Köylüm sakın unutma!
Yazar: Erdal Ä°zgi
Bir yasamız var...
Hala yürürlükte, hala yaptırımlar içeriyor.
Her ne kadar çağımızın ismi millenium, ülke hedefimiz AB, işlemlerimiz internet, ekonomik kurallarımız küresel olsa da...
Bir başkadır memleketim.
İnsanlarıyla, yasalarıyla, hükümetiyle...
"Hükümetiz" diye hala gözleri kapalı gezip, "çağ atladık" iddiasında bulunan devlet adamlarımızla.
"Bir âlemdir benim memleketim..."
***
Adı; "Köy Kanunu", numarası 442
Yayımlandığı resmi gazete: 7 Nisan 1924
Düsturu: tertip 3, cilt 5, sayfa 36
İkinci fasıl; köy işleri, köylünün mecburi ve isteğe bağlı olan işleri
Köylü mecburi olan işleri görmezse ceza görür, isteğe bağlı işlerde ceza yoktur.
Köylünün mecburi işleri:
Köy dâhilindeki su birikintilerini kurutmak.
Köye kapalı yoldan su getirmek, mezarlıktan geçiyorsa yolunu değiştirmek.
Evlerde odalarla, ahırları bir duvarla birbirinden ayırmak.
Köyün her evinde üstü kapalı, kuyulu veya lağımlı hela yapmak
Her evin sahibi kendi önünü süpürmek.
Yol üzerindeki köy odası yanında ocaklı ve ahırlı konuk odası yapmak.
Köyde maarif (eğitim) idarelerinin vereceğe örneğe göre mektep (okul) yapmak (Yeniden yapılacaksa köyün en havadar yerinde, bahçeli olacak).
Köylü her sene bir ağaç dikecek, bu ağaç tamamen tutup yeşilleninceye kadar bakmak, yeni dikilmişlere hayvanların sürünerek veya kemirerek zarar vermesi önlemek.
Köy halkından askerde bulunanların, öksüzlerin tarlasını, bağ bahçesini sürmek, hasadını toplamak.
***
Devam ediyoruz:
Köyde insanlarda salgın çıkarsa veya frengili adam görülürse o gün bir adam yollayarak hükümete haber vermek.
Memur gelinceye kadar hastayı veya hayvanı diğerlerinden ayırmak.
Köyde su basması olursa birleşerek selin yolunu değiştirmek.
Ekine, mahsule, bağa, bahçeye zarar veren böcek, tırtılı öldürmek; (zararlı hangi zaman veya nasıl öldürülecekse hükümete sorulacak).
Mecbur olmadıkça yol üzerine halkın kolaylıkla gelip geçmesine dokunacak şeyler koymamak.
Birdenbire yıkılarak altında adam veya hayvan kalacak çürük duvar, dam bırakmamak.
Köy içinde bila zaruretten (zorunlu olmadıkça ) hayvan koşturmamak.
Bir hayvana götüremeyecek kadar yük yüklememek.
Devlet parasını kıymetinden aşağı aldırtmamak.
Bir adamın suda veya başka suretle başına bir felaket gelirse onu kurtarmak elinde iken yardım etmek.
İhtiyar meclisince şahitlik için çağrılınca her halde gelmek.
***
Sakın, "bu yasanın bugüne kalması kamera şakası olmaz" demeyin.
Yasamızın maddeleri köylümüze bunu emrediyor.
Daha neler, neler...
Evlere ÅŸenlik!