Neyin yüzleşmesi?
Yazar: Mustafa Kirman
Siz de şaşırdınız mı başlığı okuyunca: "Nihayet bazı büyük balıklar" Ne kadar çok şey çağrıştırıyor değil mi? Susurluk'tan bu yana suskunluğa gömülen, Namık Kemal Zeybek'lerin, Hasan Celal Güzel'lerin yazdığı Radikal gazetesi, "kış uykusu"ndan uyanıyor dedirtti manşet... Taraf gazetesi yüzünden topa mı giriyordu yoksa? Akşam'dan Oray Eğin biraz üzerinde durdu bu meselenin; derdim Radikal'i anlatmak değil. Sadece ve sadece "Nihayet bazı büyük balıklar" manşetinin yarattığı düşünceyi anlatmak istiyorum ve beraberinde de nasıl yüzleşmeme eylemi içinde olunduğunu anlatmak derdim.
Sözü edilen "bazı büyük balıklar" neydi? Emekli paşaların Ergenekon'un yeni ve en önemli dalgasında gözaltına alınması... "Vay be!" dedirten her şey adı geçen bir kaç generalden ibaretti. Erbakan'dan ödünç alalım, her şeyi iyi anlatıyor onun "bir kısım medya" ifadesi; "bir kısım medya" Türkiye'de yepyeni bir sayfa açıldığını yazıyorlardı. Artık tarihi tersine döndürmek mümkün değildi, Türkiye makus darbe tarihini yendi, yepyeni, bembeyaz demokrasi sayfası açılmıştı. Hani Erdal İnönü'nün deyimiyle, sıkılan diş macununun tekrar tüpe sokulması artık olanaksızdı... Demokrasi çığlıkları atılıyordu "bir kısım medya"da... Türkiye tarihinde ilk kez generallerin gözaltına alındığından dem vurup, "AKP demokrasisi"ne göndermelerde bulunuluyordu. Ekrana her çıkan "AKP demokratı"nın yüzünden gülücükler eksik olmuyor, özgürlüklerin öneminden, batı demokrasisinden söz edilip duruluyordu. Gören "travma"yı atlattıklarını düşünüyordu. Eeee kolay değil, onları da anlamak lazımdı, kolay mı 85 yıldır ağır "travma" altında kalmak, yaşamak!? Sevinç çığlıkları onların da hakkıydı, haksızlık yapmamak lazım!
Peki, madalyonun arka yüzünde ne var? Son dönemde "Ya AKP'lisin ya Ergenekoncu" diyerek insanları tercihe zorlayan, beyinleri yıkayan kalemşörler, satılık kalemler, onların politik uzantıları, yeni yağdanlıklar; yine sahnedeydi. Onların gerçek yüzünü çok iyi bilmemiz ve tanımamız gerektiğinin altını bir kez daha çizmek şart. Bu satırların yazarını Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın sözlü açıklama yapacağı güne "Büyük Balık" operasyonunun denk getirilmesi hiç mi hiç ilgilendirmiyor. "Karşı devrim" deyip, paşaların gözaltına alınmasından dolayı sevinç yaşayan AKP'li liboşlar ise sadece ve sadece yeniden sağlıklı düşünülmesi gerektiğini anlatıyor bu satırların yazarına. Önceki dört yazıda; önemle vurgulamak istenilen de bu idi...
"Bir kısım medyası"nda çarşaf çarşaf darbe günlükleri yayınlatanlar, iddianamesi bile ortada olmayan ki- bu satırlar yazıldığında ilk operasyonunun üzerinden 11.5 ay geçmişti hala yoktu- gözaltındakilere istinaden yazılıp çizilenleri sayfalarına taşıyanlar, adım adım "darbe"yi anlatanlara sormak lazım: Günaydın!!! Neyi yargılıyorsunuz? Kimin adına, neye hizmet ederek? Hukuksuzluğun kol gezdirildiği ülkede; hangi yolsuzluğu ortaya çıkardınız, kendi yolsuzluklarınızı örtbas etmekten öte. 12 Eylül anayasasının ipine sarılıp durmadınız mı? İşine gelince "demokrat" olmadınız mı? 12 Mart'ın defterini mi açtınız? Nazım Hikmet'e yurttaşlığını verdiniz mi? Sabahattin Ali cinayetini gün yüzüne mi çıkardınız? Lockheed skandalını mı aydınlattınız? 11 Eylül 1980'e gelene kadar ne yaşandığını mı gözler önüne serdiniz? "Our Boys"ları sanık sandalyesine mi oturttudunuz? İşinize gelen biçimde "özgürlükçü anayasa" dediniz, meseleyi türbana endekslediniz. Veee "301 Cemil" hala bakan..!
Sizin demokrasi anlayışınız ile uyuşmak mümkün mü? Neyle yüzleştiriyorsunuz Türkiye'yi? Yıllardır süren "düşük yoğunluklu savaş"la mı yüzleştiriyorsunuz? Her sözünüz "ya AKP'lisin ya Ergenekoncu" ile başlarken size niye inanalım, sizin "zafer sarhoşluğu"nuza niye kanalım? Siz kimi kandırıyorsunuz?
Kendi içinizdeki tarikat çekişmesine bizi alet ederken, kaçırdığınız bir şey var sahte demokratlar; artık o kadar saf değiliz. Sizin "demokrasi çığlıkları"nızın neye malolduğunu geçen yıllar içinde fazlasıyla gördük. "Bir kısım medya"nız ile istediğiniz rüzgarı estirin. "Bazı Büyük Balıklar"dan dem vurun. Hiç ama hiç inandırıcılığınız yok. Tercihlerimizi belirlemeye çalışırken dayatmalarınız ve işinize gelenleri gözümüze sokmanız artık gözlerimizden kaçmıyor. O "bazı büyük balıkları" da sizi de çok iyi biliyoruz, merak etmeyin. Hala kafaları bulandırarak yolunuza devam etmek istediğiniz o kadar açık ki... Sizin ve de darbecilerin peşine düşmeyecek kadar bedel ödedik bu ülkede. Umutlarımız da, gücümüz de yeniden dipdiri hale gelene kadar istediğiniz oyunu sergileyin. Sizin "yüzleşme" olarak sahneye koyduğunuzu çok iyi biliyoruz. Sizin hiçbir şeyle yüzleşme cesaretiniz olamaz, bir şeyle yüzleşmek için önce yüz olması lazım...