Atı alan Davos'u geçti
Yazar: Dilek Karaçayır
CHP; İzmir adaylarını seçmek için uğraşadursun; "o mu olsun, bu mu olsun, portakalı soyduuum, başucumaaa koydummm, tamam sen çıktın, adayımız sen ol..." şeklinde vakit geçiredursun, atı alan Davos'u geçti bile.
CHP, aday adaylarının CV'lerini incelerken diğer partilerin adayları çoktan belli oldu. Hepsi hızlı bir şekilde çalışmalarına başladı. En güzel yerlerden seçim büroları tutuldu. Bürolar, arabalar giydirildi. Kahve, ev, dernek toplantıları düzenleniyor hemen hemen her gün. Birkaç haftadır "CHP'nin üzerindeki bu kaplumbağa rehaveti nedendir?" diye düşünüyorum da bir türlü bulamıyorum.
İzmir sadece gözünü, kulağını Ankara'ya dikmedi aday isimlerini beklerken; giyotine uzatır gibi boynunu da Ankara'ya uzattı. Sonuçta ya İzmirlinin boynuna inecek o giyotin, ya da seçimlerden sonra Ankara uzatacak boynunu Konak Meydanı'na...
ŞEF'in tavsiyesi: İzmir'in spesiyalleri
Hakkını yemeyelim; CHP de, "ha bugün, ha yarın" derken nihayet adaylarını belirledi, isimleri netleştirdi. Netleşen isimlerin birçoğu için "hazır burada yazılmışı var" şeklinde Genel Başkan'a sunulan "Şef'in tavsiyesi, İzmir'in spesiyalleri" söylemleri geziyor ortalıkta. Ve bu şefi de hiç kimse içine sindiremiyor.
İzmir- Ankara hava trafiği de rahatladı, biz de rahatladık (mı acaba?)
İsimleri duyunca eğer sözünün dinleneceğini bilseydi birçok İzmirli şu cümleleri kuracaktı eminim:
"Keşke hiç bu kadar kafa yormasaydınız. Bıraksaydınız mevcut adayları koltuklarında, az çok biz onlarla geçinip gidiyorduk. Bıraksaydınız dağınık kalsaydı. Hem partinizi hem bizi hem de bu güzelim kenti hiçe saydınız."
Evet, bunları söyleyeceklerdi, çünkü kimse (birkaç ilçe adayı dışında) açıklanan isimlerden memnun değil. Ha şunu da düşünmüyor değilim hani; "Yok yok bu isimler henüz netleşmedi. Biz hala CHP'cek, MYK'cak toplaşıp düşünüyoruz. İzin verin biz 28 Mart'a kadar biraz daha düşünelim, seçim sabahına kadar söz, adaylarımızı açıklarız" derler mi az sonra, diyebilirler.
Kara bir taş
İzmir'den olma, Konak'tan doğma Karabağlar'ın seçmeniyim ben. Atamayla Karabağlarlı oldum yani. Böyle düşündüğümde "amaaan bana ne Konak'tan, Bornova'dan, Çiğli'den... Ben bakarım kendi ilçemin adayına..." diyebilirim elbette ama serde bir İzmir fanatikliği var ya, içim elvermiyor. İçime kocaman Kara bir taş oturdu nedense. Konak'a birçok insan gibi ben de "kayıp" gözüyle bakıyorum bugünden. Umarım yanılırım.
Bornova; tam isabet!
CHP, Bornova'da görevi Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır'a verdi.
Tam isabet! Kamil Hoca; cumhuriyetçi, ilerici, akıllı, çalışkan, başarılı, mütevazı, sıcak kanlı, karşısındakini önemseyen ve ona yüreğiyle dokunan biri. "Halka boş vaatler vermenin, olmayacak projelerden söz etmenin bir anlamı yok; bugüne kadar yaptıklarım, bundan sonra yapacaklarımın aynası" diyen biri. Bu anlamda da tüm partilerin diğer aday adaylarından çok farklı bir profil çiziyordu. Şimdi iş Bornovalıya düşüyor. "Profesör" kimliğini Türkiye'nin ve dünyanın her yerinde verdiği çeşitli konferanslarda, ders anlattığı anfilerde bırakıp sadece "Kamil Okyay Sındır" kimliğiyle halkın karşına çıkan Kamil Hoca'yı Bornovalı iyi irdelesin ve izlesin. Kamil Hoca, Bornova'nın olduğu kadar, İzmir ve CHP için de çok büyük bir kazançtır çünkü.
"Hayır" denen isimler, hayırlı olur inşallah hepimiz için... Bekleyip göreceğiz.