Plastik hayatlar!
Yazar: Zeki Nacir
Geçen yaz Avrupa seyahatinde Ege kıyılarını da gezme fırsatı bulan Amerikalı genç kızın deyimiyle; yeni dünya, nam-ı diğer "hayaller ülkesi"nde plastik yaşamlar hüküm sürüyor.
Birkaç büyük kent dışında tekdüze yaşam mı renkleri solduruyor, renksizlik mi yaşamı monoton hale getiriyor?
Avrupa'yı ve özellikle Ege'yi gördükten sonra, hayatın, yaşamanın, nefes almanın ne anlama geldiğini daha iyi gördüğünü söyleyen Amerikalı kız, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Denizi, dağı, taşı, toprağı ile rengarenk bir coğrafya. Evleri, sokakları, insanlarıyla cıvıl cıvıl bir hayat. Ege'yi gördükten sonra anladım ki, biz burada plastik hayatlar yaşıyoruz..."
Amerikalı genç kıza bunu söyleten nedir?
Bana da; beş ay önce ilk gördüğümde beni heyecanlandıran ve "buradan ne çok fotoğraf malzemesi çıkar" diye düşündürten ama birkaç haftada hep aynı şeylerin tekrarlandığını farkettiğimde yaşadığım müthiş hayal kırıklığı mıdır?
Yapılar...
Gri ve krem tonlu plastikler ile bazı bazı kullanılan tuğlayla beraber en fazla üç renge şahit olduğum sevimsiz ve soğuk yapılar mıdır genç kızın da böyle düşünmesine neden olan?
Türkiye'de site diye tabir ettiğimiz türden irili ufaklı yerleşimler, onların arasında ulaşımı sağlayan koca koca yollar...
Ve en merkezi yere kondurulmuÅŸ marketler...
Sokak yok, yaya yok, insan yok...
Gözünüzün önüne Özdere veya Çandarlı'nın tatil sitelerini getirin.
Ama kış mevsimini...
Ne kadar kasvetlidir, ne kadar ıssızdır ve ne kadar sevimsizdir...
Koca kıtada birkaç büyükşehir dışında, yaşam tamamen böyle...
Talihsizlik şu ki; bizler 24 saat yaşayan Kordonboyu, Kemeraltı, Karşıyaka Çarşı, Forbes, Alsancak, Hatay Caddesi, Güzelyalı ya da İzmir'in her hangi bir yerinin çocukları olarak buradayız...
Gerçekten balıklar suda yaşadıklarının farkında olamıyormuş!