CHP'de istifa dönemi
Yazar: Ümit Yaldız
Olağanüstü bir süreç yaşıyorum. Günlük yazılarda bu sürece dayalı olarak aksaklıklar olabiliyor. Bunun için kusura bakmayın. Takdir edersiniz ki düştükten sonra kalmak biraz zordur. Ama biliniz ki benim gibi adamlar düştüğünde bir tutam otla kalkar.
Şairin dediği gibi; "Karanlığın en yoğun olduğu an, aydınlığa en yakın zamandır".
Neyse, siyasete devam...
En ciddi hareket Başkan Aziz Kocaooğlu'nda... Örgütün bazı yöneticilerinin aday olmaması için elinden geleni yapmasına ve yaşanan onlarca krize rağmen Aziz Başkan, bastonuyla yaşadığı sürecin üstesinden gelmeye başladı.
Baykal'ın İzmir programında İl Başkanı Kemal Karataş tarafından salona sokulmayan, metropol ilçe başkanlarının toplantı davetini geri çevirdiği Aziz Başkan, metropol ilçe örgütlerine yönelik sessiz ve de derinden bir çalışma başlatmış görünüyor.
Toplantı davetini boykot eden metropol ilçeleri ziyaret eden Kocaoğlu, geçen hafta Bornova ve Gaziemir ilçelerinde meramını anlattı. Ve de neden "Bir dönem daha CHP bayrağını taşımak istediğini" anlattı.
Yani siz bana gelmezseniz, ben size gelirim durumu...
Kullandığı cümlelerden Kocaoğlu'nun neyi amaçladığı okunabiliyordu. "Bir dönem daha bu bayrağı taşımam lazım. İzmir'de henüz son sözümü söylemedim. Ama ben aday gösterilmezsem partimin gösterdiği adayın arkasında da dimdik dururum"
Bunun anlamı şu; "Siz şu anda bazı adaylara endeksli siyaset yapıyor ya da farklı bir nedenle bana tavır koyuyor olabilirsiniz. Aday adaylığı sürecini sizin adayınız kazanırsa ben arkasında dururum. Ama ben kazanırsam siz de benim arkamda duracaksınız"
Sonuçta bir süredir CHP'de ateşkes süreci işliyor. İki günde bir parti başkanını AKP İl Başkanı'ndan bile sert ifadelerle eleştiren İl Başkanı Kemal Karataş bile sustu.
İlçe başkanları basın önünde partiyi tartışmıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı, büyüklük bende kalsın diyerek örgütünün ayağına gidiyor.
Bunlar CHP adına güzel şeyler.
Kocaoğlu cephesinde yaşanan bir diğer gelişme de Aralık ayındaki açılış rüzgarı... Birkaç gün önce Ankara'ya gidip Deniz Baykal'ı açılışlara davet eden Başkan, Başkent'ten istediğini alarak döndü. Tabi ki bu geçici ateşkes tüzük kurultayından sonra yerini çetin bir iç savaşa da bırakabilir. Üst yapıdaki dengelerin yeniden kurulma süreci İzmir'deki aday fotoğraflarını da netleştirecek.
***
Diğer taraftan CHP'de yaşanan en önemli gelişme genel merkezin yayınladığı adaylık genelgesi. Yerel seçimde adaylık düşünen parti yöneticileri görevlerinden 15 gün içinde istifa etmek zorunda. Yenigün'deki yazılarımdan birinde (yaklaşık bir ay önce) doğru olanın bu olduğunu söylemiştim. Her ne kadar bu kararın arkasında Tüzük Kurultayı kokusu alıyorsam da CHP Genel Merkezi'ni bu kararı için tebrik ediyorum. AKP son iki seçimdir bu sistemi uyguluyor ve de seçim sürecine dimdik örgüt yapısıyla giriyor.
Şimdi merak konusu olan bu genelgenin kimleri istifa noktasına götüreceği? Örgütün bilinen adayları arasında İl Başkanı Kemal Karataş başta olmak üzere Konak İlçe Başkanı Sıtkı Kürüm, Karşıyaka İlçe Başkanı Ertam Özen, Çiğli İlçe Başkanı Ayhan Güneş, Buca İlçe Başkanı Mehmet Süne gibi ağır toplar var.
Ancak tahminim odur ki, örgüt başları adaylık sözü almadan, adaylığını garanti görmeden bulundukları mevzileri terk etmeyeceklerdir.
Bu nedenle ben Sıtkı Kürüm dışında istifa beklemiyorum. Kulislerde Karataş ve Kürüm'ün Konak-Karabağlar konusunda anlaştıkları gibi dedikodular olsa da örgüt yöneticileri en azından bulundukları noktayı terk etmeyip, listelerin şekillenmesinde rol oynamak gibi bir tercihte bulunabilirler.
Aday adayı olduğu düşünülen dört önemli ismin istifası halinde ise İzmir örgütündeki dengeler alt üst olabilir.
Genel Sekreter Önder Sav'ın adaylık sürecinde taşıyamayacağı ekipdaşlarının istifasını engelleyeceğini düşünüyorum nedense.
Diğer taraftan Karataş'ın Konak ya da Büyükşehir adaylığı için ayrılması halinde ise İzmir İl Başkanlığı'na yönelik kulisler de hız kazanmış durumda.
Ekrem Bulgun bu tür süreçlerin adamı. Atanma şansı en yüksek isim o. Karataş'ın atanmasında da söz sahibi olduğu bilinen, Baykal'ın en kritik dönemlerde emaneti teslim ettiği İzmir örgütünün Dedesi, kritik yerel seçimde de bayrağı taşımak için üzerine düşeni yapmaya hazır.
Diğer taraftan Karşıyaka veya Bayraklı belediye başkanlığı için adı geçen Eski Başkan Cihan Türsen'in gönlünde yatan aslanlardan birinin de il başkanlığı ya da seçim koordinatörlüğü olduğunu biliyorum. Türsen'in yanı sıra bu tür süreçlerin kadrolu adayı Ertam Özen'i de unutmamak gerekiyor. İzmir'de ne zaman İl Başkanı boşluğu olsa Ekrem Bulgun'la birlikte akla gelen isimlerden biri O. Henüz bu koltuğa oturmayı başaramamış olsa da Özen'in 30 yıllık örgüt deneyimi bu görevi en az Karataş kadar yapabileceğini gösteriyor. Adı bende saklı bazı iddialı adaylar da var tabi ki...
Not: AKP'ye yönelik ulusal basınlık da olabilecek ilginç bir yazı hazırlıyorum. Bekleyin...