Ticaretin mabedi Kemeraltı ruhunun peşinde
Yazar: Ercan Sever
Çarşılar, kentleri ve insanlarının aynasıdır. Ticaretin ötesinde anlamlar taşıyan çarşılar, dönemlerinin hem sosyal dokularından hem de kültürlerinden izleri yansıtırlar. Çarşı geleneği bin yıllar aşan İzmir'in bu anlamdaki son mevzii Kemeraltı çarşısıdır. Agora ile taçlanan İzmir çarşı kültürü Kemeraltı ile İslam kültür motiflerine bezenerek zenginleşmiştir. Dürüst ticaretin yapıldığı bir ticaret ekolüdür aynı zamanda Kemeraltı. Söz'ün tek taahhüt aracı olduğu ortamda tarihi çarşı ticaretin mabedi olageldi.
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/tn07082008es01.jpg)
Alışveriş yapma ve yaptırma şeklinde yaşanan değişimlere paralel Kemeraltı eski ihtişamını yitirse de 20. yüzyılın son çeyreğine kadar ticareten hep önemli oldu. Ancak son on yıllarda çarşı, önce karakteristik yapılarından ardından esnaf profilinden kayıplar vermeye başladı. Adı tarihi çarşı ile anılan esnaf yerlerini, çarşının misyonunu tam anlamıyla kavrayamayan yeni sahiplerine devretti. Her sokağı her çıkmazı bir tarih barındıran Çarşı'da mekanlar önce ruh'en sonra da mimari olarak metruklaştı. Yenileme adına tarihi mekanlar tacize uğradı. Her biri emek ürünü yapılar pvc, beton, alüminyum uygulamalar ile güya yenilendi. Bu görgüsüzlükten daha da kötüsü kentlilik ve tarih bilinci olmayan bazı mal satanlar (kavramı kirletmemek için esnaf diyemeyeceğim) yüzyıllık yazıtları, oyma ve kaplamarı tahrif ederek bir katliam yaptı.
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/tn07082008es02.jpg)
Bu katliam karşısında kent önderlerinin ve duyarlı esnafın girişimleri de akim kaldı. Neyse ki son birkaç yılda Çarşı'dan yediği ekmeğe vefa gösteren bir grup esnafın ve kamuoyu önderinin öncülüğünde Kemeraltı'daki tarih kırımını önlemek ve çarşı'ya eski misyonunu hatırlatmak adına girişimler hızlandırıldı. Yerel yönetim desteği de alan bu girişimlere Kemeraltı'na son gidişimde tanıklık etmekten buruk mutluluk yaşadım. Mutlu oldum çünkü Çarşı'ya anlam katan bazı tarihi yapılar aslına uygun şekilde restore edilmiş veya edilmekteydi. Mutluluğumu yarım bıraktıran ise yapıların bir şekilde kurtarılabileceği ama 'ekol' olarak bilinen esnaf dokusunun tekrar yakalanıp yakalanamayacağıydı kaygısıydı. Restore edilen bazı yapılarda son ses çalınan beş kelimelik yaz şarkılarını 'mağazacılığın' ve 'ticaretin' gereği gibi algılayan esnaf profili, tarihi misyonunu hatırlamalı ve büyük emekler ile yapılan mekan düzenlemelerini ruh'en tamamlamalıdır.
(FotoÄŸraflar: Sedat ALP)