Odun da koysak...
Yazar: Ümit Yaldız
Açık söylemek gerekirse İzmir seçimlerinin bu kadar heyecansız, tatsız ve de tuzsuz olmasını beklemiyordum.
Başbakan Erdoğan'ın 23 Temmuz sabahı söylediği, "İzmir'i istiyorum" sözünden sonra yerel seçimlerin başkentinin İzmir olacağını sanmış, İzmir seçimlerinin AKP ile CHP'nin kale savaşlarına sahne olacağını düşünmüştüm.
Görünen o ki yanılmışım.
Bu konuda ilk hayal kırıklığımı AKP adayları açıklandığında yaşadım. Büyükşehir'de denenmiş, milletvekili yapılmış, seçimden seçime ortaya çıkan tam bir görev adamı olan Taha Aksoy'u çıkaran AKP, çoğu ilçede iddiasız, tarikat, cemaat ilişkileri üzerinden şekillendirilen adaylarla "yola devam" demişti.
Ama CHP'nin adaylarını hala resmen açıklayamadığını, iki günde bir liste değiştirdiğini, bir haftada üç farklı adayın açıklandığını görünce İzmir seçimlerine ilişkin tüm bildiklerimi unutmaya karar verdim.
Derler ki tarih geleceğin aynasıdır. Yani geçmişini bilemeyen, geleceğini şekillendiremez. Ben de siyasete ilişkin değerlendirme yaparken siyasetin yakın tarihini esas alır, şimdiki zamanla eşleştirir, yarına ilişkin öngörü sahibi olmaya çalışırım. Yani dünü, bugünle harmanlayıp yarını görmeye çalışırım.
Ama bizim değerlendirme ölçütlerimizle CHP üst yönetiminin ya da Deniz Baykal'ın ölçütleri arasında ciddi bir uçurum olduğuna inandım son bir haftada.
Bizler İzmir'i düşünürken öncelikle bu kentin demokrat havasını uzun yıllar solumayı hayal ettiğimiz için belki biraz da duygusal yaklaşıyoruz meseleye...
Şahsen benim durduğum nokta o kazansın ya da bu kazansın noktası değil. Yani su CHP yöneticisinin adamı aday olsun, onun meslektaşı, bunun da mezheptaşı, öbürünün ekipdaşı olsun değil...
Bizler "İzmir kazansın" diyenlerdeniz. En azından "İzmir kaybetmesin" diyenlerden.
İzmir'in nasıl ve neye göre kazanacağı ya da kaybedeceği göreceli bir durum. Kimilerine göre İzmir, CHP'li yerel yönetimle kaybediyor, AKP ile kazanacak...
Meseleyi birkaç alt-üst geçit bağlamında ele alanlar için bu ölçütler geçerli olabilir.
Kimilerine göre ise İzmir, Türkiye'de AKP'ye karşı psikolojik bir direnç noktası ve de AKP'nin İzmir'i de hanesine yazdıracak olması yüzde 47'yi geçmesinden bile daha ağır sonuçlar doğuracak.
Meseleye bu pencereden bakanlar içinse İzmir, AKP'yi seçerse kaybedecek...
Peki, Baykal ne düşünüyor?
İzmir için üç günde üç farklı ilçe adayı açıklayan CHP üst yönetimi ne düşünüyor?
İzmir sosyal demokrasinin kalesidir... Odun da koysak seçerler...
Ben tam olarak böyle düşündükleri kanısındayım.
Söylenti odur ki, İzmir listesi blok halde Baykal tarafından MYK'ya sunulduğunda bir MYK üyesi listeye ilişkin itirazını dile getirir. Hangisi olduğunu tahmin etmek zor değil. MYK Üyesi İzmirli olmanın da verdiği sorumluluk duygusuyla bu listenin İzmir'de seçim alamayacağını söylemiş bulunur.
Peki, Baykal ne der o MYK üyesine dönüp; "Sana soran mı oldu?"
O MYK üyesi ne yapar bu söz üzerine... Eşyalarını toplamaya kadar vardırır işi... Peki sonra,
Baykal, MYK üyemize siyasete ilişkin tarihi uyarısını yapar...
"Sen profesyonel olamadın. İzmir'e kimi koyarsak koyalım. Seçilir."
Yani odun da koysak İzmirli seçer... .
Evet... İzmirli bekli AKP korkusuyla; şu veya bu şekilde zorunlu olarak CHP'yi tercih edebilir. Öyle bile olsa İzmirlinin önüne her seçimde odun koymaya ne hakkınız var. O odun bir gün dönüp, kafanızı yarabilir.
Uzun lafın kısası İzmirli, Baykal'ın odunlarına hayat veren noter değildir.
***
AKP adaylarını açıkladığında kentte heyecan namına yaprak kımıldamamıştı. Çünkü CHP'nin ilçelerde en doğru adayları bularak AKP'ye yanıt vereceği düşünülüyordu. Son bir hafta 3 farklı İzmir listesi açıklayan CHP'nin son listesi parti örgütünü, İzmir kamuoyunu değil belki ama AKP adayları heyecanlandırmayı başardı. Örneğin Ahmet Sarışın. Eski CHP'li Sarışın, Karataş karşısında seçim kazanacağından o kadar emin ki...
Hatta bu süreçte birçok küskün CHP'linin de desteğini alacağını, Aziz Başkan'ın Karataş için sokakta oy istemeyeceğini de biliyor.
Hatta ilçe sınırları içinde gökdelen inşa etmek dışında Bayraklı ile uzaktan yakından ilişkisi olmayan Selim Gökdemir bile umutlanmış durumda.
Öte yandan iki ayı aşkın süredir hem il başkanlığını hem de Konak adaylığını tek koltukta taşıyarak atasözlerine meydan okuyan Kemal Karataş, şimdiden ekibini kurmuş durumda.
Listeye yazdırdığı bazı adaylar Karataş'ın başkanları olarak anılıyor. Yani daha seçim olmadan CHP İzmir'de ikiye bölünmüş durumda.
Aziz Kocaoğlu'nun Büyükşehir'i...
Kemal Karataş'ın Küçükşehir'i...
Manzara-i umumiye şahane... Bol haber, bol polemik... Gazeteciler yaşadı...