İzmirli'nin kendini trafikle cezalandırması
Yazar: Ercan Sever
Her yıl yüz binlerce yeni araç yollara çıkıyor. Artan araç yoğunluğuna paralel altyapı yatırımının yapıldığını söylemek ise zor. Şehirler arası yollarda son yıllardaki görece düzelmeye karşın şehir içinde durum iç açıcı değil. En azından bunu İzmir için rahatlıkla söyleyebiliriz. Büyük şehir ve ilçe belediyelerinin özellikle son iki yılda hızlanan çalışmalarının rahatlama sağlasa bile orta vadede kalıcı çözüm olduğunu söyleyemeyiz.
İzmir nüfusu en hızlı artan kentlerin başında geliyor. Doğal olarak trafiği de yoğun. Siz bakmayın trafik denilince akla İstanbul gelmesine. Mesafeler dikkate alındığında İzmir'in İstanbul'dan geri kalır yönü yok. Kaldı ki İstanbul kendi içinde çok sayıda merkeze sahip. Çoklu merkez trafik yoğunluğunu bir şekilde dağıtıyor. Oysa İzmir'de merkez diyebileceğimiz tek yer Konak-Çankaya-Alsancak hattı. Yüz binler her sabah buraya akıyor. Dolayısıyla trafik yoğunluğu bu güzergahta zirve yapıyor. Alt ve üst geçitler yoğunluğu gidermede yetersiz. Sürekli yükselen trafik yoğunluğunu bu güzergahtaki mevcut yollar kaldıramıyor. Metro kaosu önledi ama keşmekeş sürüyor. Kimseye otomobil almayın da denilemeyeceğine göre araç sayısı artacak ve bu artış tüm güzergahlara olduğu gibi kilit olan Konak-Çankaya-Alsancak ulaşımını sağlayan yollara da yansıyacak.
Sabahları iş yerime gitmek için kullandığım belediye otobüsü güzergahı gereği her gün İkiçeşmeliği yararak Alsancak'a oradan Halkapınar'a ulaşıyor. Her sabah bu yoğun trafiği yaşayan birisi olarak otobüs camından seyrettiklerim ise yoğun trafiğin bezdirdiği yüzler ve mutsuzluk bağıran ifadeleri. İzmir'in kalbi olarak niteleyebileceğimiz bu merkezlere özel araçları ile gelenler yoğun trafiğe cömert katkıda bulundukları gibi bu katkının temerrütünü de hoşnutsuzluk ve stres olarak geri alıyorlar.
Toplu taşınmama inadı
Zorunlu olanları tenzih etmekle birlikte kent merkezinde çalışıp her gün bu güzergahı takip eden özel araç sahiplerinin toplu taşınmama ısrarı bizlere boğucu trafik olarak faturalanıyor. Toplu taşınanların da nasiplendiği bu fatura aslında kent insanının sabah ve akşam olmak üzere kendini iki defa cezalandırması olarak görülebilir. Savrulan zaman, egzoz dumanı ile dolan ciğerler, güne ve akşam dönüşü eve asık bir surat ile merhaba demek... Kent merkezine özel araç konforu!!! ile ulaşmanın bedeli daha ne ola ki?
Sanırım ara ara dillendirilen kent merkezini, araç trafiğine kapatma bugün bir zorunluluk olarak karşımızda duruyor. Avrupa metropollerinin giderek daha sık başvurduğu yöntem için tam zamanı.