AKP, aklını başına alır mı? 2008-08-02 00:00:00
AKP, aklını başına alır mı?
Yazar: Münir Koçarslan
Hiç uzatmadan başlıktaki sorunun yanıtını vereyim:
Almak zorunda...
Peki neden?
Çünkü gidilen yol, doğru yol değildi.
Bunu ben söylemiyorum.
Yüksek yargının 11 üyesinden, 10'u söylüyor. Anayasa Mahkemesi yüce Türk milleti adına verdiği kararda, "AKP laiklik karşıtı hareketlerin odağıdır" diyerek suçlu buluyor.
AKP, ağır bir ihtar ve para cezasıyla kapanmaktan kurtulmuştur.
Yani, 22.8 milyon YTL karşılığı (Bu rakam, AKP'nin 2008 yılı bütçesinden aldığı Hazine yardımının tam yarısıdır) kefaletle serbest bırakılmıştır.
Şimdi takkeyi öne koyup düşünme zamanıdır?
***
Verilen mesaj iyi okunmalıdır.
Toplumun geniş kesiminde var olan düşünce şudur:
Beğensin ya da beğenmesin herkes verilen karara saygı duymak zorundadır.
Bu mesele demokratik hukuk devleti kuralları içinde sonuçlanmıştır.
Belirsizlik ortadan kalkmıştır.
Gerilimlerle geçen 22 Temmuz seçim sürecinden bu yana, beklenen uzlaşma ortamı doğmuştur.
70 milyonu yönetme sorumluluğunu taşıyanlar kucaklaşmalıdır.
Bütün dikkatler, ciddi risklerle karşı karşıya olan ekonomiye ve ülkenin huzuruna yoğunlaşmalıdır.
***
AKP İzmir İl Başkanı Aydın Şengül'ün yaptığı ilk açıklamalar, teşkilatların da bu beklentiler içinde olduğu izlenimini vermiştir.
Şengül'ün "Bu karardan herkes kendine düşeni algılayacaktır. Daha uzlaşmacı, birbirini anlayan bir ortam doğacaktır. Herkes için yeni bir gün başladı" sözlerinin altı çizilmelidir.
Bunun ifadesi ÅŸudur:
Top direkten dönmüştür. AKP de bunun farkındadır.
Başlarının üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanan, "Bir daha olursa kapatılırsınız" baskısı vardır.
Tabii, kapıya kilit vurulmaması, tabelanın indirilmemesi partiye moral vermiştir. Bu ruh hali, herkesin almak için çalıştığı İzmir'de, doping etkisi yapmıştır.
Mart 2009'daki yerel seçimin dengeleri de değişmiştir. AKP, açacağı beyaz bir sayfayla İzmir'de var olan şansını artırma fırsatı bulmuştur.
***
Son söz; kişişel olarak, sonuçtan memnumum. AKP'nin "mağduru oynama" pozisyonu ortadan kalkmıştır. Artık AKP, seçmenden oy alabilmek için, uzlaşı içinde yeni demokratik açılımlar ve ekonomik programlar, projeler ortaya koymak zorundadır.
Almak zorunda...
Peki neden?
Çünkü gidilen yol, doğru yol değildi.
Bunu ben söylemiyorum.
Yüksek yargının 11 üyesinden, 10'u söylüyor. Anayasa Mahkemesi yüce Türk milleti adına verdiği kararda, "AKP laiklik karşıtı hareketlerin odağıdır" diyerek suçlu buluyor.
AKP, ağır bir ihtar ve para cezasıyla kapanmaktan kurtulmuştur.
Yani, 22.8 milyon YTL karşılığı (Bu rakam, AKP'nin 2008 yılı bütçesinden aldığı Hazine yardımının tam yarısıdır) kefaletle serbest bırakılmıştır.
Şimdi takkeyi öne koyup düşünme zamanıdır?
***
Verilen mesaj iyi okunmalıdır.
Toplumun geniş kesiminde var olan düşünce şudur:
Beğensin ya da beğenmesin herkes verilen karara saygı duymak zorundadır.
Bu mesele demokratik hukuk devleti kuralları içinde sonuçlanmıştır.
Belirsizlik ortadan kalkmıştır.
Gerilimlerle geçen 22 Temmuz seçim sürecinden bu yana, beklenen uzlaşma ortamı doğmuştur.
70 milyonu yönetme sorumluluğunu taşıyanlar kucaklaşmalıdır.
Bütün dikkatler, ciddi risklerle karşı karşıya olan ekonomiye ve ülkenin huzuruna yoğunlaşmalıdır.
***
AKP İzmir İl Başkanı Aydın Şengül'ün yaptığı ilk açıklamalar, teşkilatların da bu beklentiler içinde olduğu izlenimini vermiştir.
Şengül'ün "Bu karardan herkes kendine düşeni algılayacaktır. Daha uzlaşmacı, birbirini anlayan bir ortam doğacaktır. Herkes için yeni bir gün başladı" sözlerinin altı çizilmelidir.
Bunun ifadesi ÅŸudur:
Top direkten dönmüştür. AKP de bunun farkındadır.
Başlarının üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanan, "Bir daha olursa kapatılırsınız" baskısı vardır.
Tabii, kapıya kilit vurulmaması, tabelanın indirilmemesi partiye moral vermiştir. Bu ruh hali, herkesin almak için çalıştığı İzmir'de, doping etkisi yapmıştır.
Mart 2009'daki yerel seçimin dengeleri de değişmiştir. AKP, açacağı beyaz bir sayfayla İzmir'de var olan şansını artırma fırsatı bulmuştur.
***
Son söz; kişişel olarak, sonuçtan memnumum. AKP'nin "mağduru oynama" pozisyonu ortadan kalkmıştır. Artık AKP, seçmenden oy alabilmek için, uzlaşı içinde yeni demokratik açılımlar ve ekonomik programlar, projeler ortaya koymak zorundadır.
