Su cezası
Yazar: Münir Koçarslan
Son yıllarda yağışların giderek azalması, gelecekte susuzluk riskiyle karşı karşıya kalacığımızın işaretiydi. Korkulan oldu. Şimdi o tehlike kapıyı çaldı.
Peki, yöneticilerimiz uyudu mu?
Kanımca, pek de uyanık değillerdi.
Birden bire geçen yaz Ankara ve İstanbul'da yaşanan vahim durum, dikkatlerimizi bu konuya çekti.
Hatırlarsınız... Geçen yıl Büyükşehir Belediyesi, "İzmir'in 20 yıllık su sorununu çözüyoruz" yazılı pankartlar astı.
***
O sıcak günlerde, kimilerinin yüreklerine su serpildi ama bizim gibi, olur olmaz "acaba" diyenlerin kafasına da soru işaretleri takıldı.
Ve nitekim öyle oldu.
Bırakın İzmir'in 25 yıllık su sorununu çözmeyi, bir arpa boyu bile yol alınmadığı, bir kaç hafta önce net şekilde ortaya çıktı.
Çünkü, barajlar dibe vurdu.
Bu şehirde tam 13 yıl sonra düzenli su kesintileri başladı.
Takke düştü kel göründü!
***
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, sorular karşısında şu açıklamayı yaptı:
Tasarladığımız Karşıyaka Bostanlı ve Menemen Değirmendere barajlarının yapımı için Maliye Bakanlığı arsa tahsisi yapmadı.
Seferihisar'daki Çamlı Barajı için de Çevre Bakanlığı'nın "Aciliyeti bulunmuyor. Yapımı da bu aşamada gerekli değil” diye izin vermedi...
CHP'li Kocaoğlu diyor ki:
Para hazır, proje hazır... Ancak onay çıkmıyor. AKP'li arkadaşlar da Ankara'yı ikna etmek için harekete geçmeli. Bu sorunu birlikte aşabiliriz
Yani; Ankara, İzmir'i susuz bırakacak.
***
Ortada bir de komplo iddiaları var:
"Başbakan aylar önce talimat verdi. AKP, yerel seçimde İzmir'i almak için uğraşıyor, her yolu deneyecek. Yaşanan baraj krizi de, bu hedefe ulaşmak için ortaya konulan senaryonun bir parçası. Barajlara izin verilmeyecek. CHP'li belediye beceriksizmiş gibi gösterilecek. Sonuçta ne olacak? Halk susuz kalacak..."
Hangi halk bu?
Kentin susuz kalmaması için yaklaşık bir yıldır, bilinçli tüketim kampanyasına destek veren halk..
Duyarlılık gösterip, eşi benzeri zor bulunur şekilde tüketimi yüzde 10 azaltan halk...
Yazık değil mi?