I. Tayyip!
Yazar: Ümit Yaldız
Günlerdir Başbakan Erdoğan'ın Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Peres'e kafa atışını düşünüyorum.
Bir Türk olarak gurur, bir gazeteci olarak da kuşku duydum tabii ki.
Davos fatihi (!) gerçek bir fatih mi yoksa "çakma fatih" miydi?
O toplantıyı talep edenin Türkiye olduğu dikkate alınırsa, Erdoğan'ın Davos fatihi olması baştan garantiydi.
Diyelim ki Türkiye kökenli Ermeni moderatör caz yapmadı, Peres de "yumuşak" ses tonuyla konuştu.
Ve toplantı sonunda barış için el sıkışıldı. Kahraman kim? Toplantıyı talep eden Erdoğan... Barış meleği Tayyip.
Ama öyle olmadı, moderatör caz yaptı, işi Başbakan'ın omzuna dokunmaya kadar götürdü, "One minute"lar çare etmedi, Kasımpaşalı, esti, yağdı, gürledi...
Kahraman kim? Yine Tayyip... Bu kez Davos Fatihi, Gazze karmamanı.
Gazze'yi vuran pilotların Konya'da eğitildiği meselesine girmeyeceğim. Çünkü Irak'taki 1 milyon sivil de İncirlikten kalkan uçaklarca vuruldu.
AKP hükümetinin 2003 başlarında ABD ordusunun Irak'a Türkiye üzerinden girmesi karşılığında imzaladığı 25 milyar dolarlık karşılıksız kredi anlaşması da konumuz değil. Çünkü TBMM'deki "sözde değil özde" vekillerimiz, masum sivillerin katledileceği operasyon için Türkiye topraklarını ABD postallarına, tanklarına kullandırma yetkisini hükümete vermedi.
Askerimizin başına çuval geçirilirken neredeydiniz? hiç demeyeceğim. Ancak 6 yıl önce Irak'ta başlatılan ve halen sürdürülen sivil katliamına seyirci kalan hatta katkı koyup 25 milyar dolar para isteme gafletinde bulunan zihniyetin bugün Türkiye genelinde başlattığı kampanyalarla halkın hassasiyetleri üzerinden siyaset yapmasını aklım, vicdanım almıyor.
Başbakan'ın olağanüstü Gazze hassasiyetine anlam vermeye çalışıyorum.
Irak'taki sessizliğin vicdanlarda yarattığı derin acının dışa vurumu olabilir mi bu çabalar?
Bir nevi günah çıkarma yani. Ne dersiniz?
Irak'ta 1 milyon sivilin katili olan Başkan Bush'a ne demişti aynı Erdoğan?
- Kravatınız çok güzel...
Peki Iraklı gazeteci ne yapmıştı aynı Bush'a...
Ayakkabısını fırlattı. İşte gerçek kahraman oydu... Kaburgalarının kırılacağını, zindanlarla çürüyeceğini bile bile ayakkabısını ABD Başkanı'na fırlatan gazeteci Muntazır El Zeydi.
***
Bir de bu kampanyaların, dayılanmaların, Kasımpaşalı tavırların "Şu kadar oy alırsam siyaseti bırakırım" açıklamasından sonra, yerel seçimden hemen önce yapılması düşündürücü. Amaç Gazze'yi kurtarmak mı yoksa AKP'yi, koltuğu kurtarmak mı? Ve bağımsız vicdanlarda yapılan samimiyet testinden kırık not alıyor Başbakan.
Filistin'deki insanlık dışı katliama yönelik her türlü tepkiyi yürekten alkışlıyor, samimiyet eksikliği ve siyaset kokusunu da esefle kınıyorum.
Asıl düşündürücü olan ise Başbakan Erdoğan'ın son dönemde soyunduğu rol.
Yemen'deki Gazze protestolarında Venezuella Devlet Başkanı Hugo Chavez'le yan yana posterlerini gördüğümden bu yana aynı şeyi düşünüyorum Erdoğan hakkında.
Yoksa Başbakan Müslümanların dini liderliğine, yani halifeliğe mi soyunuyor? Ne de olsa "Bayrak düştüğü yerden kalkar" diye bir söz var. İster misiniz Başbakan, halifelik kurumunun kabulü için TBMM'ye yasa teklifi versin? Bir kapatma davası da oradan yesin.
"Türban siyasi simge olsa ne yazar?" diyen anlayış "Halifelik siyasi, dini simge olsa ne yazar?" diyemez mi?
Baksanıza Filistin'de doğan çocuklara Recep Tayyip adı veriliyor, Osmanlı askerini Yemen'de Filistin'de arkadan hançerleyen Araplar, Erdoğan için şarkılar, şiirler düzüyorlar.
AB'ye giremedik bari halife olalım da MB'yi (Müslüman Birliği) kuralım, denilebilir mi?
Hocası Erbakan'ın sonu olmuştu böyle bir hazırlık. Arap çadırında Kaddafi'den fırça yiyip, Sincan'da tankların darbe provasıyla son bulmuştu Erbakan'ın rüyası.
Resmiyet hayali uzak görünse de, Başbakan Erdoğan, İslam Topluluğu'nun doğal halifesidir artık. Bakmayın siz bir grup ABD uşağı Arap'ın, "Arap'ın işine karışmayın" türünden açıklamasına.
Baksanıza "Liderimiz Erdoğan" şarkıları Arap dünyasında hit oldu. O artık sadece Başbakan değil. I. Recep Tayyip'tir birileri için.
Uzun lafın kısası, siyaset kokmadığına inansam, önceki duruşlarıyla çeliştiğini bilmesem Davos Fatihi; doğal halife I. Tayyip'i yürekten kutlayacağım. Ama serde gazetecilik var. Ve de "Uysal koyun" değilim.
Unutmadan; "Benim için de Davos bitmiştir".
Bir daha Davos olsa da yazmam.