Kordonboyu...
Yazar: Erdal Ä°zgi
Aşağıdaki anımsatmaların yorumu ve takdiri size ait.
Tümü; bir beyin, bir kalp ve bir elden çıkma.
Yani, bir bilenin fikirsel ve gözlemsel ürünleri...
Şöyle sıralayalım:
***
6 Mart 1998
İnanamıyorum... Gerçekten inanamıyorum.
Kordon projesini, hem bu kadar yol alınmışken, trilyonlarca lira harcanmış, körfezin gereken yerleri doldurulmuşken durdurmak, durduracak bir İzmir düşmanı var.. Çevre dostları adını vermiş garip adamların çirkin oyununa Kültür Bakanlığı da gelmiş.. Projeyi özgür iradenizle inceleyin, çizimleri görün. Otoyolları durdurmaya karşı çıkarlar, İzmir trafiğini rahatlatmaya karşı çıkarlar...
1999
İzmir'in modern bir kent olması yolunda atılan ama 'istemezükçüler' tarafından kesilen, yapımı geciktirilerek "bire çıkacakların maliyetini ona yükseltilen" kentin ortasında çirkinlik abideleri olarak bırakılanlardan ilk akla gelenler:
İzmir trafiğini çok rahatlatacak liman ve viyadükler ve onlara bağlı projelere yüz milyonlarca dolar harcandı, SİT ve mahkeme kararlarıyla durduruldu...
17 Eylül 2000
Olanı da, olacağı da gördüm... Fotoğraflar, planlar, maketler üzerinde inceledim. Çünkü proje harika. Çünkü proje olağanüstü. Çünkü İzmir halkına yeryüzü cenneti kazandıracak. İşte buraya çizgi çekiyorum ve diyorum ki; "Bu iş bittiğinde sevgili dostum Melih Aşık beni yanıltıyor diyecek ve özür dileyecektir..." (Milliyet yazarı Melih Aşık'ın Kordon'a çok şeritli yol yapılma projesini eleştiren yazısı üzerine)
18 Ekim 2002
Bu halkçı (!) belediye gider, halkın ne istediğini bilenler gelir, yaparlar. Nasılsa arazi öyle duruyor, suya gömecek halleri yok. Kordon yolu gene daracık.. İzmir trafiği Karşıyaka'dan gelip İnciraltı'na kadar gidecekti. Hayır... 'istemezük' yeniçerileri boğazını sıkıyor kent ulaşımının Kordon'da... Üç viyadük bitmiş, bağlantı yolları yapımına izin çıkmayınca öylece kalmış
5 Nisan 2006
Burhan Özfatura'nın heykelini dikmek gerek, bu kadar muhteşem Kordon'u İzmir'e hem de nasıl savaşlar vererek kazandırdığı için...
***
Ve son köşe yazısından...
3 Mayıs 2008
"Kordon'da bir kahvelik mola verdik. Bu nasıl benzersiz güzellik... Deniz. Önünde yemyeşil bir park. Onun da önünde boydan boya uzanan cafeler ve cıvıl cıvıl insanlar... Hayır yok. Dünyanın hiçbir yerinde yok..."
Tarihe yayılmış bu satırların sahibi, üstadımız Hıncal Uluç.
Türk Basını'nın 'her lafımın arkasındayım' diyen büyüğü...
Bir şey söylemek gerekir mi?
'Evet' ise...
Bir yorum hakkını da kendine verelim.