları yine yerinde sayacak belki de düşecek!.. Yine bazı yöneticilerimiz çıkıp bu enflasyon rakamları üzerinden ahkâm kesecekler. Reel olarak paranın alım gücünün düştüğü bir dönemde bunu başarı(!) olarak gösterecekler..."
DemiÅŸim...
Sonra enflasyon rakamları açıklandı..
"Enflasyon TÜFE bazında eksi yüzde 0.4 çıkarken, ÜFE bazında ise yüzde 1.17 oldu. İki aylık enflasyon TÜFE'de eksi yüzde 0.06, ÜFE'de yüzde 1.4 olurken, yıllık enflasyon TÜFE'de yüzde 7.73'e ÜFE'de yüzde 6.43'e kadar geriledi..."
Gazete başlıklarına bakıyorsunuz:
"Tüketim durdu, konut ucuzladı, yıllık enflasyon yüzde 7.7'ye geriledi..."
Bunları bilebilmek için kahin olmaya gerek yok sanırım...
Neyse vatanımıza ve milletimize hayırlı olsun...
***
Bu arada bu haberlerin yanında bir indirim haberi büyük puntolarla verilmiş.
"Rakı fiyatları 4 yıl önceye döndü..."
İşte özlediğimiz Türkiye tablosu...
Enflasyon ekside... Rakı fiyatları inmiş... Merkez Bankası faizleri çok fazla indirmeme kararı almış... Krize karşı Avrupa oto şovuna 4 yeni modelle katılmışız...
Ey benim güzel halkım, sen parasızlıktan, işsizlikten, iş yapamamaktan enflasyon inmişse, rakıdan ucuz içkiye yönelmişsen, Merkez Bankası faizler nedeniyle talep azaldığını görüp çok fazla indirime gitmekten imtina etmişse, Türkiye'de yeni araç satamayan otomobil firmaları Avrupa'ya "ya tutarsa" deyip 4 yeni model yolladıysa...
Bunların güzellik olarak senin önüne konması ne anlam taşıyor bilemem...
Ama madem rakı fiyatları ucuzladı!.. Cahit Sıtkı Taranca'nın dizelerini anımsayarak bir çilingir sofrası kuralım... Sevincimizi! Ya da üzüntümüzü paylaşalım..
abbas
haydi abbas, vakit tamam;
aksam diyordun iste oldu aksam.
kur bakalım çilingir soframızı;
dinsin artik bu kalp ağrısı.
şu ağacın gölgesinde olsun;
tam kenarında havuzun.
aya haber sal çıksın bu gece;
görünsün şöyle gönlümce.
bas kırbacı sihirli seccadeye,
göster hükmettiğini mesafeye
ve zamana.
katıp tozu dumana,
var git,
böyle ferman etti cahit,
al getir ilk sevgiliyi besiktas'tan;
yaşamak istiyorum gençliğimi baştan.