Selena Efsanesi ve onurlu bir Anadolu kadını
Yazar: Konuk Yazar
Muzaffer Tezel
Yeni Haber Gazetesi İmtiyaz Sahibi
Geçtiğimiz hafta sonu öğretmen ve gazeteci dostlarımla Bodruma giderken, yol üzerinde bulunan Bafa Gölü kıyısındaki Kapıkırı Köyüne gittim. Kapıkırı, mitolojide Selena Efsanesi'nin geçtiği yer. Köyün eski adı ise Herakleia...
Selena Efsanesi...
Bafa Gölü kıyısında bulunan şimdi Beşparmak Dağları olarak bilinen Latmos Dağı eteklerinde bir çoban yaşarmış. Bu çoban bir gün koyunlarını otlatmaktan yorgun düşmüş ve bir ağacın altında uyumaya başlamış. Ve bu sırada Zeusun kızı Selena onu görmüş ve bir anda bu çobana aşık olmuş. O ölümsüz, çoban ise ölümlüymüş. Babası Zeus kızının aşkını anlamış anlamasına da çoban ölümlü olduğu bu aşka karşı gelmiş.
Selena babasına çobanı çok sevdiğini defalarca söylemiş, ama Zeus hep karşı çıkmış. Bir gün çoban yine yorgun düşüp uyuduğu bir gün onu gelmiş ve dudağından öpmüş. Babası da bunu görmüş ama belli etmemiş çok sevdiği kızı Selenaya.
Selena babasına çobana aşık olduğunu, ölümsüzlüğünü almasını, ölümlü olarak çobanla evlenmek istediğini belirtmiş.
Zeus sadece bir yol olduğunu, bunun da çobanı ölüm uykusuna yatırmak olduğunu söylemiş. Selena babasının bu teklifini kabul etmiş.
Çoban ölüm uykusunu yatmış. Selena ise hala ölümsüzmüş. Çobanın ruhu gökyüzüne çıkmış ama Selenaya dokunamamış bile
Babası oyun oynamış güzeller güzeli kızı Selenaya, yani sözünü tutmamış.
Şimdi her yıl Haziranın 15inde Selena gökyüzündeki dolunayın içine girermiş ve Bafa Gölü'ne bir damla gözyaşı akıtırmış.
Ve Bafa Gölü, Selenanın gözyaşı ile hırçınlaşır ve o yaz gününde dalgalarla dolu olurmuş.
Bafa Gölü kıyısında oturan Karyalılar, İyonyalılar ve diğer medeniyetler efsaneyi dilden dile anlatmış ve efsane günümüze gelmiş.
Onurlu bir Anadolu kadını
Öğretmen ve gazeteci dostlarımla hafif yağmurlu bir havada Bafa Gölü kıyısında gezerken ineklerini otlatan yaşlı bir kadın gördük. Öğretmen arkadaşım Alinin eşi onunla sohbet etmeye başladı. Yaşlı kadın köyde kimsesinin olmadığını, eşinin öldüğünü, çocuklarının ise çeşitli şehirlerde olduğunu, yapayalnız kaldığını söyledi. Üstü başı yamalıydı bu yaşlı kadının ve inanmazsınız elindeki şemsiye de yamalıydı. Hayatımda ilk kez yamalı bir şemsiye gördüm.
Hepimiz yaşlı kadının içinde bulunduğu duruma çok üzüldük. Kadına para vermek istedik ve kadın ise bize hayat dersi verdi.
Yaşlı kadın, Ben yoksul olabilirim, kimsem de olmayabilir, elimdeki şemsiye de yamalı. Karnım aç, evim virane de olabilir. Ama ben Anadolu kadınıyım. Kurtuluş Savaşı'nda cepheye mermi taşıyan yine bendim. Eşimin ölümünün ardından gözyaşı döken de. Gelin kızlarımın adından ağlayan yine bendim. Bana acımanız beni kırdı. Buradaki bütün kadınlarımız hep aynıdır dedi.
Ve su içen iniklerini ve sırtında çalı çırpı yüklü eşeğini alarak yavaş yavaş uzaklaştı. Yaşlı kadın gittikten sonra çevrede bulunan köylülere kadının kim olduğunu sorduk. İnanmayacaksınız, bunu yazarken ellerim titriyor, Bu kadını kimse tanımıyordu.
Acaba bu yaşlı kadın çobanı seven, Bafa Gölüne gözyaşı akıtan Selenanın dünyaya düşen görüntüsü müydü? İnanın günlerdir bunu düşünüyor ve uyuyamıyorum.
İşte Anadolunun onurlu bir kadını ve Selena Efsanesi...