Orduları dağıtılmış bir millet, millet olarak kalabilir mi?
Yazar: Mahiye Morgül
Teröre verilen destek TSK'nin kolunu bağlamaktadır!
Emekli Kurmay Albay Ömer Lütfü Taşçıoğlu diyor ki;
Vatana ihanet kanunu kaldırıldı, terör yasasına eklendi.
Valinin izini olmadan operasyon yasaklandı.
Özel savcı atamalarıyla yardım ve yatakçılar aklandı.
İdam kaldırıldı.
CMUK değişti DGM'ler kaldırıldı.
Gözaltı süreleri 15 günden 4 güne indirildi.
Terörle Mücadele Yasası'nın propagandayı düzenleyen 8'inci maddesi kaldırıldı.
Jandarma komutanlarının kaymakamlara vekalet etmesinin önü kapatıldı.
Jandarmanın dinleme yetkisi kaldırıldı.
Askerin üst-araç arama yetkisi elinden alındı.
Vicdani ret kabul edildi.
Şehitlik ve gazilik kavramları ders kitaplarından çıkartıldı.
DEP'liler cezası bitmeden hapisten çıkarıldı.
Başbakan vekili ve TBMM Başkanı ve Cumhurbaşkanı tarafından bunlara yemek verildi.
Medyanın terör desteği meşru hale getirildi.
Cezaevinden çıkartılan PKK'lılar TBMM'ne sokuldu.
ABD ve AB'nin dayatmalarıyla federatif sistemin alt yapısı hazırlandı.
PKK'yı destekleyen DTP'liler ve belediye başkanarına işlem yapılmadı.
TSK hedef seçilerek yıpratılmaya başlandı.
ABD ve İsrail'in PKK'ya desteği görmezden gelindi.
ABD'nın Irak'ta Kürt devleti oluşturmasına ses çıkartılmadı.
Türkiye'deki ABD ve AB büyükelçilerinin PKK desteğine seyirci kalındı.
Irak'ın kuzeyinde Türk şirketlerinin sözde Kürdistan'a destek vermesine göz yumuldu.
PKK'nın Irak'a giren Türk kamyonlarından haraç almasına seyirci kalındı.
Mersin ve Gaziantep bölgesinden sözde Kürdistan'a Barzani adına kaçakçılık yapılmasına göz yumuldu.
Barzani ve Talabani muhatap kabul edildi.
Medyanın dış parasal destek alarak aşiret dizileriyle federasyon alt yapısını oluşturmasına seyirci kalındı.
Türkiye'nin izlemesi gerekn tutum
Teröre maddi destek ve moral desteği sağlayan iç ve dış unsurların desteği önlenmelidir.
AB dayatmalarıyla çıkarılan ve terörü besleyen tüm uyum yasaları iptal edilmelidir.
AB ve ABD temsilcilerinin Türkiye'nin içişlerine karışmasına ve DTP'lileri ve terörü destekleyen diğer kişi ve kuruluşları ziyaretlerine izin verilmemelidir.
AB ve ABD büyükelçileri ile elçilik görevlilerinin terörü destekleyen bölgelere yaptıkları seyahatler kısıtlanmalıdır.
BOP'dan destek çekilmelidir.
Dümen suyu politikalarından vazgeçilmelidir.
Su, enerji, toprak satışları, azınlık hakları, ABD'ye tanınan üs kolaylıkları ile ikili anlaşmaları gözden geçirebileceğimiz ABD ve İsrail'e hatırlatılmalıdır.
Rusya, İran ve Suriye ile iyi ilişkiler geliştirilmelidir.
Ilısu Barajı tamamlanmalıdır.
Gerekirse İncirlik ABD'ne kapatılmalıdır.
Kriz yönetimi Senaryoları hazırlanmalıdır.
Irak'ın kuzeyinde Barzani'ye ve Talabani'ye hizmet eden Türk firmaları geri çekilmelidir.
Mersin ve G.Antep'den Barzani şirketleriyle yapılan kaçakçılık önlenmelidir.
Irak'a ucuz elektrik satışına son verilmelidir.
Habur sınır kapısı kapatılmalı, Telafer kapısı açılmalıdır.
APO'nun hapisten PKK'yı yönetmesi önlenmelidir.
Türk medyasının PKK'yı meşrulaştıran ve sempatik gösteren çalışmaları önlenmelidir
İhanete taraf olan medya mensuplarının yurt dışı bağlantıları tespit edilmeli ve önlenmelidir.
Askerin üst ve araç arama yetkisi geri verilmelidir.
Jandarmanın dinleme yetkisi iade edilmelidir.
İl İdaresi Kanunu değiştirilerek askerin izinsiz operasyon yapmasına imkan sağlanmalıdır.
Jandarmanın yetki kısıtlamaları kaldırılmalıdır.
Polis devleti yolundaki girişimlerden vaz geçilmelidir.
Sınır güvenliği ve iç güvenlik sorumluluğu tekrar TSK'ne verilmelidir.
Vicdani ret kaldırılmalıdır.
PKK'ya destek sağlayan milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılmalı, belediye başkanları görevden alınmalıdır.
TSK'ni yıpratıcı her türlü faaliyet önlenmelidir.
Daha ne desin Sayın Emekli Kurmay Albay Taşçıoğlu. Elleri dert görmesin.
Bunlar yapılırken seçtiğimiz milletvekilleri ve oy verdiğimiz partiler neredeydi?
Şu anda oy verdiklerimiz nerdedir, ne yapıyorlar?
Milli Savunma Komisyonu'nda görevli Rizeli milletvekilleri ne yapıyor?
Kurulması önerilen süper müsteşarlık (jandarmayı polisin emrine vermek) kimin önerisidir?
Jandarmayı kaldırarak orduyu küçültmenin karşılığında, belediye seçimleri öncesinde, AB'den "krizi atlatma hibesi" gelecek mi?
Jandarmadan alınıp polise verilecek birimlerin içinde Sahil Güvenlik de varmış, eğer bu doğru ise, bu sizin içinize siniyor mu?
Orduları dağıtılmış bir millet, millet olarak kalabilir mi?
Bu soruları artık yüreklice sormanın zamanıdır!