İşinize sahip çıkın...
Yazar: Barış Kudar
Küresel kriz bütün dünyayı etkisi altına aldı. Henüz Türkiye'de kriz olduğu "resmi" olarak açıklanmış değil. Son günlerde her nasılsa "Teğet mi geçti?", "Deldi geçti" tartışmaları sürüp duruyor. Ancak her gün birçok işletmeden üretimin durduğu ya da fabrikaların kapatıldığı yönünde açıklamalar geliyor.
Herkes kendine göre hesaplar içine girmiş durumda... Kimi sektörler kendi açılarından yapılması gerekenleri sıralarken, kimileri de devletin şu kadar milyar dolar destek çıkmasını öneriyorlar...
Ancak toplumun en büyük korkusu ise işsizlik... İşsizlik oranının resmi verilere göre yüzde 10'un üzerine çıktığı Türkiye'de kayıt dışı işsizlerinin oranının ise bunun kat be kat üzerinde olduğu biliniyor. Küresel krizin etkilerinin tam anlamıyla hissedilmeye başlamasının Şubat-Mart aylarını bulabileceği belirtiliyor...
"İşsizlik şubatta yüzde 14'e çıkacak..."
Bu iddia sahiplerinin sayısı gün be gün artıyor... Herkes kendi yöntemi ve açısından bu değerlendirmeyi yapmaya başladı. Neden olarak da her gün kapanan fabrika haberleri gösteriliyor...
Fabrikaların kapanması her gün onlarca, yüzlerce insanın "işsizler ordusu"na katılması anlamına geliyor. Krizin etkilerinin henüz hissedilmeye başladığı Eylül'de işsizlik oranının geçen yıla göre yüzde 1 artması ise gelecek aylarda işsiz sayısının daha da yükseleceği yönünde endişe yaratıyor.
Yapılan istatistik değerlendirmelere göre işsizlik geçtiğimiz Temmuz ayında sinyal vermeye başladı ve Eylül ayında yükselişe geçti. Türkiye'de işsizliğin dönemsel olarak zirve yaptığı ay ise şubat ayı gösteriliyor. Uzmanlara göre şubattaki işsizlik de tarımın etkisi çok büyük. Bu dönemde tarım sektöründeki üretim yapılmaması ya da çok az yapılması nedeniyle işsizlerin oranı da artıyor.
Ayrıca işgücüne katılması gereken insan sayısı artıyor. Bu nedenle Şubat'ta işsizlik oranının yüzde 14'e kadar çıkabileceği hesaplanıyor. İşin ilginç yanı uzmanlar bile işsizlik için yüzde 13-14 oranını normal buluyor. Yine uzmanlara göre bu oranın yüzde 15'i bulması mümkün. Ne şekilde olursa olsun, yüzde 12'yi geçen her oran Türkiye için rekor anlamına geliyor.
Sakın ola ki "29 Mart'ta yerel seçimler var. Bu dönemde hem iktidar partisi hem muhalefet piyasaya para akıtacak bu küresel krizin etkileri daha az hissedilecek..." gibi bir havaya girip işsizlik ertelenecek sanmayın... Gelip geçici bir seçim kampanyasında harcanacak paraların büyük bölümü yine bizlerin cebinden çıkacağını unutmayın... Siyasi partilere devletin yaptığı yardımların kimin cebinden çıktığını hiç unutmayın.
Bu nedenle çalışan kesimin küresel krizden etkilenen sektörlerinin zor durumdan çıkışı için gereken önlemlerin alınmasının sağlanmasının yanı sıra işlerine de sahip çıkmaları elzem... Bunun için de haklarından vazgeçmeden bir dizi özveride bulunmaları gerekmekte...
İşveren kesimi için de aynı şeyler geçerli. Çalışanının haklarını ezmeden, yok etmeden özveri istemeleri ve kendilerinin de özveride bulunacaklarını somut bir şekilde ortaya koymaları gerekmektedir...
Not: 2008'i bitirirken sizlere daha neşeli, umutlu şeyler yazmak isterdim. Ancak bu ekonomik koşullarda da zor oluyor. Yine de Yeni Yılınızı kutluyor mutlu, huzurlu bir yıl diliyorum.