Tren gelir hoÅŸ gelir
Yazar: Erdal Ä°zgi
Ön protokolü Haziran 1999'da imzalandı.
Kent içinde hızlı, çağdaş ulaşımla vatandaşa çok yönlü yararlılık sağlanacak, trafik rahatlayacaktı.
80 kilometrelik Aliağa-Menderes raylı sistemi bu amaçla planlandı.
Projeler geliştirildi, TCDD-Belediye ortaklığına gidildi.
Mart 2005'de Banliyö işletmeciliği işbirliği sözleşmesiyle çalışma başladı.
Tüneller, istasyonlar, depo alanları ve karayolu geçitleri bölümler halinde ihale edildi.
***
300 milyon Amerikan Doları ön keşifli projenin ortaklığı ve harcamaları için yarı yarıya el sıkışıldı.
Herkes üzerine düşeni yapacaktı.
Devletin bankasından 120 milyon dolar kredi çıkarıldı, imzalar Kasım 2007'de atıldı.
Ve aynı tarihteki törende ilan edildi:
"Mart 2008 de çalışmalar tamamlanacak, hizmet devreye girecek."
***
Söylenen tarih geldi, hatta bir ay geçti.
25 Nisan 2008'de Büyükşehir Belediye Başkanı imzasıyla yazı çıkarıldı.
TCDD Genel Müdürlüğüne;
"Uygulama projelerinin hazırlanıp, kurumunuza onaya gönderilmesi..."
"Onay süresinin uzaması..."
"Yer tesliminin zamanında tarafınızdan yapılamaması..."
"İhale mevzuatındaki zorluklar..."
"Bu sürede inşaatların yapılamaması..."
"Risklere karşı alınacak önlemler için üniversite raporunun uzun zaman alması..."
"Hazırlanan rapor doğrultusunda proje revizyonunun yapılma zorunluluğu..."
Cümlenin bitişi:
Protokolün 31 Ocak 2009'a kadar uzatılması ricasıyla...
***
Ulaşım hızlanacak ama yazıldığı gibi bir şeyler(!) ağır.
'Mücbir' nedenlerin ne kadarı doğru bilinmez.
Gerçek olan; bu ricaya karşı resmi yanıt verilmediği.
Gelse de iki ay önce hizmete girecek sistem altı ay daha bekleyecek.
Biraz zor, hatta hayal. Ä°lgili uzmanlar ortada.
Ancak bir tehlike var. Bunu arz edelim.
Eğer belediye üzerine düşeni gerçekleştiremezse, protokol gereği her şeyi TCDD'ye devredecek.
İşte o zaman başlar çok ağrıyacak, davalar başlayacak.
Dolayısıyla yetkili imzalar için "kişisel borç" çıkarılacak.
VatandaÅŸ deyimiyle; zimmet...