Ankara'nın İzmir'e yansıması
Yazar: Fevzi Yılmaz
Türkiye'de son günlerde oldukça ilginç siyasi gelişmeler yaşandı.
Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti'nin türban düzenlemesini yok hükmünde saymasından sonra; Ankara'da yaşanan siyasi gelişmelerin İzmir'e de yansıyacağı, İzmir'in Ankara'daki gelişmelerden kopuk olamayacağı net bir şekilde görünüyor.
Türban konusunda; 9 hukukçu, bir iktisatçı ve bir işletmeci karar verdi.
Anayasa Mahkemesi'nden 9 hukuk kökenli üyesinin 'evet'ine karşılık, bir iktisatçı, bir işletmeci üyenin 2 red kararı çıktı.
Bu karar sonrasında da parti genel başkanlarından değişik açıklamalar geldi.
Meclis Başkanı Toptan, Meclis'i yeni 'anayasa yapmaya' davet etti.
Toptan'ın bu açıklamasına Deniz Baykal'dan jet hızıyla yanıt geldi. Baykal; "Herkesi sükunete davet ediyorum. Ortam yeni anayasa tartışmaları için uygun değil" dedi.
En ilginç açıklama Devlet Bahçeli'den geldi; Devlet Bahçeli, "AKP kendisini klonlasın, siyasi yasak istemeyen AK Partili 301 milletvekili şimdi yeni bir parti kursun. Bu partinin oluşturacağı hükümet ülkeyi yönetsin"
Bu açıklama bence önemlidir. Devlet Bahçeli'nin bu açıklamayı gelişmeleri de dikkate alarak yaptığını düşünenlerdenim.
Çünkü; Anayasa Mahkemesi'nden çıkacak AKP'nin kapatılması kararı sonrası kurulacak yeni parti hazırlıklarına çok önceleri başlandı.
Dış güçlerin Türkiye'den istediği; 'liberal, her kesimi kucaklayacak ve ılımlı İslam modeline de uyacak bir yapılanma'
Bence bu rol Abdüllatif Şener'e verilmiştir.
Genel başkanlığını Şener'in yapacağı partinin, İzmir'de örgütlenmesi adına düğmeye basıldığı bilinmekte. Görüşmelerin kapalı kapılar ardında yapılmaya başlandığı, hatta il başkanı olabilecek olası isimden yerel basından birçok arkadaşın randevu talepleri gelmeye başladığını da söylemek yanlış olmaz.
İzmir'de bu gelişmeler olurken, AKP İl Başkanı bu sıkıntıları yakından yaşıyor olmalı ki; başta ben olmak üzere tüm basın mensubu arkadaşların görüşme taleplerini yanıtsız bırakmaktar.
Bu gelişmelere ek olarak Demokrat Parti'de İzmir'de yeni yapılanma için düğmeye basmış, İl Başkanlığına Yıldırım Ulupınar'ı getirmiştir.
DP'deki bu değişim önemlidir.
DP'den CHP'ye geçeceği söylenen parti içindeki güçlü isimler ile yaptığım görüşmelerde; "biraz daha beklemekte yarar var" sözleri ve işi yavaştan alma nedenlerinin başında, olası değişimi bekledikleri bilinmektedir.
Çünkü, Demokrat Parti'de de hedef yerel seçimlerdir.
Ne olacaktır?
Abdüllatif Şener'in partisi kurulma süreci sonrası DP yerel seçimlerde tüm Türkiye'de, doğal olarak İzmir'de de, 'ortak aday ortak hareket' modelini benimseyecektir.
Bu birliktelik gerçekleştiğinde yerel seçimlerde roller değişecek, ne yazık ki CHP İzmir'de bugünkü kadar rahat olamayacaktır.
Önder Sav'sız asla
Yapılacak yerel seçimlerde İzmir'de rahat gibi görünen CHP'nin, Önder Sav'a sahip çıkamadığı ölçülerde daha da sıkıntıya girmesi kaçınılmaz görünüyor. Görünen o ki; CHP'de Önder Sav adına oynanan oyunlar sadece parti dışından değil, parti içinde de oynanmaktadır.
İzmir'de Önder Sav ile birlikte hareket eden grup içerisinde bilinçli çatlaklar oluşturma adına bir takım yıpratma, hatta gizliden 'kayış atma' ile gereksiz kavgalar yaratılmak istenmektedir. CHP içerisinde esas adam rolü oynayanlar; 'Ben Önder Sav olmadan adım atmam' derken, perde arkasında Önder Sav dışladığı adamlara da yeşil ışık yakmakta, gizliden gizliye ileriye dönük stratejik planlar yapmaktadır.
Ancak, bu esas adam rolü üslenip herkese mavi boncuk dağıtanlar bilmelidirler ki; Deniz Baykal'ı "Baykal" yapan Önder Sav'dır.
Bunu ben değil, CHP kurultayında delegeler söyledi.
Hatta bu mavi boncukçular da kurultay da oy kullandı.